“Daha fazla teknoloji, daha az kaynak kullanımı”
Üretimden imalata, işlemeden lojistiğe çok büyük bir etki alanı olan tekstil, son dönemde sürdürülebilirliğin en fazla gündeme geldiği sektörlerin başında geliyor.
Tekstil sektöründe 44 yılı geride bırakan ve İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşları arasında yer alan Taypa, gerçekleştirdiği üretiminin yüzde 85’ini ihraç ediyor. Şirketin sürdürülebilirlik çalışmaları ise hem sektöre, hem de tedarik zincirine örnek oluşturuyor.
“Sürdürülebilirlik, bugünkü neslin ihtiyaçlarının gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün verilmeksizin karşılanması anlamına geliyor. Biz sürdürülebilirliği iş kültürümüzün bir parçası olarak görüyoruz. Gelecek için değer yaratan bir şirket olarak, doğa, çevre ve insan odaklı bakış açımızı, tüm faaliyetlerimizin temeline koyuyoruz. Bu bağlamda 2022, 2025 ve 2030 için sürdürülebilirlik hedeflerimizi belirledik” yorumlarını yapan Taypa Tekstil Genel Müdürü Burak Karaarslan, “Sadece büyümeyi değil, büyürken değer yaratmayı kendimize ilke edindik. Teknoloji ve inovasyonun gücü ile kaynak kullanımımızı azalttık ve bundan sonra da hayata geçireceğimiz yeniliklerle sektörümüzde öncü bir şirket olmaya devam edeceğiz” diyor.
Yeni bir ekonomi
“Sürdürülebilir ekonomiyi yeni bir ekonomi olarak görüyorum” yorumunu yapan Karaarslan şöyle devam ediyor: “Teknoloji kullanımını artırıp, kaynak kullanımını azaltacak yatırımlar, yeni ekonominin ana anahtarları. Geleceğe daha iyi hazırlanmak için, tüm firmaların bu alanlara odaklanması gerekiyor. Taypa ve iş dünyası olarak bizler de doğal kaynaklarımızın sonsuz olmadığının bilincindeyiz. Türkiye’de de son dönemde bu konuda çok önemli adımlar atıldı. Özellikle sürdürülebilir su kullanımı, geri dönüşüm ve sıfır atık projelerinin yaygınlaşması; bunun yanında da alternatif enerji kaynaklarının çeşitlendirilip toplam portföyler içerisindeki ağırlıklarının artırılması gelecek adına hepimize umut veren çok önemli gelişmeler. Önümüzdeki dönemde şirketlerin değerlerini ciro ve karlılıkları belirlemeyecek; çevreye olan etkileri de en az ciro ve karlılıklarıyla doğru orantılı bir şekilde değerlenecek. Bu dönüşüme iyi hazırlanmak lazım” yorumunu ekliyor.
Tedarik zincirine standart getiriyor
Türkiye ekonomisinin çok büyük bir bölümünü KOBİ’ler oluşturuyor. Sürdürülebilir kalkınma için KOBİ’lerin de tüm dünyada yaşanan dönüşümü yakından takip etmesi ve yaşanan dönüşüme hazırlanması gerekiyor. Taypa’nın çok geniş bir alt tedarik ağına sahip olduğunu ifade eden Burak Karaarslan, şu bilgileri veriyor: “Hazır giyimde Türkiye’deki en büyük 10 ihracatçıdan bir tanesiyiz. Türkiye’de 3 bine yakın çalışanımız, 3 fabrikamız var. Genel merkezimizle birlikte 4 ayrı lokasyonda işlem yapıyoruz. Ve ciddi bir tedarik zincirimiz var. Bu kapsamda 2022 yılına kadar ‘Taypa Tedarikçi Değerlendirme Sistemi’ adı altında bir yapı oluşturmayı planlıyoruz. Bu sistem çerçevesinde Taypa standartlarına uyabilecek tedarikçileri belirleyeceğiz. Ardından, tedarikçilerimizi de kapsayan 2025 ve 2030 hedeflerimize ulaşmak için gerekli alanlarda eğitimler verecek, sürdürülebilir kalkınma için tedarikçi gelişimini sağlayacağız.”
Enerjisini güneşten, suyunu geri kazanımdan elde ediyor
“Çevre konularındaki tüm çalışmalarımızı, enerji, su ve kimyasal tüketimindeki tasarruf üzerine kurguluyoruz” diyen Karaarslan, “Teknoloji ve inovasyon yatırımlarımızla üretim süreçlerimizde kullandığımız kaynaklarda son 4 yılda ürün başına, su tüketiminde yüzde 47, enerji tüketiminde yüzde 41, doğalgaz tüketiminde yüzde 62 gibi hatırı sayılır bir tasarruf sağladık” bilgisini veriyor. Karaarslan şöyle devam ediyor: “2016 yılından bu yana kullanmış olduğumuz enerjinin yaklaşık yüzde 50’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik ediyoruz. 2021 yılı içerisinde yatırım programımıza güneş enerjisi projemizi aldık. Çorlu’daki yıkama fabrikamızda çatımızı tamamen solar panellerle kaplıyoruz. Taypa bünyesinde enerji ihtiyacımızın büyük bir bölümünü oluşturan yıkama fabrikamız, bu projenin tamamlanmasıyla birlikte bu ihtiyacın yüzde 45’ini kendi güneş enerjisi yatırımından sağlayacak. Kalan yüzde 55’lik bölümü de yine piyasadaki yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılayacağız. Yani yıkama fabrikamızın ihtiyacının yüzde 100’ünü yenilenebilir enerjiyle karşılıyor olacağız. Bunun yanında 2021 planlarımızda yer alan diğer bir konu da su geri kazanımı projemiz. Bunu da Haziran ayında tamamlamayı hedefliyoruz. Bu yatırımla birlikte, günlük su kullanımımızın yüzde 55’ini atık suların geri kazanılmasıyla elde etmiş olacağız.”
Numune olmadan dijital ortamda koleksiyon hazırlıyoruz
“Pandemi sürecinde seyahat kısıtlamaları ve müşterilerimiz ile sıcak temasımızın kesilmesi sonucunda dijitalleşme konusunda yapacağımız yatırımlarımızı hızlandırdık. Tasarımda 3D Design çalışmalarına başladık. Şu aşamada müşterilerimize numune yapmadan dijital ortamda koleksiyonlar hazırlıyoruz. Diğer taraftan Dijitay adı altında bir yazılım şirketi kurduk. Geliştirdiğimiz ‘Creatay’ isimli yazılım ile müşterilerimize online bir platform üzerinden koleksiyon sunumlarımızı gerçekleştiriyoruz. Ayrıca ‘sanal showroom’ sayesinde, müşterilerimiz web üzerinden merkez ofisimizdeki showroom'larımızı gezip istedikleri ürünler hakkında bilgi alabiliyorlar.”
Tüketici ne giydiğini bilsin istiyoruz
“2020 yılında başlamış olduğumuz LCA (Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi) projemiz ile üretmiş olduğumuz ürünlerin pamuktan başlayarak son tüketicinin o ürünü satın almasının sonuna kadarki süreçlerini tanımlayıp, çevresel etkilerini 14040/44 standartları çerçevesinde hesaplıyoruz. Buradaki amacımız, satın aldıkları ürünün çevresel etkisi hakkında son tüketiciler nezdinde farkındalık yaratmak ve satın alma kararlarını daha sürdürülebilir ürünlere kaydırmalarını sağlamak. Yılda ürettiğimiz 10 milyonun üzerinde ürünün tamamının yaşam döngüsü değerlendirmesini yapmayı hedefliyoruz.”