Dağ fare doğurdu

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Maliye Bakanı tasarruf paketini açıkladı, sonuç hüsran. Ekonomik kış geliyor ve kulağımda bir hicaz şarkı; “Kış geldi firak açmadadır sinede yâre. Vuslat yine mi kaldı başka bahare...” Özetle tasarrufu; merkezi idare yerine yerel yönetimler, kamu yerine özel sektör, iktidar yerine vatandaş yapsın.

Sahi, haftalardır beklediğimiz tasarruf paketi bu mu olmalıydı? 2 trilyon 700 milyar liralık bütçe açığı varken 100 milyar liralık tasarrufu hedefleyen bu paket ile sağlanacak faydanın ancak %3’lük bir iyileştirme vaadi, tasarruf kelimesiyle sıfatlanabilir mi? Dağ, fare bile doğuramamış gibi.

BİZ BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRMÜŞTÜK

İtiraf edeyim ki ben çok umutlanmıştım. Neticede Mehmet Şimşek’in desteklenmesi kanaatim var ve inanıyordum ki tasarruf paketi, dişe dokunur içerik ile gelecektir. Ancak gördüğüm, ekonomiyi darboğazından çıkaracak, köklü, cesur adımlar yerine bir tür “dostlar tasarrufta görsün” adımı imiş.

Şunu söyleyebilirim artık; 90’lı yıllarda israfın her ayyuka çıktığında, kamuoyu baskısına cevaben bu tasarruf paketi filmi vizyona konmuştur. Bence en fazla 1 hafta gösterimde kalır, çenemizi yorar, haftaya gösterimden kalkar ve kısa sürede anılarımızın müziği oluverir, unutulur, takibi yapılmaz.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Tasarrufa dair…

Enflasyonun düşeceği algısı yaratır mı? 

Vatandaşın boğazını sıkmak yerine, kamunun taşın altına elini koyması gereğini yazdık çizdik. Kamu da “haydi abbas, vakit tamam, akşam diyordun işte akşam” kabilinden bazı palyatif tedbirleri paketledi ve önümüze koydu. Kamu; taşın altına, eli yerine serçe parmağını koymayı tercih etti.

Mehmet Şimşek paketi uygulayabilir mi?

Kendi yetki alanı içindeki tüm kurum ve kuruluşlarda başarılı olur. Gerisi? Zorlanacaktır. Her ne kadar 3 yıllığına tasarruf döneminden söz etse de açıklamalarında sıkça kullandığı bir ifade var ki paketin başarısı hakkında kuşku doğuruyor; “yasayla tanımlılar ve acil ihtiyaçlar hariç…” Tam kaçış kapısı… 

not / KAMU PARASI HARCIYORSAN HARAM KENDİ PARANI HARCIYORSAN İSRAF…

Tasarruf, sarf, masraf, mutasarrıf ve israf kelimeleri aslında aynı kökten türemiştir. İsraf, gereksiz kullanım ve tasarruf ise akıllı kullanım anlamı taşıyorsa, tasarruf tedbirlerinde önceliğin; israf edenlerden başlatılması akla yakın düşmektedir. Fakat gel gör ki müsrif kamu hala müsrif kalmış.

Oysa ekonomik kış fena bastıracak. Yaz etkisi, baz etkisi, gaz etkisi geçip güz etkisi geldiğinde sözde tasarrufun acısı, umutlarımızı da silip süpürecektir. Tıpkı hicaz makamı şarkıdaki gibi; “Kış geldi firak açmadadır sinede yâre / Vuslat yine mi kaldı başka bahare…” Yazık ettik tasarruf umutlarına, yazık…

Burada temel sorun, yediği yemeğin faturasını kendisinin ödememesidir. Acaba lüküs araba sevdalısı yöneticiler, altındaki aracın parasını kendisi ödese, böyle harcama yapar mıydı? Ya da tarihi binasını beğenmeyip cam binaya geçen başkan, kirayı, elektriği, suyu, yakıtı, personeli kendisi ödese; böylesine har vurup harman savurur muydu? Sanmıyorum. Zaten kamu israfının kökü de burada…

Koca paketin tasarruf vaadi 3 milyar $ ise ve bu ancak Diyanet’in ödeneğine denk geliyorsa, benim paket yorumum şu olacaktır; “Efendim diyanetin başkanına ilaveten 7’nci arabası alınmayacak.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar