Çukurova’da su bitti, çiftçiye “ekmeyin” mesajı gönderildi

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Türkiye, tarımda en zor dönemini yaşıyor. Yıllardır yapılan tüm uyarılara rağmen su konusunda gerekli yatırımların yapılmaması ve mevcut suyun yönetilememesi nedeniyle Türkiye’nin en verimli ovalarından Çukurova’da su bitti. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği köy muhtarlıklarına ve ilgili birimlere yazı göndererek güzlük ekim yapılmamasını istedi. Yapılsa bile su verilemeyeceğini bildirdi.

Tarımda “sonunda bu da oldu” dedirten bir uygulama. Çiftçilere resmi yazı ile “ekim yapmayın, su yok” denildi. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği, 24 Temmuz 2024 tarih ve 13743023.956-1313 sayılı yazı ile çiftçilere güzlük ekim yapmamaları konusunda uyardı. Seyhan Sulaması Rotasyon Programı Hakkında konulu yazıda aynen şöyle deniliyor:

 “12.07.2024 tarihi itibariyle Seyhan Barajında 357.31 hm3 (hm3, hektometre küp demek. 1 hektometre küp 1 milyon metreküpe eşit) sulamada kullanılabilir su bulunmakta olup bu miktarın ancak çok yıllık bitkilerin (Narenciye, Her çeşit meyve bahçesi, her çeşit Fidan vb.) su ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden,  güzlük ekim (Soğan-sarımsak. Patates, Her çeşit sebze vb.) yapılması halinde çok yıllık bitkilere su verilmemesi riski oluşacağından, kendi imkânı ile sulama yapabilecek çiftçiler haricinde (Dere yatağı ve drenaj kanalından sulama yapanlar hariç) güzlük ekim için su verilmesi mevcut su bütçesi ile mümkün görülmemektedir.

Bu kapsamda güzlük ürün ekilmesi durumunda mevcut su bütçesi ile su verilemeyeceği konusunun mahalle halkına duyurulması hususunda;

Bilgilerinizi ve gereğini arz/rica ederim.”

Yazının altında Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği Başkanı Yunus Karaömerlioğlu, Birlik Müdürü Oktay Duraktekin’in imzası var. Ceyhan, Yüreğir, Sarıçam ve Karataş’a bağlı 102 mahalleye (köy) bildirilmesi/ duyurulması için muhtarlıklara gönderiliyor.

Çiftçiye “soğan, patates, sarımsak, sebze ekme” deniliyor

Bölgedeki çiftçilerle de konuştum. Açıkça çiftçilere güzlük ekim yapmayın, yaparsanız su veremeyeceğiz deniliyor. Kendi olanaklarınla sulayabileceksen ek, dere kenarında drenaj kanalından su alanlar ekim yapabilir deniliyor. Güzlük olarak soğan, sarımsak, patates, her türlü sebze ekimi yaparsanız ben su veremem. Elimdeki su ile sadece meyve bahçelerini sulayabiliriz deniliyor. Bu arada yazıyı aynen yayınladım içeriği kadar, yazımı da tam bir felaket. Yazım kuralları sıfır.

Adana Çukurova’da yaşanan su sorunu Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanıyor. Bundan 40 gün önce 26 Haziran 2024 günü Adana’da Türkiye İş Bankası ile Adana Çiftçiler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği toplantıda çiftçilerle, sektör temsilcileriyle bir araya geldik. O gün de en çok gündeme getirilen konu su olmuştu. O toplantıdan sonra yazdığım yazıda anlatılanları şöyle yazdım: 

Su sorunu Çukurova için en büyük tehdit

Adana’da hangi çiftçi ile konuşsak sulama hizmetinden, su fiyatından şikâyetçi. Herkes su sorununun yakında daha çok büyüyeceğini biliyor. Çiftçilerin söylediklerine kulak verelim: 

- Tarımın en büyük girdisi su. Ülkemizde 2018 yılından itibaren çok radikal bir kararla 378 sulama birliği birleştirilerek şu anki mevcut düzene geçildi. Bu 6 yıllık süreç değerlendirmek için yeterli bir süre. Biz burada çalışan arkadaşlardan ziyade bu getirilen sistemin çiftçi açısından çok büyük sorun yarattığını gündeme getirmemiz gerekiyor. Özellikle hizmet anlamında çok büyük sorunlar yaşanıyor. Bu model hem fiyat hem de hizmet açısından çiftçiye yarar değil zarar veriyor.

- Yakında en büyük sorunumuz su sıkıntısı olacak. Çukurova,  Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden birisi. Çok geniş tarım alanları ile hem yerel hem de ülke ekonomisine çok büyük katkı sunuyor. Bayramda 3 gün suyumuz kesildi. Hava çok sıcak, kurak geçiyor ve bayramda 3 gün su verilmedi. Bizim 25 kilometre kuzeyimizde Çatalan Barajımız var. Bir altında Seyhan Barajı var. Kod yüksekliği Adana merkezde 67. Oradan kapalı sistem cazibeli su getirsek, motopompa, elektriğe, enerjiye gerek yok. Vanayı açtığınızda 365 gün sulama yapılabilir. Şu anda sürekli sıkıntı yaşanıyor. Kanal tıkanıyor, açıkta gelen su buharlaşıyor. Suyu verimli kullanamıyoruz. 

- Şubat’ta, Mart’ta taşkın olmasın diye barajdaki suyu boşa akıttılar. Yeterince kar yağmadığı için baraja su akışı azaldı. Şimdi Ağustos’ta Eylül, Ekim’de sulama için su kalmayabilir deniliyor. Meteorolojik veriler takip edilmeden, ölçüm yapılmadan su bırakılır mı? Çok büyük plansızlık var.

- Sulama birlikleri çok yüksek fiyata su kullandırıyor. Dekara 1600-1700-1800 liraya su olur mu? Ayrıca Mayıs-Haziran aylarında paranın yarısını ödememizi istiyorlar. Ürün parası almadan nasıl ödeyeceğiz?  Bunu ödersen yüzde 15 indirim yapacakmış. Ödemezsen ipotek var gözünün yaşına bakmıyor. 

Suya zam var, destek yok

- Sulama konusu çok büyük problem. Geçen sene Cumhurbaşkanlığı kararı ile su bedellerinde yüzde 50 indirim yapıldı. Destek verildi. Bu sene hem yüzde 100 zam yapıldı hem de destek yok. Geçen yıl sulama bedeli diyelim ki 150 liraydı. Yüzde 50 indirim yapıldı. Çiftçi 75 lira ödedi. Bu yıl yüzde 100 zam yapınca 150 lira 300 lira oldu. Geçen yıl 75 lira ödeyen çiftçi şimdi 300 lira ödeyecek. Bu çok yüksek.

- Sulama birliklerine borcu olan çiftçilerimiz var. Dedik ki bu çiftçiler borçlarını Başak Kart’a yüklenen mazot ve gübre desteğinden ödesinler. Biliyorsunuz bu karta yüklenen destek bedeli ile sadece gübre ve mazot alınabiliyor. Çiftçinin hesabında kullanmadığı para var ve sulama birliğine de borcu var. Bu borcu oradan ödesin diyoruz ama kabul etmiyorlar. Bakan’a da söyledik. Teknik olarak mümkün değil diyorlar. Bir talimatla yapılabilecek bir iş. Bizim destek alacağımız 1 yıl sonra ödeniyor. Ama borcumuza faiz işliyor. Mahsuplaşma olsun diyoruz olmaz diyorlar.

- Adana’da sulama birliklerinden geçmişte çok memnunduk. Ama şimdi istediğimiz hizmeti alamıyoruz. Birlik başkanı atama ile geliyor. İyi çalışan var çalışmayan var. Çiftçiden kopuk. Seyhan sulama kanalımız var. Sağ tarafı Sağ Sahil Sulama Birliği oldu, Sol tarafı Sol Sahil Sulama Birliği oldu. Barajdan denize kadar. Bütün ova bir adama bağlı. Çok büyük alan yönetmesi çok zor.

- Su olmazsa bu ovanın Konya, Niğde bozkırından bir farkı olmaz. Bu kadar önemli bir ovada suyu da kötü yönetirseniz verim alamazsınız. Şubat-Mart ayında su aktı hiç mi hesap yapmadınız. Şimdi de Ağustos’ta su yetmeyebilir kesebiliriz diyorlar.

- Biz 1950’li yıllardaki yatırımlarla suyu kullanıyoruz. Yeni teknoloji ile sulama yapılmalı. Su konusunda zaman yitirmeden önlem almak lazım.”

Sözün bittiği yerdeyiz

O toplantıda çiftçiler “yakında su verilemeyecek noktaya gelinecek” demişlerdi. Aynen öyle oldu. Çiftçilere gönderilen yazı bunun kanıtı. Aslında 40 gün önce değil belki 40 yıldır bu konular gündeme getiriliyor. Fakat sahada somut bir adım atılmadığı için sözün bittiği noktaya geldik. Suyumuz yok, ekmeyin diyorlar. Peki, bu çiftçi ne ile geçinecek?  Arazisini ekmeden nasıl yaşayacak? Haydi diyelim ki çiftçi başının çaresine baktı, bir iş buldu. Ekilmeyen bu arazilerde üretilecek ürünleri nasıl ve nerede üreteceksiniz? Ülkeyi nasıl besleyeceksiniz? Üretilmeyen her bir ürün ithalatla karşılanacak. Ülkenin bu kadar parası var mı?

Mevzuat süper ama su yok!

Tarım ve Orman Bakanlığı bugüne kadar su ile ilgili birçok mevzuat çalışması yaptı. Su eylem planları, Su Kurulu’nun kurulması daha neler var neler. Mevzuatımız süper ama su yok. Mevcut suyu bile yönetemiyorlar. Hatırlar mısınız? Eski bakanlardan Bekir Pakdemirli sürekli “yeraltı barajları inşa ediyoruz, 150 yer altı barajı yaptık” demişti. Nerede bu barajlar? 

Şimdi Su Kurulu oluşturuldu. Daha geçenlerde toplandı. Alınan kararların sahada karşılığı yok. Herkes vahşi sulamadan, açık kanallardan suyun taşınmasından şikâyetçi. Tarım Bakanlığı verilerine göre tarımda su verimliliği yüzde 51. Yani suyun yarısını tarlaya götürürken veya tarlada kaybediyoruz, kullanamıyoruz. Suyu barajdan kapalı sistemle, borularla taşımak için doğru dürüst bir çalışma yok. Yıllardır bekleyen projeler var. Bu projeler neden yaşama geçirilmedi?  

Sadece barajlardaki su değil, yeraltı suları da çok kontrolsüz kullanılıyor. Birçok yerde 500-600 metreden su çekilerek tarla sulaması yapılıyor. Maliyeti çok yüksek. Kuyuların büyük bölümü kaçak. Yeraltı suyu da yakın gelecekte tükenecek. Ülkeyi çöle çevirecekler. Sonra da üç satırlık yazı yazarak “ekmeyin suyumuz yok” denilecek.

Su odaklı planlama çiftçiye ekim yaptırmamak mı?

Tarım ve Orman Bakanlığı’nda ağzını açan “su merkezli” veya “su odaklı” üretim planlamasından söz ediyor. Su odaklı üretim planlaması çiftçiye ekmeyin demek midir? Su kalmayınca neyi planlayacaksınız?

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan yıllardır adeta çırpınıyor. Diyor ki, “Seyhan Barajı’ndaki kod farkından dolayı milyarlarca metreküp su barajda hiç kullanılmadan duruyor. Barajdaki suyun 3’te 2’si kod farkından dolayı hiç kullanılamıyor. Bu kod farkını giderecek çalışma yapılırsa en azından şimdilik su sorunu çözülür.

Bu sıcaklarda 5 gün bir bölgeye su veriliyor 5 gün başka bir bölgeye. Su kısıtlaması uygulanıyor. Sıcak nedeniyle ürünler susuz kaldığı için verim düşüyor. Ürün kuruyor. Yağmur yağmazsa Çukurova tümden biter.”

Aydın Söke Ovası’nda 25 bin dönüm pamuk kuruyor

Aydın’ın Söke Ovası’nda da Sulama Birliği suyu yönetemediği için ciddi sorunlar yaşanıyor. Aydın Valiliği su kısıtlaması uyguluyor. Barajlardan çiftçiye bir üretim sezonunda sadece 2 kez su veriliyor. Temmuz ayı başında pamuk üreticileri daha 1’inci suyu kullanamadıkları için binlerce dönüm pamuk zarar gördü. Bugün baraja yakın tarlalar 3-4 defa sulanırken Söke Ovası’nda 25 bin dönüm pamuk ekili alan susuz bırakıldı. Bu kez 22’nci su verilmediği için zarar katlanarak büyüdü.  Bu yıl su sorunu nedeniyle Söke Ovası’nda pamuk verimi yarı yarıya azalırsa kimse şaşırmasın.

Özetle, Türkiye’nin farklı bölgelerinde, verimli ovalarında tarımsal sulamada ciddi sorunlar yaşanıyor. Bakanlık, hükümet sadece seyrediyor. 2018 yılında sulama birlikleri ile ilgili yapılan yasa değişikliği sonucunda sulama birliklerine yöneticilerin atama ile göreve getirilmesi suyun yönetiminde ciddi sorunlar doğurdu. Bayramda 3-4 gün suyu tamamen kesen sulama birlikleri oldu. Bunlar zannediyor ki çiftçiler bayramda Yunan adalarına tatile gidiyor. Çiftçiye, tarıma bu kadar yabancılar. Türkiye su sorununu acilen masaya yatırmalı. Mevcut suyun verimli şekilde kullanılması için çalışmalar yapılmalı. Bu yapılmazsa yarın ülkenin her tarafında “ekmeyin, suyumuz yok” denilerek ülke çöle döner. 

Salih Erdem yaşamını yitirdi 

Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı 2002-2006 döneminde yakından tanıdığım Salih Erdem’in ölüm haberine çok üzüldüm. 

Fiskobirlik’e 1950’li yıllarda fındık alım işçisi olarak girmişti 2002’de Fiskobirlik’in başkanı oldu. Yurtsever, üretici dostu bir başkandı. 

Çok sıkıntılı bir dönemde görev yaptı. Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nin Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) dayatması ile tasfiye edilmeye çalışıldığı, devlet tarafından birliklere mali desteğin yasaklandığı günlerdi. 

AK Parti iktidarının o ilk yıllarında kurumları ele geçirmek istediği bir dönemde Fiskobirlik’i ve fındığı, ülke çıkarları doğrultusunda yönetti. 

Hükümet, o dönemde 3 kez Fiskobirlik’i seçime zorladı. Salih Bey her defasında kazandı. En sonunda Fiskobirlik devre dışı bırakılarak tarihinde ilk kez Toprak Mahsulleri Ofisi’ne fındık aldırıldı. Başkanlıktan kendi isteği ile aday olmayarak ayrıldı. 

Ailesine, sevenlerine, kurucusu olduğu Trabzonspor camiasına başsağlığı dilerim. Mekânı cennet olsun. 

 


 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar