COVİD-19’un turizm sektöründeki KOBİ’lere etkileri…
Mehmet Yalçındere, Güno şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı ve Ankara Sanayi Odası Meclis Üyesi.
Ankara OSTİM’deki işletmesinde, Otel buklet malzemeleri olarak tanımlanan, “Tekstil ürünlerinin laminasyonu, kesimi, baskısı, dikişlerinin yapılması, plastik hammaddelerden plastik ürünleri üretimi, baskıları, sabun ile kozmetik ürünleri”nin imalat ve pazarlamasını gerçekleştiriyor.
Mehmet bey, hem imalat sanayinde hem de ürünlerinin kullanıldığı turizm sektöründe COVİD-19 salgının olumsuz olarak etkilediği sanayicilerimizden… Kendisinden bu süreçte yaşanılanları ve salgının sönümlenme döneminde yaşanılacaklara ilişkin görüşlerini anlatmasını rica ettim. “Uluslararası alanda, başta Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC)olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ise sınıfta kaldı.
AB ülkelerinde pandemi sürecinde, ortak hareket edilemediğini, dayanışmanın neredeyse olmadığı, hatta her ülke başının çaresine baktığı bir süreci hala yaşıyor.
Ülkemiz, Dünya turizmine yön veren ilk 10 ülke arasındadır.
Türkiye'de bakanlık ve belediye belgeli otellerde 2019 yılı verilerine göre toplam 12 bin 844 tesis bulunduğu, yatak kapasitesinin 1 milyon 715 bin 200'e yükseldiğini açıklandı.
Bakanlığın açıkladığı verilerde, 2019 yılında tesise giriş sayısının 81 milyon çıktığı,
geceleme sayısının da 211 milyon 300 bin olduğu, tesis doluluk oranının yüzde 53.5'e çıktığı görülmekte..
Bakanlık açıklamalarında, 2019 yılında turizm gelirleri 34.5 milyar dolar gerçekleşmişti.
Turizm sektöründe yaklaşık 2 milyon kişi istihdam edildiği söylenebilir.
Ülkemiz istihdamı içindeki payı yaklaşık yüzde 10’u bulduğu bilinmektedir.
Konaklama sektörü, beraberinde 54 sektörü doğrudan ilişki içinde olup kadın ve genç çalışan açısından istihdama katkısı da önem taşımaktadır.
Turizm sektöründe ortalama 1 buçuk milyon sezonluk işçi çalıştığı, göçmen çalışanların ise kayıtsız çalıştığı iddia edilmektedir.
Pandemi sürecinde deneyimli ve başarılı turizmcilerimizin salgınla baş edeceklerini biliyoruz.
Sosyal mesafe ve maske ile tatil kavramlarını bir araya getirmek olanaklı olup, salgınların doğası gereği önlemlerin geçici süreliğine uygulanacağını biliyoruz.
Salgının sonraki dalga dönemlerinde temizlik, maske ve dezenfektan alışkanlığı temelinde, sosyal mesafeyi koruyarak yaygın testler ile kalıcı önlemlerle sürdürmemiz gerektiğini anlamış olmalıyız.
Salgınla yaşamaya alıştığımızda, hastalanma riskinin azalması ile normale dönülecek ve turizm sektörü de o zaman nefes alacaktır.
Bu gelişmelerin ışığında, çok güçlü bir olasılık ise önümüzdeki dönemde iç pazar ve yurtdışından gelen turist profilinde önemli değişiklikler yaşanması olacaktır.
Turizmin kitleselleşmesi, sosyalleşmeyi hızlandıran toplumsal dengenin kurulmasında rol oynayan, istihdam alanı açan, çarpan katsayısı özelliği ile kendisi ile birlikte diğer sektörleri de etkileyeceği ortadadır.
Turizm sektörünün en büyük yatırım alanları olan konaklama, ulaştırma hizmetleri yeni yatırım potansiyeli olmasa bile mevcut yatırımları güncel ve rekabetçi kılmak için sürekli yenileme yatırımları nedeniyle finansmana da ihtiyaç duyarlar. Stratejik önemi olan Turizm sektörü ile birlikte olan 54 sektörün otel tedarikçileri, sağlık, gıda, temizlik ve ambalaj sektörlerinde belirleyici olan özellikle sanayici KOBİ’ler her sektördeki üretim ile tüketim zincirinin içinde insan yaşamının vazgeçilmezleridir.
Tesislerin yaşatılması amacıyla iş yapamayan işletmeler için kredi desteği ve borçlarının yeniden yapılandırılması çözüm olmamaktadır.
Önerilerimi şöyle sıralayabilirim;
“- Turizm sektörü ile tedarikçilerine devlet tarafından hibe desteği gerekir.
- Yine ödenecek vadesi gelmiş kredilerin, SGK, vergiler, aidatlar vs. ödemelerinin ise gelecek yıla ertelenmesi hem bizim sektörümüzü hem de diğer sektörleri rahatlatacaktır.
- Turizmde bir çözümde, tesislerin geçen 2019 yılı cirolarının yaklaşık yüzde 30’u civarında bir hibe desteği olabilir.
- Büyük işletmelere de küçük işletmelere de kredi desteği, çalışma ödeneği eşit oranda verilmesi sürdürülmelidir.
- Sektör temsilcilerinin katılımları ile bir destek paketinin hazırlanması gereklidir.”
Tesislerimizin yöneticilerinin de biz otel tedarikçileri gibi belirsizliğin oluşturduğu endişe ve korkuları ile müşterilerinin azalması ve rezervasyon olmaması sonucu önlem olarak tesislerini geçici süreliğine kapatmakta, açık olanlar ise çalışanlarının çoğunluğu evlerinde olup geçinemedikleri için huzursuzlukları artmaktadır. Salgın öncesinde tesislerin verilmiş siparişlerini iptal edip yapılmış hazır ürünlerini bile teslim almayan, bununla birlikte cari hesaplarındaki geçmiş borçlarını bile ödeyememişlerdir.
Biz otel tedarikçileri, alacağımızı alamaz iken borçlarımızı ve ödemelerimizi de öz kaynağımız ve krediler ile karşılamak zorunda kaldık.
Bu alanda faaliyet gösteren KOBİ’ler olarak önümüzdeki yıldan itibaren aşının da geliştirilmesi ile birlikte daha istikrarlı bir sürece, bir anlamda eskiye dönebileceğimizi umut ediyoruz...
Bizler inancımız ile özgüvenimizi yitirmeden sektörlerimizde hep birlikte düşünür, yaratır ve uygularsak, turizmde de büyük atakları yapar ve hızlı şekilde bu girdaptan kurtulabiliriz” diyor Mehmet bey.