COP27: Harekete geçersek, hala umudumuz var!
Bugün aldığımız kararlar; sadece gezegenimizde yaşayan yaklaşık 8 milyar insanı değil, gelecek nesilleri de etkileyecek.
27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP27, iklim konusunda rekorların kırıldığı ve dünyanın geleceği adına endişe veren gelişmelerin yaşandığı bir senenin ardından başladı.
Pakistan'daki seller nedeniyle yaşanan felaketler, açlık ve gıda krizinin artması, enerji krizi nedeniyle iklim krizinin en büyük nedeni olan fosil yakıt kullanımının yükselişe geçtiği 'çoklu kriz' döneminde gerçekleştiriliyor olması, zirveden çıkacak kararların yaşamsal bir önem taşımasına yol açıyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, 3 Ekim'de yaptığı konuşmada, “Pakistan'ın üçte biri seller altında. Avrupa'da son 500 yılda yaşanan en sıcak yaz. Filipinler mahvolmuş halde. Küba'nın tamamı karanlıkta ve Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ian kasırgası hiçbir ülkenin ve hiçbir ekonominin iklim krizine bağışık olmadığını acımasız bir şekilde hatırlattı” demişti.
6 Kasım Pazar günü başlayan ve 18 Kasım’a kadar Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde devam edecek konferansın hedefinde; iklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve bu planların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesi yer alıyor.
Yani, “Artık konuşmayı bırakıp, somut adımlar atma zamanı” demeyi hedefliyor COP27.
Konferansa, bir Afrika ülkesi olan Mısır’ın ev sahipliği yapması da, gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının daha fazla gündeme gelmesini sağlayacak önemli bir unsur.
Zirvenin başkanlığını Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri yürütüyor. Zirveye yaklaşık 190 ülkeden 40 binin üzerinde katılımcı, 100'den fazla devlet lideri ve politika yapıcının gelmesi bekleniyor.
'Uygulama Zirvesi' olarak tanımlanan COP27'de 7-8 Kasım tarihlerindeki Liderler Zirvesi'nin ardından finans, bilim, gençlik ve gelecek nesiller, karbonsuzlaşma, adaptasyon ve tarım, cinsiyet, su, sivil toplum, enerji, biyoçeşitlilik ve çözümler başlıkları altında her gün tematik oturumlar düzenlenecek.
Kayıp ve zararların fonlanması
Sanayi öncesi döneme göre halihazırda 1,1 derecenin üzerine çıkan küresel sıcaklık artışını yüzyıl sonuna kadar 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefini gerçekleştirmek için ülkelerin açıkladığı ulusal katkı beyanlarının (NDC) güçlendirilmesi zirvenin temel başlıkları arasında.
Gelişmekte olan ülkelerin iklim krizi nedeniyle uğradığı ekonomik kayıpların iklim krizinin ortaya çıkmasında tarihsel sorumluluğu en yüksek olan Batı ülkeleri tarafından tazmin edilmesi anlamına gelen Kayıp ve Zarar Mekanizması'na fon ayrılması da zirvenin en önemli tartışma konularından bir diğeri.
Zirvenin Mısır'da düzenlenmesi nedeniyle, 'Kayıp ve Zarar' başlığının öne çıkacağı öngörülüyor.
Gelişmekte olan ülkelerde iklime uyum planları için 2030'a kadar yıllık 160 ile 340 milyar dolar arasında finansmana ihtiyaç duyuluyor; fakat 2020'de bu ülkelere sağlanan küresel iklim ve uyum finansmanı bu miktarın yüzde 10'unun altında kalıyor.
Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele için 2009'dan itibaren kendilerine taahhüt edilen ancak hiçbir yılda tam olarak ödenmeyen yıllık 100 milyar dolarlık iklim tazminatının taahhüt edildiği şekilde ödenmesini ve ödeneceği günün öne çekilmesini istiyor.
Sadece 24 ülke harekete geçti
Geçen yıl gerçekleşen COP zirvesinde, ülkeler NDC'lerin güçlendirilmesi için fikir birliğine varmış olsalar da, sadece 24 ülke NDC'lerini güncelledi ve planlarını güçlendirme yoluna gitti.
COP27'de Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin güncel NDC'lerini ve emisyon azaltım hedeflerini açıklaması bekleniyor.
Tek ihtiyacımız siyasi irade ve yatırım
Geleceği bizim kararlarımız belirleyecek. Eğer harekete geçersek, iklim ve doğa krizleri kaçınılmaz değil. Hala bir fark yaratabiliriz. Ne yapmamız gerektiğini; gezegenimizi nasıl temiz, sürdürülebilir ve adil hale getireceğimizi biliyoruz. Harekete geçecek teknolojiye sahibiz. Tek ihtiyacımız olan siyasi irade ve yatırım.
Büyüyen bir enerji krizi, rekor sera gazı emisyonları ve artan aşırı hava olayları ile karşı karşıya kalan COP27, insanlar ve gezegen için dönüm noktası olan Paris Anlaşması’nı yerine getirmek için ülkeler arasında yeni bir dayanışma ortamı kurmayı hedefleyecek. COP27 Başkanı Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin zirve öncesi delege ve katılımcılara gönderdiği mektupta ifade ettiği gibi; “İklim krizi 'varoluşsal bir kriz. COP27'nin planların uygulamaya geçilmesini mümkün kılan bir zirve olmasını hedefliyoruz.”