Çölde Bir Uzay Şehri: Neom
Dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı Suudi Arabistan, 2006 yılında ülkesinde bir Mega Kent projesini başlatacağını duyurmuştu.
2015 yılına gelindiğinde, projenin adının “Kral Abdullah Ekonomik Şehri” olacağı açıklandı ve 100 milyar dolarlık bir yatırım öngörülüyordu.
2017 yılında Suudi Arabistan'ın fiili idaresini ele alan Muhammed bin Selman, Kızıldeniz kıyısında bir mega kent inşa edeceklerini duyurdu. Uluslararası medyada “MBS” adı verilen Veliaht Prens, Mısır ve Ürdün'le de bağlantılı olacak projeye 500 milyar dolar ayırdı.
Suudi Arabistan'ın sadece petrol gelirlerine dayalı ekonomisini çeşitlendirmeyi hedefleyen “MSB” projesi, 26.500 kilometre karelik bir alana yayılacak.
Suudi Arabistan’ın, geçtiğimiz aylarda görsellerini dünyaya sunduğu mega kentin adının “Neom” olacağını duyurdu. Bu isim Yunanca yeni anlamına gelen “Neo” ve Arapça “Gelecek” anlamına gelen “Müstakbel” kelimelerinin birleşiminden gelmektedir. Ülkenin kuzeybatısındaki Neom'un konumu, Akabe Körfezi ve Süveyş Kanalı ile deniz ticaret yollarına yakın bir noktada bulunacak.
Bir uzay kentini andıran Neom’da 120 km uzunluğunda, 200 m genişliğinde düz bir hat şeklinde bir bina inşa edilecek. Neom’un en önemli parçası olacak bu binaya “The Line” adı verilmiş. Bazı yerlerde yükseklik 500 m’ye kadar çıkabilecek. Bu şehirde herhangi bir yol veya araba olmayacak, onun yerine uçan asansörler, robotların ve taşıtların yüzdüğü bir şerit olacak. Ancak, bir uçtan diğer uca 20 dakikada ulaşılmasını sağlayacak yüksek hızlı bir treni bünyesinde barındıracak. Bununla birlikte şehir sakinlerinin beş dakikalık yürüyüşle sosyal alanlara ulaşabilmesi planlanıyor ve yapay bir kayak merkezi de bulunacak.
Dikey kent projesi The Line'ın planlama direktörü Tarık Kaddumi, şehrin şu anki yaşam tarzında devrim yaratacağını ifade ederek, projenin “Net-sıfır” olacağını belirmiş. Net-sıfır, atmosfere yeni emisyon gazı eklenmemesini ifade etmektedir. Yani, atmosfere salınan ve sera etkisine neden olan gazların miktarını, yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla eşitlemek anlamına gelmektedir. Sadece rüzgâr ve güneş enerjilerinin kurulacağı The Line, sahil boyunca uzanan ve çöllere erişen iki tarafı aynalı bir yapıda “Fütüristik bir mimariye” sahip olacak, çöl, dağ ve deniz manzarasını bir arada sunacak.
Şehrin 2030 yılına kadar tamamlanan bölümünde 1,5 milyon kişinin yaşaması planlanıyor. Proje son halini aldığında 9 milyon kişilik nüfusu barındırması öngörülüyor.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman Mısır Piramitleri kadar simgesel ve zaman üstü bir proje inşa etmeyi hedeflediğini ifade etmiş Neom'da çalışmaların başladığı bildirmiştir. The Line'ı "İnsanı ilk sıraya koyan bir medeniyet devrimi" olarak tanımlamıştır.
Çekilen hava fotoğraflarında uzunluğu 120 kilometreyi aşan mega şehir The Line için ekskavatörlerin çölü kazmaya başladığı görülmüştür. Açılan hendeklerden çıkarılan topraklar, yine onlarca kamyonla taşınmaktadır ve hendeklerin inşa edilecek The Line'ın temelleri olması beklenmektedir.
Neom’da ayrıca Kızıldeniz’in kıyısına inşa edilmesi planlanan “Oxagon” (Türkçe karşılığı: Sekizgen) adı verilen, deniz üstünde 40 kilometre kare büyüklüğünde yüzen bir sanayi şehri de bulunacak. Oxagon’un dünyanın en büyük sanayi bölgesi olması bekleniyor.
Tüm açıklamalara rağmen, bu projenin sürdürülebilirliği konusunda şüpheleri olan uzmanlar vardır. Hem bütçe olarak hem de teknoloji olarak planlananların gerçekleşemeyeceğini düşünenler çoğunlukta.
Ancak, bu projenin hayata geçmesi durumunda, bir yandan inanılmaz büyüklükte bir ekonomi ve istihdam yaratacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu projenin sadece inşasında bile yüzlerce şirket ve on binlerce işçi çalışacaktır. Türk inşaat firmalarının da çok etkin olacağını ifade edebiliriz.
Burada yaşaması planlanan 9 milyonluk nüfusun büyük bir bölümünün sadece Suudi Arabistan halkının değil, dünyanın çeşitli yerlerinden buraya göç edecek insanlardan oluşacağını da öngörmek mümkündür. Kendi içinde hastaneleri, okulları, üniversiteleri, spor kompleksleri ve kültür merkezlerini de barındıracak bu kente yaşamak, dünyanın zor coğrafyalarında ve zor şartlarda yaşamını sürdürmekten daha kolay olacaktır. Enerji açısından da kaynağa en yakın konumda bulunduğundan ve güneş enerjisini tüm yıl mükemmel bir şekilde aldığından dolayı, yakıt, ısınma ve diğer enerji giderleri, dünyanın hiçbir yerinde olmayacak kadar uygun şartlarda sağlanacaktır. Bir yandan gelir seviyesi yüksek insanlar burada yerlerini almaya başlarken, diğer yandan başta Afrika’dan olmak üzere, yüzbinlerce insana da iş alanları yaratılmış olacaktır.