Çin’in yeşil enerji politikası dünyayı kurtarabilir mi?
Çin, yeşil teknoloji yatırımları konusunda çok büyük bir sıçrama sergiliyor. Bugün dünya genelindeki elektrikli araçların yarısından fazlasını, solar panellerin ise yüzde 80’ini üretiyor. Ülkenin 5-10 yıl içinde yenilenebilir enerji ve yeşil teknoloji yatırımlarını iki katına çıkarması bekleniyor.
Pekin’in 2025 yılına kadar hayata geçirmeyi planladığı iklim politikası ise, bazı uzmanlara göre dünyayı değiştirebilecek bir güce sahip. Bunlardan biri de Avrupa Enstitüsü Direktörü Adam Tooze.
Tooze’a göre Çin’de yaşanan yeşil devrim 3 konuya dayanıyor. Bunlardan birincisi solar enerji. Çin, daha önce kimsenin ulaşamadığı fiyatlarda PV hücresi üretebiliyor. Solar paneller ise dünya genelinde yaşanacak enerji devriminin yapı taşlarını oluşturuyor.
İkinci konu, Çin’in bundan tam 20 sene önce pillerin yenilenebilir enerjinin geleceğinde anahtar bir unsur olacağını anlamış olması. Ülke, bu nedenle pil teknolojilerine büyük bir yatırım yaptı ve rekabet tanımayan bir üstünlük yarattı
Üçüncü konu ise elektrikli araçlar. İşe, ucuz scooter’larla başlayan Çin, sonrasında kaliteli kitle ulaşımından en üst düzey lüks otomobillere kadar üretmeye başladı.
Tooze, “Enerji dönüşümünü bir maliyet olarak düşünüyorsanız, sorunu yanlış anlamışsınız demektir. Bu bir sorun değil; tam tersine Sanayi Devrimi’nden bu yana yaşanan en büyük fırsat” diyor.
Çin’in başarısı ise, iş dünyasından, kanun yapıcılara kadar herkesin bu fırsatı herkesten önce görmüş olması. Fakat bu noktada önemli bir engel var. O da, Çin’in net sıfır hedefi için 2060 yılını belirlemiş olması. Bu oldukça geç bir hedef.
Daha dün hem ekonomik hem de enerji açısından fakir bir ülke olan Çin, bugün dünyanın en dinamik, en enerji yoğun ve en büyük ekonomilerinden birine dönüştü. Bu nedenle net sıfıra ulaşabilmek için enerji tüketimini çok hızlı bir şekilde azaltmak durumunda. Hızlı dönüşüm zor, ama dönüşümün ertelenmesi durumu daha da zorlaştıracak.
*Çin'in karbon bütçesi tükenmeden harekete geçmesi gerek*
Tooze, Çin’deki enerji dönüşümünün hızlanmasının tüm dünyayı kurtarabileceği görüşünde. Bu görüşünü, “karbon bütçesi” ile savunuyor.
Karbon bütçesi, ortalama sıcaklıklardaki artışın 2 derecenin altında tutulabilmesi için insanlar tarafından atmosfere salınabilecek karbondioksit miktarını, yani maksimum toplam küresel sera gazı emisyonunu ifade ediyor.
Sıcaklık artışını yüzde 50 olasılıkla 1,5 derecede sınırlamak için belirlenen toplam karbon bütçesi 2 trilyon 865 milyar ton. 2023 yılı sonu itibarıyla atmosfere salınan karbon miktarı ise 2 trilyon 590 milyar tonu bulmuş durumda. Yani atmosfere 275 milyar ton daha karbon salındığında 1,5 derece hedefinin tutturulabilmesi için gereken bütçe tükenmiş olacak. Yıllık küresel karbon emisyonu miktarının ortalama 40 milyar ton olduğu düşünüldüğünde, bütçenin 7 yıl içinde tükenmesi ve gezegenin sanayi öncesi döneme göre 1,5 derece daha sıcak olması bekleniyor.
Tooze şöyle açıklıyor: “İklim istikrarını sağlamak ve küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutabilmek için, Çin’in dönüşüm hızını artırması gerekiyor. Bu hızlanma sayesinde, Çin dünyanın gerisi için kalan mevcut karbon bütçesinin yüzde 17-18’ini tüketmiş olacak. Oysa yavaş bir dönüşüm, yani net sıfıra 2060’ta ulaşma hedefinin korunması, Çin’in karbon bütçesinin yüzde 29’unu tüketmesi anlamına gelecek. Yüzde 17 ile yüzde 29 arasındaki fark, Afrika kıtasının tüm enerji ihtiyacına denk geliyor.”
Çin, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini yaklaşık 3,9 terawatt’a, yani 2022 yılı toplamının üç katına çıkarmayı hedefl iyor. Yenilenebilir enerji kullanımı kurulu kapasitenin gerisinde kaldığı için, ülke halen elektriğinin yaklaşık yüzde 70’ini fosil yakıtlardan üretiyor.
Yani, iklim değişikliğinin fırsat yönü konusunda net olsa da, kendi emisyonlarını azaltma konusunda daha az hevesli bir duruş sergiliyor.
Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu geçtiğimiz aylarda altı bölgesel şebekeyi ülke çapında tek bir elektrik piyasasında birleştirerek 2030 yılına kadar birleşik bir ulusal elektrik piyasası oluşturma planlarını açıkladı. Çin'in siyasi kültürü beyan ettiği hedefl ere ulaşmaya büyük önem verse de, enerji sektörünün kömüre olan bağımlılığının devam etmesi nedeniyle bir dizi enerji ve iklim taahhüdü şu anda hedefin dışında kalmaya devam ediyor. Ama açıklanan plan hayata geçirilebilirse, Çin sadece yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinde dünya lideri konumunu güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda küresel yeşil enerji dönüşümüne de liderlik edebilir.