Çin’in Ortadoğu atağı
ABD ile Rusya Ukrayna üzerinden kozlarını paylaşadursun; Çin, Ortadoğu’da atağa geçti. İran, Körfez Arapları, hatta Türkiye’den kritik üst düzey ziyaretlere evsahipliği yaptı.
İRAN’LA 25 YILLIK ANLAŞMA RESMEN UYGULAMADA
Çin’in geçen haftaki en kritik adımı, İran’la geçen yıl imzalanmış olan 25 yıllık stratejik anlaşmayı resmen yürürlüğe sokmak oldu. Sızan bilgilere göre anlaşma, Çin’in İran’dan düzenli olarak petrol satın almasını, ayrıca iki ülke arasında askeri ve stratejik alanda ortaklık kurulmasını öngörüyor.
Çin’in bu hamlesinin, ABD’nin İran’a yönelik kurmaya çalıştığı uluslararası baskıda derin bir boşluk yaratacağı açık. Nitekim, Çin Dışişleri Bakanı Wang da geçen hafta İran Dışişleri Bakanı Amir Abdullahian ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada “Pekin yönetimi, İran’a yönelik tek taraflı ve yasadışı yaptırımlara karşı durmaya devam edecek” diyerek doğrudan Washington’a rest çekmekten kaçınmadı.
SURİYE KUŞAK-YOL PROJESİNE DAHİL OLDU
Çin’in geçen haftaki bir başka adımı ise Esad yönetimi ile imzaladığı anlaşma ile, Suriye’nin resmen Çin’in kuşak-yol projesine dahil edilmesi oldu.
ABD’nin Esad rejimine yönelik tek taraflı yaptırımları düşünüldüğünde, bu anlaşmanın aynı hafta içinde Pekin yönetiminin Washington’a “ikinci resti” olduğunu söylemek mümkün. Anlaşma çerçevesinde Çin, Suriye’de altyapı projelerine dahil olup, Esad yönetimindeki Suriye ile ciddi bir ticaret ilişkisine giriyor. Böylece İran’dan sonra Şam’a yönelik Amerikan baskısında da yine büyük bir boşluk açılıyor.
KÖRFEZ ARAPLARI İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASINA DOĞRU
Çin geçen hafta ayrıca Körfez Arap ülkelerinden de çok sayıda üst düzey ziyarete sahne oldu. Çin Dışişleri Bakanı Wang, Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman ve Bahreyn Dışişleri Bakanları ile, Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri’ni ağırladı. Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı ile bir telefon görüşmesi yaptı.
Çin’in bu temaslarda üzerinde durduğu konunun Körfez Arapları ile 2004’te başlayan ancak bir türlü sonuçlandırılamayan serbest ticaret anlaşmalarını tamamlamak olduğu açıklandı. Geçen yıl Çin Dışişleri Bakanı Wang’ın Körfez bölgesine yaptığı ziyaretlerde serbest ticaret anlaşmalarında, başta petrol bağlantılı mallar olmak üzere, mamul ürünlerin ticaret şartları üzerinde uzlaşmaya varılmıştı. Çin’deki görüşmelerde ise tarım ürünleri ve inşaat malzemeleri, hizmet sektörü konusunun ele alındığı bilgisi basına sızdı.
Körfez Arap ülkeleri için Çin’in 2012 yılından bu yana ihracat rekortmeni ülke olduğu düşünüldüğünde, serbest ticaret anlaşmasının önemi de ortaya çıkıyor. Çin’in petrol ithalatının yüzde 47’sini tek başına Suudi Arabistan karşılıyor. Körfez Arap ülkelerinin tümü aynı zamanda Çin’in kuşak-yol projesine de dahil olmuş durumdalar.
Çin ayrıca, Körfez üzerinden kendi para birimi yuanın da uluslararası alandaki etkisini genişletiyor.
Ukrayna kriziyle birlikte ABD’deki Biden yönetimi Rusya’nın Amerikan ağırlıklı uluslararası finans sisteminden dışlanması tehdidinde bulunmuştu. Biden, Rusya’nın Swift sisteminden çıkarılabileceğini açıklamıştı. Rusya’ya bu konuda ise destek çıkan, yine Amerikan yaptırımı altındaki Çin olmuştu. Çin Lideri Xi Jinping ile Rusya Lideri Putin’in bu yılın ilk aylarında bir araya gelerek, uluslararası sistemde Amerikan finans sistemini dışlayan yeni bir mali sistem kurmak için ilk adımları atmaları bekleniyor. Çin’in Körfez Arap ülkeleri ile serbest ticaret anlaşması da, kendi resmi para birimini Dubai borsası üzerinden etkinleştirmesi de bu sürecin ön hazırlıkları olarak görülüyor.
ÇAVUŞOĞLU’NUN KRİTİK ÇİN ZİYARETİ; SWAP ANLAŞMASI, 5G, NÜKLEER ENERJİ GÜNDEMDE
Çin’in geçen haftaki yoğun diplomatik gündeminde Türkiye de vardı; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Çin’e giderek, mevkidaşı Wang ile bir araya geldi.
Türk basını Çavuşoğlu’nun Çin ziyaretini büyük ölçüde bizzat kendisinin attığı tweet üzerinden gördü. Çavuşoğlu tweetinde “Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile ikili ilişkilerimizi ve bölgesel konuları ele aldık. Ekonomik işbirliği imkanlarını değerlendirdik. Başta Uygur Türkleri olmak üzere gündemimizdeki konulara ilişkin görüş, beklenti ve hassasiyetlerimizi aktardık" ifadesini kullandı.
Ancak Çin’in görüşme konusunda yaptığı resmi açıklama çok daha fazla ayrıntı içeriyordu. Çin Dışişleri’nin internet sitesinde görüşmeye ilişkin açıklamada, Wang’ın Türkiye’yi “stratejik ortak” olarak nitelediği yer aldı. Wang ayrıca Çin-Türk ilişkileri konusunda Pekin’in bakışını 4 unsurda özetledi;
- İki ülkenin karşılıklı olarak egemenlik, güvenlik ve kalkınma çıkarları konusunda birbirine destek vermesi;
- İki tarafın da birbirlerinin iç işlerine karışmaması (Uygur konusunun ima edildiği çok açık)
- Uluslararası alanda birbirlerine karşı eylemlere katılmamaları (yine Uygur konusunda uluslararası alanda alınan kınama ya da yaptırım kararlarına Türkiye’nin dahil olmaması kastediliyor)
- Tarih ya da etnik gruplara ilişkin görüş farklılıklarının sadece ikili alanlarda dile getirilmesi.
Yine Çin’in resmi açıklamasına göre görüşmede TL ile Çin para birimi yuanın ikili ticarette kullanımı ile swap anlaşması ele alındı. Ancak bu konuda ayrıntı verilmedi.
Wang ayrıca Türkiye ile nükleer enerji ve yeni enerji kaynakları ile, 5G teknolojisi, bulut bilişim (cloud computing) alanlarında işbirliği yapmak istediklerini de ifade etti.
Çin’in Ortadoğu’ya atağında Türkiye'nin büyük önem taşıdığı açık. Ancak Türkiye’nin hem İran’dan, hem de Körfez Arapları’ndan farkı NATO üyesi olması.
Hem ABD ile ittifak içinde kalmak;
Hem NATO’daki mesela Çin’in 5G teknolojisine karşı alınan kararlara imza koymak;
Hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış için Çin’den medet ummak.
Ankara açısından dengeyi sürdürmek zor…