Çin’e bakmaya devam
Tüm dünyada BYD’nin 1,76 milyonu tam elektrikli olmak üzere 4,3 milyon adetlik müthiş rakamları tüm rakiplerine stres yüklemeye devam ediyor. Küresel otomobil endüstrisini sarsanın Çinli otomobil şirketleri olmadığını, Batılı ülkelerin neredeyse 10 misli fazla devlet kaynaklarıyla desteklenen ve düşük enerji maliyetleriyle Çin'in yoğun üretim gücü olduğunu bir kez daha hatırlamak zorundayız.
Küresel otomotiv talebinin yarısına ulaşan 45 milyonluk kapasitelerinin sağladığı ölçek ekonomisi başta olmak üzere, tüm “batılı” markalara göre %25 maliyet avantajı, 25 milyonluk devasa Çin iç pazarı, 6 milyonu geçen ihracat ve 14 milyonluk ekstra kapasite ile Çin, ABD’yi de Japonya’yı da Güney Kore’yi de sollayıp gitti…
Tesla'nın bile 1,79 milyon adetlik küresel üretiminin yarısı Şanghay Gigafactory'de gerçekleşirken, General Motors’un bile Meksika'daki en çok satan Chevrolet modelleri Çin'den getiriliyor. MG’nin de içinde olduğu SAIC ve Jaecoo’ları da satan Chery’nin artık milyon adetlik ihracat kabiliyetlerini notlarımızda okurken, Apple’ın iPhone'larını neden çok uzun yıllardır Çin'de ürettiğini de düşünerek; otomobiller de elektriklendiği ve elektronikle yüklendiği müddetçe, herkes Çin'de daha fazla araç üretmeye ve ürettirmeye devam edecektir ve küresel otomotiv güç yapısı artık değişmiştir, diyebiliyoruz. Çin harici markaların rekabetçi kalmaları, imkânsıza doğru zorlaşırken; küresel durgunluğun ilk işaretleri de belirginleşiyor.
Avrupa’daki sübvansiyonların azalması, ABD’de hibrit araçlara yönelim ve BYD gibi Çinlilerin artan baskısı, en iddialı Tesla’nın bile genel performansını olumsuz etkiliyor. 2024 yılında yerel rakiplere rağmen Çin pazarında satışlarını %8,8 artırarak 657 bin araçla rekor kırmasına rağmen, Tesla, küresel satışlarda %1,1'lik düşüş yaşadı. Toplam küresel teslimatlarının %36,7’sini Çin’de oluşturan Tesla da, orada ancak fiyat indirimleri ve finansman teklifleriyle konumunu korumaya çalışıyor.
“Batılı” ülkelerin uyguladığı ek vergiler nedeniyle zorluklarla karşılaşan ihracatçılarına rağmen Çin'in küresel EV elektriklenmiş araç pazarındaki rolü, dünya çapındaki tam elektrikli ve hibrit satışlarının %70’inin kendi pazarında gerçekleşmesiyle ortaya çıkıyor. BYD’nin %12,1’lik küresel büyümesi, Çin pazarındaki artan fiyat rekabetiyle yavaşlayabilir…
Önümüzdeki 3 yıl boyunca tüm Çinli üreticilerin tanıtacağı 300’den fazla yeni modelin %60’ı SUV ve %90’dan fazlası NEV yeni enerji araçları olarak planlamalarda başı çekerek, pazarların geleceğini şekillendirecek.
Tam elektrikli araçların maliyet ve altyapı sorunları nedeniyle yavaş büyümesi, hibrit teknolojisinin geçiş sürecinde kilit unsuru veya daha cazip bir seçenek haline gelmesini sağlıyor. Şarj edilebilir hibrit ve EREV uzatılmış menzilli elektrikli araçlar, ekonomik yakıt tüketimi ve uzun menzil avantajlarıyla tüketicilerin ilgisini ivmelenerek çekiyor. 2025’te tam elektriklilerle bu “yarı elektrikli”lerin rekabetini ve her iki tekniğe sahip markaların yükselişini daha fazla konuşacağız.
Yer altı kaynakları ve verimli madencilik yöntemleri sahip Çin, yüzde 39’u bataryaların oluşturduğu elektrikli araç sektöründe küresel büyümenin merkezi olmaya devam edecek. Dünyada üretilen her 3 elektrikli araçtan 2’sinin çıktığı Çin, her 5 bataryadan da 4’ünü üretiyor. Anotta %87 ve katotta da %96’lık pay, Çin’e ait!..
Küresel enerji dönüşümü içinde otomotiv sektöründe yeni bir çağın kapıları aralanırken; “Batı”da aranan uzun menzil bataryaları yerine Çin’de daha kısa menzilli bataryaların talep edilmesi gibi; değişen piyasa dinamiklerine aşırı hızlı uyum gösteren yeni girişim markaları, örneğin Aito’nun satışlarını %538 artırması ve Neta’nın %136 büyüme planları gibi agresif rekabet hedefleri de, Tesla ve BYD gibi liderlerin hem Çin’deki hem de dünya pazarlarındaki stratejilerini etkileyecektir.