Çin mucizesi bitti mi?
Çin’i iyi ve doğru okumalıyız. İnovasyon ve verimlilik artışları Çin’i dünyanın üretim üssü haline getirdi. Çin mucizesi kolay kolay yok olmayacak. Çin rotasını değiştiriyor. Bir zamanlar ucuz ve düşük kaliteli üretim yapan Çin yeşil ekonomi, dijital ekonomi, yarı iletken imalatı gibi yeni ve yüksek teknoloji ağırlıklı alanlara yöneldi. Ülkenin sanayi üretimi yüzde 3.8 artarken, yüksek teknolojide büyüme yüzde 7,4 olmuş.
Şeref Oğuz geçen hafta Instagram’da paylaşmış. “Alalede bir şeyi alıp onu 1,4 milyar ile çarparsanız o şey fevkalade olur. Ben buna Çin çarpması diyorum.
Çin ölçek gücüyle dünyayı sallıyor. Türkiye gibi ekonomileri derinden sallayabiliyor. Çin’in kötüleşen ekonomik verileri, bize fırsat ve tehditler doğuruyor” diyor.
Çin yaklaşık 15 trilyon dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılasıyla dünyanın en büyük ikinci ekonomisi. Küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 18’ini tek başına Çin oluşturuyor. Ancak bugünlerde sorunlu… Bu yıl büyüme hedefi olan yüzde 5’i yakalaması zor görünüyor. Genç nüfus işsizliği artıyor. Emlak piyasası sıkıntılı ve deflasyon baskıları var. “Yeni bir Japonya olabilir” deniliyor. Çin’in eski büyüsünü yitirdiği öne sürülüyor. Çin mucizesinin sona erdiği ve ekonominin artık uzun süreli bir inişe geçtiği konuşuluyor. Bence bunlar yüzeysel ve yanıltıcı değerlendirmeler; yanlış öngörüler.
Üretmek ve ihraç etmek Çin’in DNA’sında var. O kadar güçlü bir üretim kasına sahip ki; her gün Çin hakkında bizleri şaşırtan yeni üretim hikayeleri duyuyoruz. Bu hikayeler bize aslında Çin mucizesinin arkasındaki gerçek dinamiklerin neler olduğunu anlatıyor.
Havyar ekonomisi
Mesela havyarı bilirsiniz. Bilmeyenlere geçen yıl Executive dergisindeki “Havyardan Çıkarılacak Dersler” başlıklı yazımdan alıntılarla anlatayım.
Havyar özel bir gıdadır; zenginliğin sembolüdür. Kilosu 1600 ila 4 bin 500 Euro arasında değişiyor. Kırmızı ve siyah renklisi var ama en makbul ve yüksek fiyatlı olanı siyahıdır. D vitamini açısından oldukça zengindir; magnezyum, çinko, kalsiyum, iyot, sodyum, demir gibi birçok mineral içerir. Özellikle Hazar Denizi’nde yaşayan mersin balığından elde edilir. Tuzlanıp kutulanır ve satışa sunulur. Tarihsel kaynağı Rusya olarak bilinir. Dünya pazarlarına da Rusya’nın hakim olduğu sanılır. Ama öyle değilmiş.
Çin havyarı uygun teknoloji ile kurulan çiftliklerde yetiştirmeyi başarmış. Ve diğer birçok üründe olduğu gibi dünya havyar pazarını eline geçirmiş. Havyarın vatanı olarak bilinen Rusya yılda sadece bir ton havyar ihraç edebilirken havyar ile asırlar sonra tanışan Çin’in ihracatı 140 tonu aşmış. Dünya pazarını havyara boğan Çin sayesinde insanlar “ucuz” havyar yiyebilmiş. Çin havyarları ağırlıklı olarak düşük kaliteli olsa da yüksek kaliteli olanları da üretiliyor. Çin piyasalara öyle bir hakim olmuş ki, Rusya’da iç pazarda satılan havyarların önemli bir kısmı bile Çin’den geliyormuş. Çoğunun ambalajının üzerinde ise Çin’den geldiğine dair bir şey yazmıyormuş. Hatta bazı işletmeler Çin havyarını ambalajlayıp üzerine “Made in Russia” yazıp satıyorlarmış.
Çin, sağladığı ölçek ekonomisi nedeniyle siyah havyarı daha düşük fiyatlardan yüksek miktarlarda satabiliyor. Havyar gibi Çin’in sınır tanımayan üretim refleksini anlatan daha birçok var.
Çin mucizesinin ardında ne var?
Çin mucizesinin ardında ucuz işgücünden düşük kur politikasına kadar pek çok faktör var, ama özellikle iki tanesi çok kritik öneme sahip. Çin hükümeti bundan yıllar önce “Made in China 2025” planıyla inovasyonu öncelik olarak açıkladı ve uygun politika ile desteklerle Çin’i belirli sektörlerde küresel oyuncu yapmayı hedef olarak belirledi ve bu hedeflere ulaşıldı. Bu başarının önemli noktası yüksek verimlilik artışlarıydı. Yıllar boyunca aralıksız yapılan reformlar ile ekonomik verimlilik sürekli artırıldı. Kısacası inovasyon ve verimlilik artışları Çin’i dünyanın üretim üssü haline getirdi. Ve açık kapı politikası ile milyarlarca dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı ülkeye çekilebildi; Çin’in uluslararası pazarlara entegrasyonu sağlandı.
Çin örneğinden her ekonominin çıkaracağı genel dersler bunlardır. Yani hükümetler inovasyonu destekleyecek, verimlilik artışlarını hedefleyecek ve üretileni satacak ana dış pazarlar yaratacak.
Kısacası Çin mucizesi kolay kolay yok olmayacak. Çin rotasını değiştiriyor. Bir zamanlar ucuz ve düşük kaliteli üretim yapan Çin yeşil ekonomi, dijital ekonomi, yarı iletken imalatı gibi yeni ve yüksek teknoloji ağırlıklı alanlara yöneldi. Ülkenin sanayi üretimi yüzde 3,8 artarken, yüksek teknolojide büyüme yüzde 7,4 olmuş. Çin’i iyi ve doğru okumak önemlidir. Şeref Oğuz’un uyardığı gibi Çin’i iyi okumazsak ve “Çin çapasını dikkate almazsak cin çarpmışa dönebiliriz.”