Çin çarpmasına dikkat!
BYD Türkiye’de 1 milyar $’lık yatırım kararını açıkladı ve Manisa Organize’de Ar-Ge merkezi için incelemeye başladı bile. Üstelik yıl içinde bayi sayısını katlayacak, araç sayısını da 10 bine çıkaracak. Bu güzel haber… Ne de olsa uzun yıllarına ardından doğrudan yatırım alıyoruz. Üstelik sıfırdan…
Çin, ülkemize özel bir önem veriyor. Bunu 2019’da Cumhurbaşkanı’nın ziyareti öncesi en üst düzey yetkilileriyle yaptığım özel görüşmede bizzat kendilerinden dinlemiştim. “Bizim için çok önemlisiniz zira Kuşak Yol projemizin ortasında yer alıyorsunuz, Türkiye’ye çok özel önem vermemiz bundan…”
Nitekim Dışişleri Bakanı’nın da üzerinde yetkiye sahip parti görevlisi; “Farkındaysanız Kuşak Yol için size İstanbul Boğazı’nı üstten 3, alttan 3 kere geçirttik, Çanakkale Boğazı’ndan da geçireceğiz” demişti. Nitekim bu da şu anda devrede. Belli ki Çin’in Türkiye’ye dair ciddi stratejileri var ve uyguluyorlar.
O seyahatte biri Pekin’de diğeri de Şangay’da; “Türkiye Çalışmaları Enstitüsü” vardı ve kamu diplomasisi kuralları için biz de konuşma yapmıştık. Daha ben kendi ülkemde 11’inci 5 yıllık kalkınma planımızın pdf’ini okumamışken, buna dair 2 adet Çince kitabı önüme koymuşlardı. Bu da ilginç…
İKİ SORU İKİ CEVAP / Çin çarpmasına dair…
Çin çarpması nedir?
ALELADE bir şeyi al ve onu 1,4 milyar ile çarp; FEVKALADE hale gelir. Ben buna ÇİN ÇARPMASI diyorum. Eğer buna dikkat edemezsen Çin ile ortaklık seni CİN ÇARPMIŞA çevirebilir. Zira ölçek ekonomisinin gücüyle hareket eden Çin’in Avrupa planlarında belli ki bize büyük rol biçmişler.
BYD yatırımının amacı?
Çin, ucuz emeğe dayalı büyüme strateji yerine inovasyon, teknoloji, ekonomik yayılma stratejisine geçti. Günde 1 kilo pirinç karşılığı emek gitmiş, yerine günde 30 $’a varan ücretler gelmiş. Ayrıca BYD’yi Avrupa Birliği’ne sokmak için Gümrük Birliği üyesi Türkiye’den daha uygun ülke az bulunur.
NOT
ATLANTİK İLE PASİFİK YÜZYILI ARASINDA TERCİHE ZORLANAN ARAF’TAKİ TÜRKİYE
Ne mi demek istiyorum? Anlatayım; Atlantik etrafında, güvenliğini NATO’dan, ekonomisini de Avrupa Birliği ile İngiltere ve ABD’den alan eski dünya, hızlıca bu gücünü Pasifik etrafındaki ülkelere terk ediyor. Beklenti; şu anda 2’nci büyük ekonomi olan Çin’in, 2035’te liderliğe çıkıp ABD’yi geçmesi…
Türkiye, 65 yıldır Batı dünyası kıyılarında “kabul” bekliyor, tam üyelikte hala dışlanıyor, dili yeşil eli karbon siyahı AB, giderek dışlayıcı iklim kulübüne dönüşüyor. Shakespeare’in sonesindeki gibi; “sevgilim o kadar geç oldu ki cevabın, ne sorduğumu unuttum.” AB böyle de ABD farklı mı? Değil…
Oysa yeni dünya Avrasya’da şekilleniyor ve RCEP anlaşması ile dünyanın en büyük ekonomik ittifakı, giderek güç kazanıyor. Eski dünya ile yeni dünya arasında Araf’ta kalmış gibiyiz ve yakın gelecekte bir tercihe zorlanacağız. Çin’in Türkiye ilgisini kullanıp, uzun soluklu çıkarlarımızı şekillendirmeliyiz.
BYD bugün elektrikli otomobil satışlarında Elon Musk’un Tesla’sıyla dünya liderliği için rekabet içinde… Nitekim geçen yıl en çok elektrikli otomobil satan şirket olmuştu. Ben de BYD’yi denedim ve sanki “yürüyen bataryalı bilgisayar” olmanın ötesine varmış ve kalite sorununu geride bırakmışlar.
Bitmedi; AB, 4 Temmuz’da Çin’de üretilen elektrikli otomobillere ek vergiler getirdiğini açıklamıştı. Türkiye, Haziran ayında Çin'de üretilen araçlara ek % 40 gümrük vergisi getirmiş; 5 Temmuz'daki Cumhurbaşkanı kararı kapsamında ülkeye yatırım yapanlar bu vergiden muaf tutulmuştu.