Çıkmazdaki dört kulüp yolunu bulabilecek mi?
Geçen hafta bu sütunlarda Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un mevcut mali yapılarıyla neden UEFA radarından kaçamadıklarını ele almıştık. Bu hafta da, bu kulüpleri finansal analizlerini kısaca yapmak istiyoruz.
Özetle, geçen hafta yer verdiğimiz mali tablolardaki finansal verilerden hareketle, dört kulübün ortalama varlıkları 1 milyar 477 milyon TL iken, yükümlülükleri ortalamasının da 1 milyar 985 milyon TL’ye ulaştığı; birikimli zararlarının ortalamasının 957 milyon TL’ye ve ortalama özkaynak açıklarının da 566,9 milyon TL’ye yükseldiğini saptamıştık.
Özetle, yapılan analiz sonucunda:
- Giderlerini karşılamakta zorlanan dört kulübün süreç içinde, gelirlerinin çok üzerinde bir borçlanmaya yöneldikleri, yeterli kar üretemedikleri için artan birikimli zararların kulüplerde yüksek tutarlı özkaynak açıklarına neden olduğu görülmektedir.
- Sürdürülebilir bir mali yapıdan uzak, finansal dengelerini yitirmiş ve sürekli borçlanarak yaşamını devam ettirmek durumunda kalan, bilançoları net borçlu ve yükümlülüklerini karşılayabilecek gelir yaratamayan bir kulüp yapılanmasından söz ediyoruz.
- Kulüp özelinde finansal değerlendirme yaptığımızda ise aşağıdaki sonuçlara ulaşıyoruz.
Beşiktaş Ne Durumda?
01/06/2019-20/02/2020 dönemi itibariyle, 526,52 milyon TL’lik gelir kaydeden siyah beyazlıların toplam varlıkları 1 milyar 152 milyon TL’ye ulaşırken, kısa ve uzun vadeli yükümlülükleri toplamı 1.966 Milyon TL’ye yükselmiş durumdadır. Yani, Beşiktaş gelirinin yaklaşık 3,7 katı borca sahip görünüyor.
Beşiktaş’ın kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneğini ölçen net işletme sermayesi bakımından bilançoya bakıldığında da, Beşiktaş’ın 843 milyon TL net işletme sermayesi açığı verdiği görülmektedir. Net işletme sermayesi açığı, kulübün başta oyuncular, teknik heyet olmak üzere diğer üçüncü kişi ya da kurumlara kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirmede zorlanacağını, bu ödemeleri yapabilmek için sıcak paraya ihtiyacı olduğunu ifade etmektedir.
Beşiktaş’ın dönem zararı ise 206,36 milyon TL olarak gerçekleşirken, yıllar itibariyle birikimli zararı 750,37 milyon TL’ye ulaşmış vaziyette. Birikimli zarar, kulübün gelirinin üzerine çıkmış durumda. Kulübün her ne kadar dönemsel zararı bir önceki döneme göre önemli ölçüde gerilerken, yıllar itibariyle birikimli zararı toplam gelirinden %142,52 daha fazla görünüyor.
Kümüle zarar Beşiktaş’ın özkaynak açığını da 815,17 milyon TL’ye yükseltmiş durumda... Yani, 29/02/2020 itibariyle Beşiktaş negatif özkaynağa dönmüş, pasif açığı verir duruma gelmiştir. Bu tablo Beşiktaş’ın özkaynaklarını tamamen kaybettiğini bize gösteriyor. Bu durum TTK’nın 376 mad. kapsamında “Teknik iflas” olarak tanımlanıyor.
Kara Kartalı zarara uğratan en önemli kalemlerin başında 133,99 milyon TL ile finansman giderleri geliyor. Finansman giderlerinin toplam gelirlere oranı ise kabul edilebilir sınırın üzerinde, %25,44 olarak gerçekleşmiş durumda. Bu rasyo bize kulübün üzerinde çok ciddi bir finansman baskısının olduğunu gösteriyor.
Kısacası; Beşiktaş’ın mevcut borçları varlıklarının ve toplam gelirlerinin üzerine çıkmıştır. Kulübün yarattığı net nakit akımı, Beşiktaş’ın giderlerini ve borç geri ödemelerini karşılamaya yetmediğinden yoğun bir şekilde borçlanan Kara Kartal, bu kez de borçlanmanın neden olduğu ağır finansman yüküyle karşı karşıya kalmıştır. Yüksek finans maliyetlerine katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları eritmektedir. Nitekim, bu gelişme kulübün tüm özkaynaklarını yıllar içinde yitirmesine ve pasif açığı vermesine neden olmuştur. Mali yapıdaki bu olumsuzlukların devam ediyor olması, kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesinin ve sportif başarıya ulaşmasının önünü kesmektedir.
Fenerbahçe ne durumda?
01/06/2019-29/02/2020 itibariyle ulaştığı 456 milyon TL’lik gelirle, Süper Lig’de Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra gelen Fenerbahçe’nin toplam varlıkları 2.024 milyon TL; kısa ve uzun vadeli borçlarından oluşan toplam yükümlülükleri de 29/02/2020 itibariyle 2.812,88 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam varlıklarından 788 milyon TL daha fazla yükümlülüğü bulunan kulüp “net borçlu” bir yapıdadır. Kulübün kısa vadeli borçları 1.816 milyon TL olarak gerçekleşirken, uzun vadeli yükümlülükleri toplamı 995 Milyon TL’ye, yani toplam gelirinin 2 katına ulaşmıştır.
Kulübün kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilme yeteneğini ölçen Net işletme sermayesine bakıldığında ise, Fenerbahçe dört kulüp içerisinde Net İşletme sermayesi açığı vermeyen tek kulüp olduğu görülüyor. Bu anlamda sıcak para ihtiyacı diğer kulüplerin aksine daha az olan kulüpte, banka kredilerinin bilanço içindeki payı ise hayli yüksek bir orana (%69’a) yükselmiştir.
Fenerbahçe’nin dönem zararı ise 38,9 milyon TL olarak gerçekleşirken, yıllar itibariyle birikimli zararı 989 milyon TL’ye ulaşmıştır. Birikimli zararı, gelirinin üzerine çıkan kulüpte, özkaynak açığı da 685 milyon TL’ye ulaşmıştır. Bu zarar tutarı dört kulüp içinde Galatasaray’dan sonraki en fazla birikimli zarar tutarını ifade ediyor. Gelirinden %216,9 daha fazla bir tutarı ifade eden birikimli zarar nedeniyle Fenerbahçe’nin özkaynakları, 29/02/2020 itibariyle negatife dönmüş, kulüp pasif açığı verir duruma gelmiştir. Bu tablo bize, Fenerbahçe’nin özkaynaklarını tamamen kaybettiğini ve TTK. 376 Mad. kapsamında “Teknik iflas”ta olduğunu gösteriyor.
Kısacası; Fenerbahçe’nin mevcut yükümlülükleri(borçları) toplamı, kulübün varlıklarının ve toplam gelirlerinin üzerine çıkmış görünüyor.
Galatasaray ne durumda?
29/02/2020 itibariyle ulaştığı 726 milyon TL’lik gelirle, Süper Lig’de en fazla gelir elde eden üçüncü kulüp konumundaki Galatasaray’ın, son bir buçuk yılda gelirlerindeki bu gelişme olumlu değerlendirilmekle birlikte, kulübün toplam varlıkları 2.116 milyon TL; kısa ve uzun vadeli borçlarından oluşan toplam yükümlülükleri de 2.046 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam varlıkları, toplam yükümlülükleri üzerinde olan tek kulüp Galatasaray olarak görünmektedir. Kulübün kısa vadeli borçları 1.816 milyon TL olarak gerçekleşirken, uzun vadeli yükümlülükleri toplamı da 995 milyon TL’dir. Toplam borçlanma içinde kısa vadeli borçlanması % 38 gibi kabul edilebilir bir oranda olan kulübün bu durumu bilanço içinde borç kompozisyonun da dengeli olduğunu göstermektedir. Bunun en önemli faydası ise kulübün finansal yapısı üzerinde borç baskısının rakiplerine görece daha hafif olmasıdır. Bununla birlikte, 2.046 milyon TL’ye ulaşan toplam borcu, gelirlerinin 2,8 katına ulaşmıştır. Bu haliyle kulüp diğer üç rakibiyle kıyaslandığında, Galatasaray nispeten daha iyi bir rasyoya sahip görünmektedir.
Sarı Kırmızılıların dönem karı 3,9 milyon TL olarak gerçekleşmesine karşın, yıllar itibariyle birikimli zararı 1.273 milyon TL’ye ulaşmıştır. Bu haliyle dört kulüp içinde en fazla birikimli zarara sahip kulüp Galatasaray olmaktadır. Birikimli zararı, gelirinden % 175 daha fazla olan kulübün özkaynakları ise 269 milyon TL negatiftir. Dört kulüp içinde en az öz kaynak açığı olan kulübün, zarara dönen en önemli giderlerinin başında 194,3 milyon TL’lik tutarla finansman giderleri gelmektedir. Her ne kadar 57,8 milyon TL asıl faaliyet karı yaratsa da, kulübün giderlerini karşılayacak yeterli karlılığa ulaşamamış olması, yıllar itibariyle Galatasaray’ın birikimli zararlarının artmasına neden olmuştur. Özkaynaklarını tamamen yitirmiş bulunan Galatasaray “pasif açığı” verir duruma gelmiştir. Bu tablo bize, diğer kulüplerde olduğu gibi Galatasaray’ın da özkaynaklarını tamamen kaybettiğini ve TTK. 376 mad. kapsamında “Teknik iflas”ta olduğunu gösteriyor.
Yetersiz gelir, yüksek maliyetler ve yeterli olmayan nakit akımı nedeniyle, fon açığını borçlanarak karşılamaya çalışan kulüpte en önemli gider kalemini 194,3 Milyon TL ile finansman giderleri oluşturmaktadır.
Kısacası; Galatasaray’ın mevcut varlıkları her ne kadar, toplam yükümlülüklerini karşılıyor görünse de, borçları toplam gelirlerinin üzerine çıkmış görünüyor.
Borç konsolidasyonuna giden kulüp, finansal anlamda nispi bir rahatlama içine girse de, bilanço içinde ciddi bir borç stoğuna sahip kulübün, mevcut faaliyet gelirleriyle bu borç stoğunu sıfırlaması mümkün görünmemektedir. Pandemi nedeniyle düşen gelirler kulübü ilave borçlanmaya itebilir. Bununla birlikte, giderlerini ve borç geri ödemelerini gerçekleştirmeye yetmeyen bir nakit akışı ve finansal yapı, kulübün birikimli zararlarını astronomik bir düzeye yükseltmiştir. Yüksek finans maliyeti ve operasyonel giderlere katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları eritmektedir. Kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesinin ve sportif başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeldir.
- Trabzonspor
01/06/2019-29/02/2020 dönemini 358,8 milyon TL’lik hasılatla kapatan Trabzonspor’un, toplam varlıkları 617 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Kulübün kısa ve uzun vadeli borçlarından oluşan toplam yükümlülükleri de 29/02/2020 itibariyle 1.114,8 milyon TL’ye ulaşmıştır. Toplam varlıklarından 497 milyon TL daha fazla yükümlülüğü bulunan kulüp “net borçlu” bir yapıdadır. Kulübün kısa vadeli borçları 225 milyon TL olarak gerçekleşirken, uzun vadeli yükümlülükleri toplamı da 889 milyon TL’ye ulaşmıştır. Toplam borçlanma içinde kısa vadeli borçlanma payının %20 olarak gerçekleşmesi, Tabzonspor’a borç konsolidasyonun iyi geldiğini göstermektedir. Bilanço içinde borç kompozisyonunu, borç baskısı yaratmayacak bir yapıya dönüştüren Trabzonspor’un toplam borcu gelirin 3 katına ulaşmıştır. Toplam geliriyle kıyaslandığında Trabzonspor, Galatasaray’dan sonra en iyi borç/gelir rasyosuna sahiptir.
Bordo Mavililerde dönem karı 23 milyon TL olarak gerçekleşmesine karşın, yıllar itibariyle birikimli zararı astronomik bir tutara, 816 Milyon TL’na ulaşmıştır. Birikimli zararı, gelirinden 2.3 kat daha fazla olan kulüpte, yıllar itibariyle artan zararlar, süreç içinde özkaynakları eritmiş ve sonuçta 497 milyon TL özkaynak açığı oluşmuştur. Gelirinden %227 daha fazla birikimli zararı olan Trabzonspor’un özkaynakları, 29/02/2020 itibariyle negatife dönmüş ve acil sermaye artırımı "zorunlu bir ihtiyaç olarak" ortaya çıkmıştır. Özkaynaklarını tamamen yitiren ve bu nedenle “pasif açığı” veren Trabzonspor, diğer kulüplerde olduğu gibi özkaynaklarını tamamen kaybettiğinden TTK. 376 Mad. kapsamında “Teknik iflas” durumunda bulunuyor.
Her ne kadar borç konsolidasyonu ile bilanço içerisinde daha optimal bir bir borç kompozisyonu oluşturulsa da, kulübün tüm maliyetlerini karşılayabilecek bir karlılıktan yoksun olması, Trabzonspor’u ilave fon bulmaya zorlamaktadır. Bu kapsamda, kulübün mevcut 816 milyon TL’lik birikimli zararlarını karşılayabilmesi için, mevcut gelirleri olan 358 milyon TL’lik gelirini, 2.3 kat daha arttırması gerekmektedir.
Yüksek finans maliyeti ve operasyonel giderlere katlanmak zorunda kalan kulübün karlılığı bu sebeple olumsuz etkilenmekte ve özkaynakları erimektedir. Nitekim, bu gelişme kulübün tüm özkaynaklarını yıllar içinde yitirmesine ve pasif açığı vermesine neden olmuştur. Mali yapıdaki bu olumsuzlukların devam ediyor olması, kulübün sürdürülebilir bir mali/ekonomik büyümeye ve sportif başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeldir.
Bordo Mavililerin de özkaynaklarını tamamen kaybetmiş olmaları, kulübü TTK. 376 mad. kapsamında “Teknik iflas”a sürüklemektedir.
Dört kulüp özelinde ortak genel değerlendirmelerimiz
Yukarıda dile getirdiğimiz mali parametreleri finansal anlamda genel olarak değerlendirdiğimizde ise;
- Dört kulüpten üçünün toplam varlıkları, toplam borçlarını (yükümlülüklerini) karşılamaya (geri ödemeye) yetmediğinden, kulüplerin net borçlu bir mali yapıya sahip olduğu,
- Dört kulübün birikimli zararları nedeniyle Özkaynaklarının aşırı derecede eriyerek, pasif açığına neden olduğu, (Özkaynak Açığı)
- Hepsi şirket olan bu kulüplerin net işletme sermayelerinin kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamadığı (Net işletme Sermayesi açığı),
- Toplam gelirlerinin, borçlarını karşılamaya yetmediği; bu nedenle yoğun olarak borçlanmaya yöneldikleri, (yetersiz nakit akışı)
- Faaliyetlerinden kâr yaratmakta zorlanan bu kulüplerin, sürdürülebilir bir mali yapıyı olanaklı kılacak bilanço karı oluşturamadıkları, (karsız)
- Dört kulübün özkaynaklarının önemli bir kısmının ( TTK’ya göre bu oran üçte ikisinin) yitirmeleri nedeniyle, acil sermaye artırımı yapmak zorunda oldukları, aksi halde Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre mali yapılarının teknik iflas durumunda olduğu görülüyor.
Sonuç
Süper Lig’i sportif ve parasal olarak domine eden dört kulübün 29/02/2020 tarihli bilançoları ve 01/06/2019-29/02/2020 dönemine ait gelir tabloları üzerinden yaptığımız genel ve özel finansal değerlendirmeleri gösteriyor ki;
Finansal dengelerini yitirmiş bu dört kulübün içinde bulundukları finansal yetersizliklere, bir de COVID-19’un mali krizi daha da derinleştirici etkisi eklendiğinde, bu dört kulübün mali yapıları neredeyse çökme noktasına gelmiş ve mali yapıları çok ağır hasar almıştır.
Federasyonun ve Bankalar Birliği’nin liderliğinde, kulüplerin borçlarının konsolide edilmiş olması, kulüplere nispi bir mali rahatlama sağlamıştır. En azından kısa süreli banka kredileri orta ve uzun vadeye yayılarak, finansal darboğazdaki kulüplere bir nefeslenme olanağı sağlarken; kulüplere verilen ödemesiz dönem, kulüp finansalları üzerindeki borç baskısını da hafifletmiştir. Diğer taraftan, UEFA ile imzalanan Settlement Aggrement’larda yer alan “borçların konsolide edilmesi” koşulu da böylece yerine getirilmiştir. Ne var ki, finansal anlamda sürdürülebilir ve sağlıklı bir mali yapıya sahip olmayan kulüpler, bu süreçte COVID-19’a yakalanmışlar ve zaten sıkıntıda olan finansal sağlıkları bozulmuş, entübe olmuşlardır. Önemli olan bu dönemin nasıl atlatılacağından daha çok, daha sonraki dönem için kulüplerin ekonomik ve finansal sağlıklarına nasıl kavuşabilecekleridir.