CHP’nin adayı (mecburen) Özel

“Kurultay şaibeli”, “İstanbul il kongresi iptal edilecek”, “kripto paralar dağıtılmış”, “delegelere belediyelerde iş sözü verilmiş” gibi Türk siyasi hayatında ilk kez karşılaşılan garip, kaotik ve ne amaca hizmet edeceği belirsiz (yahut çok belirgin) tartışmaların ardından, CHP yönetiminin aldığı karar ile bir olağanüstü kurultay daha yapıldı…

Özel neredeyse bütün delegelerin oylarını alarak ikinci kez genel başkanlığa seçildi. Üstelik Parti Meclisi listesi de firesiz seçilerek “yola devam” denildi.

Kestirmeden söyleyeyim…

“Her hafta bir miting yapılacak”, “İmamoğlu’na sahip çıkılacak” gibi “mecburen” sarfedilen cümlelere pek kulak asmayın.

İmamoğlu “şu an” itibariyle cumhurbaşkanı seçilme yeterliliği taşımıyor. Elbette itiraz yolları açık, ancak o itirazlar 2027’de TBMM’nin kendini feshetmesiyle yapılacak erken seçime yetişir mi, muamma!

Bu durumda ortada tek aday kalır: Özgür Özel…

Tabii ki son ana kadar kendi adaylığı ile ilgili konuşmayacaktır. İmamoğlu’na özgürlük çağrıları ile kamuoyunun nabzını yukarıda tutmaya çalışacaktır.  Ama o gün geldiğinde “mecburen” aday olacaktır.

Sorunsa şurada ortaya çıkacaktır. İktidarın frene basmaya, muhalefetin ise sürekli devinime ihtiyacı var. Bu çelişkinin nasıl ve nereye ilerleyeceğini hep beraber göreceğiz. Ancak bir süre sonra sokak tansiyonunun çok yükselmesi gündeme gelebilir ki bu CHP’nin inisiyatifini de aşabilir. Tersi durumda ise iktidar açısından “rahat” yönetilen bir süreç ortaya çıkar.

Bu arada süreci etkileyecek iki noktayı da not edelim.

Birincisi; önümüzdeki dönemde PKK’nın alacağı tavra bağlı olarak Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğüne kavuşması gündeme gelebilir.

İkincisi; siz bakmayın kurultayda muhalif olarak ortaya çıkan isimlerin “Kılıçdaroğlu ekibi” diye anılmasına. Kemal Bey bunların hiçbiri ile organik bir ilişki geliştirmedi. Neden aday olmayacağına ilişkin yaptığı açıklamaya uygun bir mesafede yaklaştı kurultaya. Bunu söylememin nedeni şu; o kanatta yepyeni bir açılımın uç vermesi mümkün!

Tekrar başa döner, toparlarsak; önümüzde dört temel adayı olan bir seçim görünüyor: Erdoğan, Özel, Yavaş ve Demirtaş…

Bakalım gelişmeler bu sonucu ne kadar doğrulayacak?