Çeyrek yüzyıllık dış borç macerası...
Türkiye’nin geçen yılın sonunda fiyat etiketi gibi 499.9 milyar dolar olarak gerçekleşen, bu yılın ilk çeyreğinde ise 500 milyar dolar sınırını aşarak 502.3 milyar dolara çıkan toplam dış borcu ikinci çeyrek sonunda 512 milyar dolar oldu.
İkinci çeyrek sonundaki dış borcun 178.6 milyar doları kısa vadeli, 333.4 milyar da uzun vadeli borçtan oluşuyor.
Dış borcun borçlu kesimlere dağılımına gelince... 512 milyarlık borcun 210.7 milyarı kamuya ait. Merkez Bankası’nın borcu 44.7 milyar, özel sektörün borcu ise 256.6 milyar dolar düzeyinde.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dün açıkladığı dış borç stokuna ilişkin son çeyrek yüzyıla ait veriler bize ne mi söylüyor; irdeleyelim...
393 milyar artış
Dış borç stoku 2000 yılı sonunda 118.6 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Borç stoku, yaklaşık çeyrek yüzyıl sonra bu yılın ikinci çeyreği sonunda 512 milyar dolara yükselirken 393 milyar dolarlık artış kaydetti.
Toplam borçta çeyrek yüzyıllık dönemdeki artışın oranı yüzde 332 düzeyinde. Bu dönemde kamunun borcu yüzde 321, özel kesimin borcu yüzde 371, Merkez Bankası’nın borcu ise yüzde 217 arttı.
GSYH’ye oran aynı
Dış borcun mutlak değer olarak büyümesi tek başına fazla anlam ifade etmiyor. Ekonominin hacmini, büyüklüğünü gösteren GSYH ile yapılacak kıyaslama önemli.
Bu yönden bakılınca Türkiye’nin dış borç artışının tabii ki yıldan yıla dalgalanma göstermekle birlikte GSYH’ye oran açısından 2000 yılındaki düzeyde, hatta bir miktar altında olduğu görülüyor.
2000 yılında dış borcun GSYH’ye oranı yüzde 43.4 düzeyindeydi. Bu yılın ikinci çeyreğindeki oran ise yüzde 42.6.
Söz konusu oran çeyrek yüzyıl ortalamasında ise yüzde 45-46 düzeyinde oluştu.
Borcun GSYH’ye oranında zirve yüzde 59.7 ile 2020 sonunda görüldü. Oranın bu düzeye çıkmasında o yıl GSYH'nin pandemi yüzünden görece düşük kalması etkili oldu.
Bu kadar borç ne yapıldı?
Dış borç çeyrek yüzyılda yaklaşık 400 milyar dolar arttı. Borcun gerçek büyüklüğünü ve ekonomi için ne ölçüde yük oluşturduğunu GSYH ile kıyaslamak suretiyle görüyoruz görmeye de, sağlıklı bir değerlendirme için aslında bu da tek başına yeterli değil.
Soru basit; Türkiye bu kadar dış borcu ne yaptı, nerede kullandı?
Örneğin sanayi üretimi bu çeyrek yüzyılda ne kadar arttı? Veriler ortada, sanayi üretimindeki yirmi beş yıllık artış yüzde 204. 2000 yılında 100 birim olan üretim, bu yılın ikinci çeyreği sonunda 304’e çıkmış. Kaldı ki bu üretim artışının tümünün dış borç gerektiren yatırımlarla gerçekleştirilmediği de bir gerçek.
O zaman bir kez daha sormak gerekiyor:
“Türkiye, yirmi beş yılda borcuna eklediği yaklaşık 400 milyar doları ne yaptı?”
Borç artışında son döneme dikkat!
Dış borcun seyrinde son yıllarda yaşanan hareket fazlasıyla dikkat çekici. Özellikle de kamu ve Merkez Bankası borcundaki hareket...
Önce son bir yıla bakalım. Bu yılın ikinci çeyreğinden geriye doğru bir yıllık dönemde kamunun dış borcu 16.4 milyar dolar arttı. Bu dönemde özel sektörün borcunda da 21 milyar dolarlık artış kaydedildi.
Hani 128 milyar dolarlık döviz satışı vardı ya; 2019 seçimlerinden hemen önce başlayan...
Bu satışın izini sürmek için bir de 2018 sonundan bu yılın ikinci çeyreği sonuna kadar olan döneme baksak mı ki!
Bu dönemde kamunun borcu 67.5 milyar dolar artmış.
Merkez Bankası’nın borcunda 38.8 milyar dolar artış olmuş.
Özel sektörün borcu 20.6 milyar dolar azalmış.
Toplam borçta ise 85.6 milyar dolarlık artış var.