Çevresel zorlukların çözümünde servet vergisi gündemde
Earth4All, önde gelen ekonomi düşünürleri, bilim insanları ve savunucularından oluşan canlı bir kolektif.
Amacı; gezegensel sınırlar içerisinde herkesin refahını sağlayacak dönüşümü desteklemek. Global Common Alliance ise, bilim insanları, hayırseverler, sivil toplum grupları, işletmeler ve yenilikçilerden oluşan ve küresel müştereklerin korunması için kolektif eylemi mümkün kılan bir koalisyon.
Misyonunu, “sistem değişimini hızlandırmak ve küresel müştereklerin daha iyi koruyucuları olmak için vatandaşları, şirketleri, şehirleri ve ülkeleri harekete geçirmek” olarak tanımlıyor. Earth4All ve Global Commons Alliance geçtiğimiz günlerde G20 ülkelerinin 18’inde ekonomik ve siyasi dönüşüme verilen desteği araştırdı. Yapılan anket, vergi reformlarına ve daha geniş kapsamlı siyasi ve ekonomik reformlara çoğunluğun destek verdiğini ortaya koyuyor. Güçlü desteğe sahip başlıca alanlar arasında yeşil enerji girişimleri, evrensel sağlık hizmetleri ve işçi haklarının güçlendirilmesi yer alıyor.
Evrensel temel gelir ve demokrasiyi güçlendirmek için yurttaş meclislerine yatırım gibi daha az popüler öneriler bile katılımcıların yaklaşık yarısından destek görüyor. Ipsos tarafından gerçekleştirilen ankete göre, 17 G20 ülkesindeki vatandaşların yaklaşık üçte ikisi (yüzde 68) ekonomimizde ve yaşam tarzımızda yapılacak büyük değişiklikleri finanse etmenin bir yolu olarak varlıklı kişilerden servet vergisi alınmasını desteklerken, sadece yüzde 11’i buna karşı çıkıyor. Daha yüksek karbon vergileri, gelir üzerinden daha yüksek kademeli vergilendirme ve büyük işletmeler için daha yüksek vergi oranları da ankete katılan 17 G20 ülkesinde çoğunluk tarafından destekleniyor.
Ankete katılanların yüzde 70’i varlıklı kişilerden daha yüksek oranda gelir vergisi alınmasını desteklerken, yüzde 69’u büyük işletmelerden daha yüksek oranda vergi alınmasından yana. İklim değişikliği ve doğanın korunması söz konusu olduğunda, ankete katılan 18 G20 ülkesindeki insanların yüzde 71’i karbon emisyonlarının azaltılması için önümüzdeki on yıl içinde büyük eylemler yapılması gerektiğine inanıyor. Ankete katılan 17 G20 ülkesindeki her üç kişiden ikisi (yüzde 68) ekonominin işleyiş biçiminin yalnızca kâra ve zenginliği artırmaya odaklanmak yerine insanların ve doğanın sağlığına ve refahına öncelik vermesi gerektiği konusunda hemfikir.
Varlıklı kişilere servet vergisi uygulanmasına en yüksek destek Endonezya (yüzde 86), Türkiye (yüzde 78), Birleşik Krallık (yüzde 77) ve Hindistan’da (yüzde 74) görülüyor. Bu destek, Suudi Arabistan (yüzde 54) ve Arjantin’de (yüzde 54) en düşük seviyede. Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Almanya’da ise ankete katılanların yaklaşık üçte ikisi varlıklı kişilere servet vergisi uygulanmasını destekliyor.
Sonuçlar ayrıca iklim değişikliği ve doğanın korunması söz konusu olduğunda, ankete katılan 18 G20 ülkesindeki vatandaşların yüzde 71’inin elektrik, ulaşım, gıda, sanayi ve binalardan kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmak için dünyanın on yıl içinde derhal harekete geçmesi gerektiğine inandığını gösteriyor. Bu oran, Meksika’da yüzde 91'e, Güney Afrika’da yüzde 83'e ve Brezilya’da yüzde 81’e yükseliyor.
Mesaj net: Zenginliği yeniden dağıtmak
Earth4All girişiminin eş lideri Owen Gaff ney: “Politikacılara verilen mesaj daha net olamazdı. Dünyanın en büyük ekonomilerinde yaptığımız ankete katılan insanların büyük çoğunluğu, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve doğayı korumak için bu on yıl içinde acil olarak büyük adımlar atılması gerektiğine inanıyor. Aynı zamanda pek çok kişi ekonominin kendileri için çalışmadığını düşünüyor ve siyasi ve ekonomik reform istiyor. Bu durum popülist liderlerin yükselişini açıklamaya yardımcı olabilir. Anket sonuçlarımız, ankete katılan G20 ülkelerinde yaşayanların net bir mesaj verdiğini gösteriyor: zenginliği yeniden dağıtmak. Daha fazla eşitlik, daha istikrarlı bir gezegen için adil bir dönüşümü sağlayacak daha güçlü demokrasiler inşa edecektir.”
Daha fazla refah, daha fazla iklim çözümü ve daha az eşitsizlik sağlayan bir ekonomi
Earth4All İcra Kurulu Başkanı ve Roma Kulübü Eş Başkanı Sandrine Dixson-Declève: “Bu anket, G20 ülkelerindeki vatandaşların çoğunluğunun daha fazla refah, daha fazla iklim çözümü ve daha az eşitsizlik sağlayan bir ekonominin zamanının geldiğine inandığını bir kez daha kanıtlıyor. Sonuçlar özellikle Avrupa’da hükümete karşı bir güven eksikliği olduğunu da gösteriyor. Son Avrupa seçimlerinin radikal sağa doğru kaymasıyla birlikte, insanlara ve gezegene aynı anda hizmet eden bir ekonomiyi hayata geçirmek için hükümetleri sorumlu tutmamız gerekiyor.”
Ulusal siyasi sistemlerin reforma ihtiyacı var
- Ankete katılan 17 G20 ülkesinde halkın çoğunluğu, ekonomilerin tek başına ekonomik büyümeye odaklanmanın ötesine geçmesi gerektiğine inanıyor.
- Ankete katılanların yüzde 68’i, ülkelerinin ekonomisinin işleyiş biçiminin yalnızca kâra ve zenginliği artırmaya odaklanmak yerine insanların ve doğanın sağlığına ve refahına öncelik vermesi gerektiği konusunda hemfikir.
- Katılımcıların yüzde 62’si bir ülkenin ekonomik başarısının ekonominin ne kadar hızlı büyüdüğü ile değil, vatandaşlarının sağlık ve refahı ile ölçülmesi gerektiği konusunda hemfikir.
- Ankete katılanların sadece yüzde 39’u hükümetlerinin insanların çoğunluğunun yararına kararlar alacağına inanıyor ve sadece yüzde 37’si hükümetlerinin 20 ya da 30 yıl sonra insanların çoğunluğunun yararına olacak uzun vadeli kararlar alacağına güveniyor.
- Ulusal ve küresel siyasi ve ekonomik sistemlerde reform yapılması yönünde kayda değer bir talep var. Ankete katılan 17 G20 ülkesinde, katılımcıların yüzde 65’i ulusal siyasi sistemlerinin önemli değişikliklere veya reformlara ihtiyacı olduğuna inanıyor.
- Ankete katılan 18 G20 ülkesindeki insanların ortalama yüzde 62’si kendi gelecekleri konusunda iyimser. Ancak, sadece yüzde 44’ü ülkelerinin geleceği konusunda olumlu düşünürken, yüzde 38’i dünyanın geleceği konusunda iyimser.