Ceviz yatırımı yaparken nelere dikkat edilmeli?
Ceviz Üreticileri Derneği’nin 29 Eylül’de İstanbul’da düzenlediği Uluslararası 1. Ceviz Konferansı’nda konuşulanların bir bölümünü dün yazmıştım. Ceviz konusunda yatırım yapmak isteyen çok kişi var. Genellikle şu soru soruluyor; “ceviz yatırımı yaparken nelere dikkat edilmeli?”
Bu soruya yanıt olacak bilgilerin bir bölümü dünkü yazıda vardı. Bu konuda yatırım yapanların karşılaştığı güçlükler, yaşanan deneyimler var. Yatırımcılar genellikle başarılı projeleri örnek alarak işe girişirler. Benim önerim mutlaka başarısızlıkla sonuçlanmış bir projeyi yatırımcısından dinlemek de çok yararlı olacaktır.
Birçok üreticinin, yatırımcının ilham veren ve aynı zamanda yanlışlar, hatalar, pişmanlıklar içeren öyküleri olduğunu biliyoruz. Bunlardan ders alarak yatırım yapma veya yapmama kararı vermek çok daha doğru bir yöntem olacaktır.
Cevizde karlılık için en az 1000 dönüm gerekli
Türkiye’nin en köklü tohum şirketlerinden May Tohum, ceviz konusunda da yatırım yapan ilk kuruluşlardan birisi. May Ceviz Yönetim Kurulu Eş Başkanı Yusuf Yormazoğlu ceviz işine önce hobi gibi başladıklarını ancak hobi olarak yapılmayacak kadar ciddi yatırım isteyen bir alan olduğunu belirterek özetle şu bilgileri verdi: “ Bizim esas işimiz tohum. Tohum ıslahı, üretimi. Yurt içinde ve dışında geliştirilmesi. Bursa Yenişehir’de sözleşmeli üretim yaparken yaklaşık 16-17 yıl önce bir hobi olarak cevize başladık. Deneyip görelim nasıl olacak dedik. Biraz daha inceleyince Türkiye’de ceviz konusunda ciddi bir açık olduğunu gördük. Yurt dışında inceleyince o dönemde Kaliforniya ve Şili’yi dolaştık. Nasıl yapılıyor? Hangi çeşitler tercih ediliyor?
Orada gördük ki ceviz öyle dağda taşta yapılan iş değil tam tersine en verimli arazilerde ovada yapılırsa maksimum verimi elde etmek mümkün.
Sonra yurt dışından Chandler (Amerikan ceviz çeşidi) fidanı getirttik. En iyi geliştirilmiş çeşit olarak Chandler vardı. Bu işi ciddi olarak ele aldık. Cevizde ölçek ekonomisi çok çok önemli. Bugün para kazanmak için bu işi yapacaksanız 1000 dekardan yani 100 hektardan daha düşük bir alanda olmamalı.
Neden? Cevizi diktiniz 5 yıl sonra hasadı başlar. Hasadı mekanik olarak yapmanız gerekiyor. Ceviz elle toplanan şeftali, elma gibi bir ürün değil. Mutlaka makine ile toplamanız bunun için de makine yatırımı yapmanız lazım. Bu nedenle en az 1000 dönüm olması gerekir. Aksi taktirde amortisman maliyetiniz o kadar yüksek olur ki, birim maliyetiniz artacak ve ekonomik olmayacaktır.”
Arazi maliyetleri çok yüksek
Dünyada birim maliyeti en yüksek arazinin Türkiye’de olduğunu iddia eden Yusuf Yormazoğlu, yatırım süreci hakkında şunları söyledi: “Türkiye’de maalesef arazi maliyetleri çok çok yüksek. Belki birçok insan bunu bilmiyor. Dünyada birim maliyeti en yüksek arazi Türkiye’de. Şu anda Bursa Yenişehir Ovası’nda 1 dekar yerin alım fiyatı 120 bin lira. Yani 1000 dekar bir alan aldığınızda sadece 120 milyon lira arazi parası veriyorsunuz. Bunu aldınız yetmiyor. Yaklaşık 9-10 milyon lira sulama yatırımı yapmanız gerekiyor. Traktör, ilaçlama makinesi alacaksınız bunlar için de nereden baksanız 6 milyon lira ödeyeceksiniz. Cevizi diktikten sonra 5. yılda hasat makinesi, kurutma ve işleme makineleri alacaksınız. Bunun için de neresinden baksanız bir 40 milyon lira yatırmanız lazım. Toplamda 1000 dekar bir ceviz yatırımı için 180 milyon lira sermaye yatırımı yapmanız gerekiyor.
Şöyle bir yanılgı var. Yatırımcılar ucuz olsun diye genelde gidip marjinal arazilerde yani verimsiz, dağ, tepe, mekanik hasat yapılamayacak, toprağın kalitesinin iyi olmadığı, çok ucuza, ormandan bozma 50 yıl kiralama ile veya bedava diye gidip yatırım yaptılar. Sonra bundan pişman oldular. Çünkü şöyle bir gerçek var. Bir dekar alanda 400 ve altı verim aldığınızda yer kendinizin olsa bile yani yere para vermeseniz bile hiçbir zaman kara geçemiyorsunuz. Sürekli zarar ediyorsunuz. Kara geçmeniz 425 kilo oluyor. Ama 425 kilo ile 18-19 yılda yatırımınızı amorti ediyor bugünkü fiyatlarla. Bu rakam 600 kiloya çıktığında, bu arada bu 7. yaş ve sonrası içindir. Yeri satın aldıysanız 12. yılda amorti ediyor. Her şey yolunda giderse, dolu, don gibi başınıza iklim sorunları gelmezse ve yer kendinizinse 600 kilo aldığınızda yaklaşık 9 yılda yatırım kendini amorti eder. Çok ciddi bir yatırım, 500 kilonun altında alıyorsanız şu an yapılabilecek bir iş değil. Bugünkü fiyatlarla. Birkaç yıl önce belki kurtarıyordu ama bugün kurtarmaz.”
Sürdürülebilir üretim için kimyasal kullanımı azaltılmalı
Türkiye’nin cevizde net ithalatçı olması ve büyük bir tüketim pazarı olması yatırımcıların ceviz işine girmelerindeki en önemli nedenlerden birisi. Zeynep-Ömer Ergüder’in Manisa Köprübaşı’nda Erba Tarım olarak yaptıkları ceviz yatırımı da bu nedenlere dayalı olarak yapıldı. Tekstil sektöründe 40 yılı aşkın süre çalıştıktan sonra dingin bir yaşam için 12 yıl önce cevize yatırım yaptıklarını anlatan Zeynep Ergüder’in anlattıkları ve deneyimleri ise özetle şöyle:
“Aradan geçen 12 yılda yani 12 yetiştiricilik sezonu yaşadıktan sonra çok önemli tecrübeler edindiğimizi hissediyorum. Bunların başında da ceviz yatırımının, tarımın aslında hayal ettiğiniz gibi sakin akışlı, stresten uzak bir iş olmadığını gördük. Ceviz yatırımı ve tarımın hemen her alanı çok çeşitli riskler barındırıyor. Ama ceviz yatırımı 25 yıllık bir perspektifle ele alınması gerekiyor. Bunun ilk 8 yılı yatırım, devamında üretim süreçleri olduğunu düşünecek olursak dünyadaki gelişmelerin, jeopolitik durumların, ticaret üzerindeki dengelerin, Türkiye’de bir türlü oturtulamayan uzun vadeli tarım politikalarının ve her sene karşılaştığımız değişikliklerin, her geçen gün etkilerini daha derinden hissettiğimiz iklim krizinin yatırımcının uzun vadeli planlarında çok büyük oynamalar yarattığını da hepimiz yaşayarak öğrendik.
Beklenmedik olaylar her an yaşanabilir
Hepimiz 11 ay çok çalışıp 12. ay olan hasadı bekliyoruz. Bu dönem zarfında herkes elinden geldiği kadar bitki besleme, sulama işlemi, hasat gibi konularda kendi çapımızda elimizden gelenin en iyisini yapıp en iyi fiyatı almayı hedefleyerek ürünümüzü müşterinin önüne koyuyoruz. Ama bazı seneler beklenmedik bir don, dolu, tarım ilacının ağaçlarda yarattığı zehirlenme, ani bir sıcaklık çiçeklenme döneminde çiçeklerin dökülmesi tutmaması, daha siz sezonu bitirmeden o sezon aslında beklediğiniz verim alamayacağınızın bir habercisi oluyor. Bu konuda çok üzücü örnekleri hem biz yaşadık hem çevremizde bunu sıklıkla gördük. Çok büyük verim kayıpları, bu noktada yaşadığınız kaybın maddi manevi üzüntüsüyle hani bu işe devam edebilmeyi çok zor sorgulayabilir olduk. Hepimiz bir başka sezona diyerek yola devam ediyoruz.
Yüksek verim için yüksek kimyasal kullanımı şart mı?
Bu sorunların birkaç tanesini aynı sene içinde yaşayınca ben isyan ederek kendi kendime tarımı ve üretimi bu kadar büyük giderlerle yapmama konusunda kafa yormaya başladım. Biliyorsunuz bize öğretilen yüksek verim için yüksek kimyasal gübre ve ilaç kullanımı gerekiyor. Yüksek kimyasal kullanımı hızlı verime ulaşmak için bunlar işin olmazsa olmazları deniliyor. Benim bildiğim kadarıyla da hepimizin en büyük gideri aslında bu kimyasallardan oluşuyor. Bizimki gibi çok geçirgen topraklarda aslında kullanılan kimyasal gübrenin önemli bir kısmı yer altı sularına karışıyor. Gübre hammaddesi ile ilgili de çok ciddi sıkıntılar var. Bundan dolayı fiyatlarda astronomik yükselişler yaşanıyor. Ama hepiniz ister istemez yapmak zorunda hissediyorsunuz. Aslında bu bir çark. Her sene tekrar başladınız işte hasat sonrası kış gübrelemesi sonra baharda gübreleme, ilaç programları vs. bu çarkın içinde gidiyoruz. Ama topraklarımızı da kaybediyoruz. Topraklarda organik madde oranı çok düşük. Sürdürülebilir üretim için toprağı, yeraltı sularını,çevreyi koruyacak bir üretim modelini benimsememiz gerekiyor.”
Özetle cevize yatırım yapmak isteyenler bugünün değil geleceğin koşullarını dikkate alarak bu işe girip girmemeye karar vermeliler. İmece Mobil’den Murat Civelek’in söylediği gibi aslında çok sorun var. Ama bu sorunları teknoloji desteği ile çözmek de mümkün.
Sahte ceviz uzmanlarına ve iklim krizine dikkat
Uluslararası Ceviz Konferansı’nın ana gündem konularından birisi de iklim kriziydi. Saygıdeğer ustam Sadullah Usumi’nin sevgili kızı Dilek Bil ve meslektaşımız Umut Özdil’in yönettiği iki ayrı panelde iklim krizinin ceviz sektörüne etkileri konuşuldu. Buğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gökhan Özertan kapsamlı bir konuşma yaptı.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sütyemez iklimde hem değişiklik hem de kayma olduğunu belirterek cevizde çiçeklenme ile ilgili olarak döllenmede bazı sıkıntılar olabileceğini söyledi. Sert erken sonbahar soğukları, don felaketleriyle karşı karşıya kalınabileceğini anlatan Sütyemez: “ Kış soğukları ile bitki ölümleri yaşanabilir. Hastalık ve zararlılarda artış olabilir. Güneş yanıklığı önümüzdeki yıllarda en büyük tehdit olarak görünüyor.”dedi
Mehmet Sütyemez hocamız sektörün en önemli sorunlarından biri olan yanlış, kirli bilgi yayan sözde ceviz uzmanları ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Ülkemizde iki makale okuyan, bir film izleyen hemen ceviz uzmanı, ceviz danışmanı olarak ortaya çıkmaya başladı. Televizyonlarda,sosyal medyada çok sık görüyoruz. Belki insanlara doğrudan zarar vermiyor görünüyor ama ülkenin cevizdeki moralini bozuyor. Bununla ilgili maalesef çok ciddi geri dönüşler var. Bu da cevizciliği tehdit eden önemli unsurlardan birisi. Ben profesör olarak bazı konularda danışmanlık, bilgi verirken tedirgin oluyorum. Çok dikkatli davranıyorum. Ama insanlar bizim söylemlerimizi alıp televizyonlarda, internette videolar koyup paylaşıyorlar. Bunlar da cevizciliğimizi tehdit eden önemli unsurlardan birisi. Örneğin Altay cevizi genotip bile diyemiyorum, çöğür olarak yıllardır satılıyor. Altay, Himalaya dağlarında yetiştirilmiştir, verim değeri budur deniliyor. Türkiye’de ıslah alanı bitmiş gibi en düşük yeri 3 bin metre olan Himalayalar’da yetiştiği iddia ediliyor. Yıllarca milyonlarca çöğür şeklinde Türkiye’ye yayıldı. Bununla ilgili çok olumsuz veriler geliyor. Yine internet ortamında fizibilite raporlarını görürsünüz. İşte 4 yaşında 40 kilo ceviz verir, 8 yaşında 150 kilo ceviz verir deniliyor. Yani 8 yaşındaki cevizi köküyle, toprağı ile dalı budağı ile tartsanız 150 kilo gelmez. Maalesef bu insanları çok olumsuz etkiledi. Yanlışı insanların zihninden kazımak çok daha zor.”