Cep telefonuyla olacak iş değil
Türkiye çok büyük bir birikime sahip ama birikiminin tümünü kullanması gerekiyor. Bu bir bakanının ya da kişinin kendi cep telefonu ile olacak iş değil, Türkiye´nin birikimine ihtiyacımız var.
Zaten ekonominin her alanında nitelikli üretim için bu birikimi devreye almamız gerekiyor. Sanayi de ancak eğitim sisteminin yetiştirdiği insan gücüyle serpilebiliyor. İnsanları vasatlıkla birleştiren Türkiye’deki orta eğitim tuzağından çıkış için ana unsur ise nitelikli öğretmen varlığıyla mümkündür.
Eğer öğretmeni dönüştürebilirsek, beraberinde gelecek kuşakları da dönüştürecek enerjiyi üreteceğiz. Bu açıdan gelecek 10 yılda en zeki gençlerimiz, çok özendirici ve teşvik edici programlarla mutlaka öğretmen yetiştiren fakültelere yönlendirilmeli…
Biz bugün belki ABD ve gelişmiş ülkelerle aynı tarihte yaşıyoruz ama aynı zamanda yaşamıyoruz. Bu durumu fark edip zamanın ruhunu kavrayarak tedbir almaya öncelik vermeliyiz.
Yapılması gereken; Türkiye Cumhuriyeti’nin maddi manevi bekası açısından yeni bir atmosferi, habitatı ortaya çıkarmak olmalı… Bu çağda bizi ayakta tutacak olan eğitimde atacağımız nitelik adımları olacaktır.
Sanayimizin de geleceği de cep telefonları düzeyinde bilgiyle değil, bu adımlarla sağlanacak eğitim-sanayi ara kesitinde şekillenecek.
TAŞ DEVRİ TAŞLAR BİTTİĞİ İÇİN DEĞİL ANLAYIŞLAR GELİŞTİĞİ İÇİN SONA ERDİ
Tarım toplumu, sanayi toplumu ve bilgi toplumu. Bizim kuşak üçünü birden yaşadı. Önümüzdeki 2040´lara doğru giden sürece baktığımızda bizim kuşağın kendisini taş devrinde hissedeceği yeni bir çağ geliyor.
Bu çağı dijital olanın, fiziksel olanın ve biyolojik olanın birlikte aynı vücutta bedenleneceği bir çağ olarak tanımlayabiliriz. Çağa hazır mıyız?