Çemberin dışında olanlar
Faiz, enflasyon ve döviz kurlarının oluşturduğu döngüsel çemberde sıkışıp kaldık. Bu çember içinde düşünüyor, onun içinde hareket ediyoruz. Düşünsel olarak farklı taraflara adım attığımızda bile aslında aynı çemberin içinde yön değiştiriyoruz. Bu çember algımızı sınırlandırıyor. Görüşlerimizi biçimlendiriyor.
İçinden çıkamadığımız çemberin dışında önemli gelişmeler yaşanıyor. Fed’in şahinleşmesi her açıdan kritiktir. Varlık alımlarındaki azaltım, aylık olarak 30 milyar dolara çıkabilir. Yanı sıra, ilk faiz artırımı için beklenti mayısa kayıyor. Fed’e göre güvercin bir söyleme sahip olan Avrupa Merkez Bankası, ‘‘Enflasyona göre faizi artırabiliriz’’ diyor. Tabii buna daha zaman var. İlginç olan; ekonomik etki açısından en iyi gösterge olan ticaret ağırlıklı dolar endeksi, Fed’in 2016-2018 sıkılaştırma döneminde pek değişmedi. Fed o dönemde faizi yüzde 0,25’den, yüzde 2,5’e yükseltti. İki yıl içindeki sert iniş-çıkışlardan sonra endeks aynı seviyede kaldı. 2022 için, Fed’den iki faiz artışı fiyatlara girdi. Spekülatörlerin dolar-alım pozisyonlarının beş aydır arttığını belirteyim.
Günlük işlem hacminin yedi trilyon dolar olduğu döviz piyasasının en büyük oyuncusu İsviçre Merkez Bankası (İMB) olabilir. Kurum deflasyon korkusuyla, İsviçre Frangı’nın (CHF) değerlenmesine uzun yıllardır izin vermiyor. EUR/CHF paritesinde 1,05 seviyesi kırmızı çizgiydi. Parite buraya yaklaşınca, kurum yüklü euro alımları yapıyordu. Bu alımlar belli zaman dilimlerinde euroyu destekliyordu. İMB aylardır ortalıkta gözükmüyor. Zaten EUR/CHF paritesi geçen hafta 1,0375 ile altı yılın en düşük seviyesini gördü. Opsiyon piyasası göstergelerinden, İMB’nin varlığını hissettirdiği izlenimine kapılıyorum. İMB’nin yayımladığı verileri birkaç hafta izlemek lazım. Piyasa bu fikre kapılırsa, euroyu destekleyici bir faktör olabilir.