Cari açıkta sürpriz yok

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Cari işlemler dengesi ocak ayında 3,8 milyar dolar açık verdi. Geçen yılın ocak ayındaki 2,3 milyar dolara göre belirgin bir artış var. Ama bu artışta şaşılacak, hayret edilecek bir yön bulunmuyor.

Cari dengede ocak ayındaki bu artıştan sonra ocak itibarıyla yıllık artış 11,5 milyar dolar oldu. Yıllıklandırılmış açık geçen yıl ocakta 32,4 milyar dolardı.

Yıllık açıkta geçen yılın çok altında kalınmakla birlikte üç aydır düzenli bir yükselme yaşanıyor. Yıllık açık ekimde 6,9 milyar dolarla dip yaptıktan sonra kasımda 7,1 milyar dolara, aralıkta ise 10 milyar dolara yükselmişti. Artış ocak ayında da devam etti ve 11,5 milyar dolar oldu.

2025-2027 orta vadeli programına göre cari işlemler dengesinde bu yıl için öngörülen açık 28,6 milyar dolar. Özellikle enerji fiyatlarında olağandışı hareketler yaşanmadığı takdirde bu düzeyde kalmak gayet mümkün görünüyor.

Kaldı ki 2025 için 28,6 milyar dolarlık tahmin yapılırken 2024’ün gerçekleşmesi 22 milyar dolar olarak öngörülüyordu. Yani bir anlamda cari açığın 22 milyardan 28,6 milyara çıkacağı varsayımından hareket edilmişti. Oysa 2024’ün açığı biraz önce de belirttiğim gibi tahmin edilen 22 milyar doların çok çok altında kaldı ve yalnızca 10 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bu yılki açık, orta vadeli programda öngörülen 28,6 milyar doların bile altında kalabilir.

Düşüşün nedeni belli

Ne kadar az ithalat, o kadar az dış ticaret açığı!

Ne kadar az dış ticaret açığı, o kadar az cari açık!

İşte cari dengede ocak ayı itibarıyla 32,4 milyar dolardan 11,5 milyar dolara inilirken kaydedilen 20,8 milyar dolarlık iyileşmenin özeti bu.

Cari dengedeki 20,8 milyar dolarlık iyileşmenin hemen hemen tümü, 20,5 milyar doları dış ticaretten kaynaklandı.

Dış ticaret açığındaki 20,5 milyar dolarlık iyileşmenin de 13,1 milyar dolara ithalattaki düşüşten, 7,4 milyar doları ihracattaki artıştan oluştu.

İthalatın niye gerilediği de belli. İthalattaki 13,1 milyar dolarlık düşüşün 8,6 milyar doları altın, 1,4 milyar doları da enerji ithalatındaki gerilemeden kaynaklandı. Toplayalım; eder 10 milyar dolar. Toplam düşüş ne kadardı, 13,1 milyar dolar, kalan 3,1 milyar doların da ağırlıkla hammadde ithalatındaki düşüşten kaynaklandığı biliniyor. Aslında hammadde ithalatındaki düşüş daha fazla da tüketim malı ithalatındaki artış net gerilemeyi bu düzeye taşıdı.

Sıcak para ne kadar?

Bu köşede dün “Dövize geçer diye korkulması gereken yatırımcı yabancı mı, yerli mi” başlıklı yazımdan sonra çok sayıda geri dönüş aldım.

Kimi okurlar her iki kesimin de tetikte olduğunu dile getiriyordu; kimileri yabancıların, kimileri yerlilerin daha ürkek davranıp elini çabuk tutacağını...

Bunlar herkesin kendi görüşü ve kesin olarak “Evet, şu doğrudur” demek mümkün değil. Tüm görüşlere saygı duymak gerekir.

Bu geri dönüşlerde beni en çok ilgilendiren sıcak paranın yazdığım tutardan daha fazla olabileceğine ilişkin olanlar... Türkiye’deki sıcak paranın tutarını ne yazık ki tam olarak bilmek mümkün değil, çünkü buna ilişkin belirli bir kaynak yok. Bu verilerin bir kısmı bilanço dışında izlendiği için tam tutarı görmek mümkün olmuyor.

Yurt dışı yerleşiklerin iç borçlanma senetlerinin tutarını dün yazdım; 19,7 milyar dolar. Bu tutarı Merkez Bankası verilerinden her hafta izlemek mümkün. Ancak carry trade olarak getirilen tutarın ne kadar olduğu konusunda rivayet muhtelif. Ben bu miktarın 10 milyar dolar civarında olduğu bilgisini edinip yabancıların toplam dövizinin 30 milyar düzeyinde olabileceğini yazdım.

Ne var ki finans sektöründen bu dövizin en az 20 milyar dolar düzeyinde bulunduğu, hatta daha yüksek de olabileceği yönünde görüşler geldi. Bu görüşleri dile getirenler sektörün saygın isimleri. Her ne kadar kesin bir tutar ifade edilemese de onların dile getirdikleri miktarı daha doğru kabul ediyorum.

Şu durumda yabancıların Türk parasına bağlamakla birlikte dövize dönüp götürebilecekleri tutarın en az 40 milyar dolar civarında olduğu ortaya çıkıyor.

Ama bu tutar bir anda çıkar mı ya da hepsi çıkar mı, tabii ki o tartışılır.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 10 Mart 2025