Cari açık açılmaya devam ediyor!...
Merkez Bankası dün Mayıs 2023 ayı ödemeler dengesi istatistiklerini yayımladı.
Rakamların dili…
Şimdi bu çarpık ve giderek de çarpık hale gelen tabloyu bir değerlendirelim.
- Dış denge diye adlandıracağımız cari açık 2023 yılı Mayıs ayında 7.9 milyar dolar açık vermiş. Bu açık bir önceki ay 5.4 milyar dolar civarında iken yaklaşık yarısı oranında (yüzde 46) artış sergilemiş.
- Yılın ilk 5 ayına baktığımızda cari açık 2022 yılında 26.1 milyar dolar iken bu yıl rakam 37.7 milyar dolara yükselmiş; yani yüzde 44 artmış.
- Cari işlemler hesapları içerisinde çok büyük öneme sahip olan dış ticaret dengesine gelince…
- İhracat geçen yılın ilk beş ayında 101.4 milyar dolar iken bu yılın 5 ayında 102.5 milyar dolara düşmüş, yani 1.1 milyar dolar ihracat gerilemiş. Bunda AB bölgesindeki resesyonun etkisi büyük olmuş.
- Buna karşın ithalatımız ilk beş ayda 148.3 milyar dolarken bu yılın 5 ayında 137 milyar dolara düşmüş. Yani ithalat da geçen yıla göre 11 milyar dolar kadar azalmış.
- Dolayısıyla 5 aylık birikimli dış ticaret açığı 2022 yılında yaklaşık 34.5 milyar dolar iken bu yıl 46.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş.
- Dış ticaret açığındaki artışı kısmen hizmet ticareti kaynaklı gelirler azaltmış.
- Doğrudan yatırım adına 2023 yılı Mayıs ayında sadece 89 milyon dolar giriş olmuş. 5 aylık birikimli tutarlara bakıldığında; geçen yılın ilk beş ayında 3.4 milyar dolar olan doğrudan yatırım tutarı bu yılın aynı döneminde 2 milyar dolara gerilemiş.
- Portföy yatırımları da 2023 Mayıs ayında 1.4 milyar dolar düşmüş, yani hisse senedi satışları başta olmak üzere yabancı yerleşikler Türkiye’den çıkış yapmış.
- Öte yandan kaynak girişinin temel kanalı olan bankalarımız da 2023 yılı Mayıs ayında sadece 725 milyon dolar tutarında yurt dışından kredi kullanmış. Bu kadar yüksek ihtiyacın olduğu yerde böylesine giriş kaynak girişi ile yol alınamayacağı ortada…
Peki şimdi ne yapmalı?...
Öncelikle temel tespitimizi yapalım.
Ekonomimiz ile ilgili tablonun bu haliyle sürdürülmesi mümkün değil. Sürekli öteleme ile sadece sorunları büyütmüş ve içinden çıkılmaz hale getirmiş oluyoruz.
Dünyada tüm ekonomilerin vazgeçilmezi olan dış dengenin sağlanabilmesi için kısa vadede taze kaynağa ve uzun vadede de yabancı sermaye girişine ihtiyaç var. Topu çevirerek makro ihtiyati tedbirler adı altında Merkez Bankası düzenlemeleriyle işi idare etmek mümkün değil.
Gerçekten ülkenin her yıl en az 200-220 milyar dolar kaynak ihtiyacı ortada. Yani döviz gelmesi lazım. Bu negatif faizle de döviz gelmediği gibi döviz kaynaklarımız çıkıyor.
O zaman yapılacak şey, çok acil ve bütüncül plan yapımıdır, OVP ve Beş yıllık kalkınma planını beklemeden ya da öne çekerek yazılı ve gerçekçi yol haritası çıkarmaktır. Yoksa bölük pörçük ve perakende günlük politika (daha doğrusu politikasızlık) tedbirleriyle yol almak mümkün değildir.