Cam tavanların aşılabilmesi ve gelişim için ‘kota olmalı’

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Özlem Cinemre 30 yılı aşan bir özel sektör bankacılık tecrübesinin ardından, 2019 yılında Kalkınma Yatırım Bankası’nın Ankara’dan İstanbul’a taşınma ve yeniden yapılanma sürecinde Banka’da Hazine ve Finansal Kurumlar’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladı. Aynı zamanda Yönetim Kurulu’na Danışman ve grubun leasing, faktoring ve tüketici finansmanı iştiraklerinde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alıyor.

Özlem Cinemre, yönetim kurullarında eşit cinsiyet temsilinin toplumsal ve ekonomik faydası konusunda farkındalık yaratmak ve yönetim kurullarında kadın temsil oranını arttırmak yönünde bir iletişim, işbirliği ve bilgi paylaşımı platformu olarak çalışmalarını sürdüren Yönetim Kurulu’nda Kadın Derneği (YKKD)’ nin de Yönetim Kurulu Üyesi.

Yönetim kurullarında kadın oranının artması gerektiğini savunan Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Özlem Cinemre, bu konudaki görüşlerini şöyle anlatıyor: “YKKD, bu role hazır kadın havuzunun genişletilmesi amacıyla kapsamlı bir eğitim programı yürütüyor. Ben bu derneğe 7-8 yıl evvel menti olarak katıldığımda, bana yönetim kurullarına kadın kotası getirilmeli mi sorusu yöneltilmişti. Ben de, ‘tabii ki kotasız’ diye cevap vermiştim. Kadınların Yönetim Kurullarına girebilmek için kotaya ihtiyaçları olmadığını düşünüyordum. Yönetim Kurulu Üyesi olduğum YKKD’nin ve benzeri amaçlara yönelik faaliyet gösteren derneklerin yıllardır çabalarının sonucu olarak kadınların ekonomiye katılımlarının gerekliliği konusunun artık toplumumuzda daha iyi anlaşıldığını görmekten mutluyum. Ancak Yönetim Kurullarında kadın sayısına baktığımda, artış yönünde bir hareketlilik olmasına rağmen bunun istenilen düzeyde olmadığını da görüyorum maalesef. Kadınların fırsatlara, ekonomiye ve iş gücüne eşit katılımı için yüz yıl daha beklenmemesi, cam tavanların aşılabilmesi ve gelişim sürecinin hızlandırılması için ‘kota olmalı’ diye düşünüyorum. Türkiye’de Yönetim Kurullarında kadın temsilinin anlamlı oranda artmasının, İngiltere başta bazı ülkelerde örneklerini gördüğümüz gibi, ya otoriteler tarafından çok yakından takiple ya da pek çok diğer ülkede olduğu gibi kota uygulamasıyla mümkün olacağına inanıyorum. Kota desteğiyle ve seçilerek yönetim kurullarına giren kadınların dengeledikleri yönetim kurullarının ise daha etkin, yapıcı ve doğru kararlar alacağı kanaatindeyim.”

Kadının ekonomiye katılımı çok yönlü

Kadınların ekonomiye katılımının çok yönlü bir konu olduğunu söyleyen Cinemre, “Bu süreç kadının eğitime erişimiyle başlıyor, iş ve aile arasındaki dengeyi korumak için çocuk ve yaşlı bakım hizmetleri ile devam ediyor ve kadın girişimciliğine kadar uzanıyor” diyor.

Tüm bu alanlarda kadının karşılaştığı engeller ve problemler konusunda toplumsal düzeyde farkındalığın arttırılması gerektiğini ifade eden Cinemre’nin yorumları şöyle: “Kadının iş gücüne katılımını attıracak eğitimin erişilebilir hale getirilmesi, kadın girişimciliği ve ekosisteminin gelişmesi için yasal altyapının hukuki düzenlemeler ile desteklenmesi, doğru mali ve kamu politikalarının oluşturulması ve uygulanması gerekmekte. Bu hedefe ulaşmak için, özel sektörün ve kamunun işbirliği yapması lazım. Kadın girişimciliğinin desteklenmesi için kadınların eğitilmesi, mesleki beceri ve yeterliliklerini arttırılarak daha donanımlı hale getirilmesi, mentorluk desteği verilmesi ve finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması gerek.”

Kadın girişimcilere düşük faizli ve uzun vadeli kredi verilebilir

Kadın girişimcilere, bölgesel ve sektörel öncelikler de dikkate alınarak, düşük faizli ve uzun vadeli kredi verilebileceğini ifade eden Özlem Cinemre, “Verilecek mikro krediler, daha önce iş gücüne katılmayan kadınların çalışmasını sağlayacak ve bu hem ülke hem de ailelerde önemli bir ekonomik katma değer yaratacaktır. Söz konusu krediler için yerel kaynaklar, özel kesimin katkısı ve dış finansman kaynakları kullanılabilir” diye ekliyor.

Kalkınma bankaları dünyanın ekonomik dengelenmesinde önemli rol üstleniyor

“Kalkınma bankaları, İkinci Dünya Savaşı sonrasında tahrip olan ülke ekonomilerinin yeniden ayağa kaldırılmasını sağlamak için kurulmuş yapılar. Globalleşmenin arttığı, dünya ekonomilerinin iç içe geçtiği günümüzde ise kalkınma bankaları, dünyanın genel ekonomik dengelenmesi bakımından önemli bir rol üstleniyorlar. Dünya Bankası gibi uluslararası kurumların yanı sıra pek çok gelişmiş ülkenin kalkınma bankası, sadece kendi ülkelerine değil diğer ülkelerin kalkınma bankalarına da uzun vadeli ve uygun koşullu krediler sağlayarak o ülkelerdeki temel sosyoekonomik koşulların iyileştirilip, sürdürülebilir kalkınmalarının sağlanmasına hizmet ediyorlar. Aynı zamanda günümüz dünyasının temel sorunları etrafında bir araya geliyorlar. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, bu sorunları net biçimde tanımlıyor. Sağlık ve kaliteli yaşamdan erişilebilir temiz enerjiye, temiz su ve sanitasyondan iklim problemlerine kadar 17 temel hedef doğrultusunda kalkınma bankalarının sağladığı kaynaklar, bu çerçevede geliştirilen projeleri destekliyor.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar