Çalışanına yatırım yapan şirketlerde mutluluk da artıyor verimlilik de
Haziran ayında Krea M.I.C.E tarafından düzenlenen Global HR Summit’de “Çalışana Değer Katan Liderler” başlıklı oturumda, perakende sektörümüzün iki başarı öyküsünün gerisindeki şifreleri ortaya koyan bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Boyner Büyük Mağazacılık CEO’su Eren Çamurdan ve Karaca CEO’su Fatih Karaca’yla yaptığımız bu sohbeti, araya giren uzun bayram tatili sonrasında bu yazıda paylaşmayı diliyorum.
Çalışanlarına yatırım yapan bu iki liderin başarılarının gerisinde öncelikle insan kaynaklarına verdikleri önem yatıyor. Boyner ve Karaca’nın verileri, çalışan mutluluğu arttıkça, müşteri memnuniyetinin ve verimliliğin arttığını da ortaya koyuyor.
Karaca CEO’su Fatih Karaca: Temel ilkelerimizin başında “Adalet ve Eşitlik” yer alıyor
- Bir yönetici olarak insan kaynakları yaklaşımınızda nelere öncelik veriyorsunuz?
Fatih Karaca: İnsan kaynakları bizim Karaca olarak şirket içinde en değer verdiğimiz bölüm.. Çalışanlarımızı Karaca ailesinin bir parçası olarak görüyor ve bu doğrultuda bir yaklaşım sergiliyoruz..
Tüm bu süreçte ise öncelik verdiğimiz “Çalışan Deneyimi” oluyor. Çalışanlarımızın motivasyonu ve şirkete olan bağlılıkları bizler için çok değerli. Onların ihtiyaçlarını anlamak ve gelişim fırsatları sunmak hedeflerimiz arasında yer alıyor.
İK olarak uyguladığımız her süreçte adil ve eşitlikçi olmak, veriye dayalı kararlar almaya özen gösteriyoruz.
- Temel İK ilkeleriniz neler?
Fatih Karaca: Karaca olarak gerek yurtiçi gerekse yurtdışı tüm mağazalarımızda uyguladığımız İK süreçlerinde temel ilkelerimizin başında Adalet ve Eşitlik ilk sırada yer alıyor. Bunu “Açık ve Öz İletişim”, “Yetenek Geliştirme Süreçleri,” “Veriye Dayalı Süreç Geliştirme” çalışmaları, “İş-yaşam Dengesi
ve İK teknolojik çözümleri” takip ediyor..
-Fırsat eşitliği konusunda neler yapıyorsunuz?
Fatih Karaca: İşe alım, terfi, ücretlendirme, eğitim ve gelişim gibi İK süreçlerinde adaleti ve eşitliği sağlayacak politikalar ve prodesürler üretiyoruz.
İşe alım sürecinde, objektif ve tarafsız değerlendirme yöntemleri kullanıp iş ilanları ve iş tanımları ayrımcı bir dil kullanmamaya özen gösteriiyoruz.
Bilinçlendirme programları, duyarlılık eğitimleri ve kültürel farkındalık etkinlikleri düzenleyerek çalışanların anlayışını artırmaya ve ayrımcılığı önlemeye çalışıyoruz.
Tüm çalışanlara kariyer gelişimi için eşit fırsatlar sunuyoruz. Yetenek yönetimi gibi süreçlerde objektif ve şeffaf bir şekilde hareket edilmeli, çalışanların potansiyelleri ve performanslarına dayalı olarak terfi ve yükselme fırsatları sağlıyoruz.
- Farklı nesillerin birlikte çalışabilmesi için ne tür programlarınız var?
Fatih Karaca: Her neslin farklı değerleri, beklentileri ve çalışma tarzları var. Bunun bilincinde olup hep iyi yönleriyle bu durumu yönetiyoruz.
Özellikle üst düzey yöneticilerimizin /C-level) yanına yeni neslin en güçlü yeteneklerini yerleştiriyor, genç yeteneğin liderlerimizden mentorluk ve rehberlik alarak gelişimini hızlandırmasını sağlıyoruz. Bu süre zarfında üst düzey yöneticilerimiz de tersine mentorluk imkanı buluyorlar.
Projeler ile ilgili çoklu nesil ekipler oluşturuyoruz. Farklı düşünce, uzmanlık ve nesillerimizi bir araya getirip yaratıcılık ve inovasyonu teşvik ediyoruz.
Esnek çalışma modelleri ile de nesillerimizin farklı çalışma tarzlarını iş-yaşam dengesine en uygun şekilde uyarlamalarına alan tanıyoruz.
Yine hayata geçirdiğimiz ‘Geleceğin Liderleri’ projesiyle de Karaca’ya hızlıca Türkiye’nin akademik olarak en başarılı, en zeki, en hızlı biçimde uyum sağlayan çalışkan yeteneklerini kazandırıp mevcut yönetim kadrosundaki bilgi ve deneyimi aktarma projesini hayata geçirdik.
Bu projeyle dünyada sıralamaya girmiş üniversitelerden (Harvard, Stanford, Boğaziçi, Koç Üniversitesi vb) yeni mezun yeteneklerinin Karaca Grup’a kazandırılmasını amaçladık.
***
Farklı kuşağın bir arada çalıştığı bir grup: Boyner Büyük Mağazacılık
- Bir yönetici olarak insan kaynakları yaklaşımınızda nelere öncelik veriyorsunuz?
Boyner Büyük Mağazacılık CEO’su Eren Çamurdan: Araştırmalar, bir çalışanın bir şirkette ortalama olarak 3 ila 5 yıl arasında kalma süresi olduğunu gösteriyor. Elbette, bu süreler sektörlere, iş alanlarına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebiliyor. Fakat şirketler, çalışanların sürdürülebilir ölçekte kariyer hedeflerine ulaşmaları için fırsatlar sunabilirse, çalışan sadakatini artırabilir.
Bunun için Boyner çalışanlarına performansları dışında bir kritere dayalı herhangi bir farklılık gözetilmeden çalışması, gelişmesi ve yükselmesi için fırsatlar sunuyoruz. Şirketimizde bir ailenin güvenilirliğini, sıcaklığını, keyfini yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.
- Temel İK ilkeleriniz neler?
Eren Çamurdan: Temel İK ilkelerimizi daha kurumsal bir dille özetlemem gerekirse Boyner’de yönetim ve çalışma anlayışımız; öncelikle samimiyet ardından şeffaflık, açıklık, katılımcılık, yasal olan tüm sorumluluklarımızı yerine getirme ve topluma karşı sorumlu olma ilkelerine dayanıyor.
Boyner’de yönetim ve çalışma anlayışımız; şeffaflık, açıklık, katılımcılık, yasal olan tüm sorumluluklarımızı yerine getirme ve topluma karşı sorumlu olma ilkelerine dayanıyor. Uzun zamandır bizimle çalışan ekip arkadaşlarımız var. İstihdamın sürdürülebilirliği için attığımız adımlar olmasa bugün planladığımız projeler belki de bu kadar başarılı sonuç vermeyecekti.
- Farklı nesillerin birlikte çalışabilmesi için ne tür programlarınız var?
Eren Çamurdan:Takım çalışması, beceri veya yetenek çok önemli ancak şirketimizde hem özünde hem işinde “samimi” insanların olması, işine karşı sorumlu hissedebilmesi benim için çok kıymetli. Aramızdaki bu samimi bağ sayesinde bugün 70 yıldan fazla süredir hizmet veren Grubumuzda çok uzun yıllardır bizimle çalışan emektarlar var. Hatta yakın zamanda Boyner Holding bünyesinde 55. yıl kıdem ödülünü takdim ettik. Ne mutlu bize ki 4 farklı kuşağın bir arada çalıştığı bir grubuz. 55 yıldır çalışandan 5 ay önce işe başlayan Z jenerasyonuna kadar geniş bir yaş aralığı bu Grup içinde yer alıyor. Farklı kuşakların deneyimi birbirini besliyor.
Köklü ve eski olmak arasında fark olduğuna inanıyorum. Eski olan çürür ama köklü olan her geçen gün büyür, gelişir ve dönüşür. Biz de köklü bir marka olarak her geçen gün gelişiyor ve büyüyoruz.
"Başarılı şirketler ve başarılı insanlar; dinlerler ve cevap verirler." vizyonuyla hareket ediyoruz. Üç farklı konseptte gerçekleştirdiğimiz CEO Coffee Buluşmaları ile her ay ofis kadrosunda işe yeni başlayan çalışanlarımız, mağazalarda işe başlayan mağaza müdürlerimiz ve her yıl terfi dönemlerinde terfi eden çalışma arkadaşlarımızla birer saatlik CEO Coffee sohbetleri düzenliyoruz. Ayrıca her ay, ofis çalışanlarımız ve mağaza müdürlerimiz aktarmak istedikleri önerileri için İnsan Kaynakları Departmanı’ndan randevu alarak, CEO buluşmasına katılabiliyor.
En son bir yayın kuruluşu tarafından gerçekleştirilen ve ağırlıklı olarak genç çalışanlar ve üniversite öğrencilerinin kendilerine sorulan sorularla en çok çalışılmak istenen şirketleri belirttiği “En Gözde Şirketler”Araştırması’nda geçen sene 100. sıradayken bu sene 44.sırada yer aldık. Samimi bir şekilde yaptığımız tüm bu çalışmaların yansımalarını somut bir şekilde görmek bizi çok mutlu ediyor.
- Fırsat eşitliği konusunda neler yapıyorsunuz?
Eren Çamurdan: Ünvan bağımsız herkesin kendi işinin lideri olduğuna inanan bir şirketiz. Liderlik kavramı hem şirket genelinde hem de İK özelinde önem verdiğimiz konu ve hiyerarşik bir yapımız yok.
Ayrıca, her yöneticimiz aynı zamanda kendi ekibinin İK yöneticisi. Bu bakış açısıyla kültür ve değerlerimizi daha sağlam ve kalıcı bir şekilde tüm organizasyona aktarabiliyoruz.
“İş yaşamında cinsiyet eşitliği” konusu bizim gündem maddelerimizin başında geliyor. Dolayısıyla süreçlerimizi; işe alımdan başlamak üzere, iş ilişkilerinden ücretlendirmeye, eğitimlere eşit katılım hakkından terfi, emeklilik ve istihdam koşullarına kadar tüm süreçlerde fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde ele alıyoruz.
İcra kurulumuzun yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor. Merkez ofislerde kadın yönetici oranımız yüzde 46, merkez ofis çalışanları içinde kadın çalışan oranımız yüzde 47. Bu anlamda kadın-erkek çalışan oranına bakıldığında Türkiye ve dünya ortalamasının üzerindeyiz.
Aday değerlendirme süreçlerimizden başlayarak kadın çalışan oranımızı, kadın çalışanların eğitimlere katılım ve terfi oranlarını ölçümlüyor, düzenli veri takibi yapıyoruz. İç denetimlerimizi Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikası ile destekliyoruz. Bu yaklaşımı yalnızca grup şirketlerimizle sınırlı tutmuyoruz. Tedarikçilerimiz ve iş ortağı ağımıza da bu yaklaşıma verdiğimiz önemi yansıtıyoruz. Kadınları iş hayatına katmak, işlerini büyütmeyi sağlamak ve yeni kadın girişimcileri de cesaretlendirmek için çalışıyoruz.
Uygulamaya aldığımız son projemiz “Yarınlar Büyüsün” ile ebeveyn olan çalışanlarımıza; uzatılmış babalık izni, evlat edinme izni, anne ve baba için psikolojik destek gibi pek çok alanı kapsayan destekler sunuyoruz. Burada amacımız aile içinde kalıplaşmış rolleri eşitlik temeline çekebilmek ve çalışanlarımızı günümüzün eşitlikçi dünyasına dahil etmek. Herkes için eşit ve yaşanabilir bir dünyanın, daha iyi bir geleceğin kadın ve erkek ayrımı yapmadan toplumsal cinsiyet eşitliği ile mümkün olacağına inanıyoruz.
Boyner Grup Türkiye’de “Şiddete Karşı Sıfır Tolerans” kapsamında ILO C190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesine uyumlu ilk perakende şirketi oldu. Bu sayede, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve tacizi de kapsayacak şekilde, şiddet ve tacizden arındırılmış, insana yakışır bir çalışma yaşamının ve çalışma ortamı taahhüt ediyoruz. ILO Sözleşmesi unvanları ve statüleri ne olursa olsun tüm çalışanlarını kapsıyor.
Seninle Tamam projemiz ile daha önce hiç iş tecrübesi olmamış ya da çeşitli nedenlerle çalışma hayatına ara vermek zorunda kalan kadınlara kendi belirleyecekleri saatlerde part-time çalışma imkânı sunuyoruz. Boyner Mağazaları’na “Satış”, “Depo”, “Operasyon”, “Müşteri İlişkileri” gibi farklı pozisyonlarda işe alınan adaylar Boyner’in sunduğu eğitim olanaklarından da faydalanabilmesini sağladık. Şimdi depremden etkilenen kadınlarımızı hedefliyoruz.