Çalı hikayesi!
✔ Merkez Bankası bankalara "Ben faiz artıramıyorum, size avantaj sağlayayım, siz artırın" diyor. Ama zorunlu karşılıkla sağlanacak avantaj vatandaşı üç aydan uzun vadeye yöneltmez.
✔ Döviz için de "Nereden bulursanız bulun, kaça bulursanız bulun, yeter ki bulun" denilerek bankalara bu konuda da kolaylık sağlanıyor.
Yaşı 40’ın altında olanlar pek bilmez. Yıllar önce ayakkabılar eskidikçe tamir ettirilip gittiği kadar giyilirdi. O yıllarda ayakkabı tamiri bile şimdiki gibi değildi. Tamirci ayakkabıyı alır, alttan çivi çakarak parça ekler, ayakkabının içinden de vurarak çivinin başını ezerdi. Yenilenen ayakkabıyla bir süre rahat yürürdünüz. Ama birkaç hafta geçti mi, bastıkça bastıkça çivinin başı ayağınıza batmaya başlardı. Tekrar tamirciye... Bu işlem üç beş kez tekrarlanır, artık ayakkabı o şekilde tamir edilemiyorsa başka bir yöntem bulunmaya çalışılırdı. Yeni ayakkabı almak kolay değildi çünkü. Bu durum şimdi hiç yaşanmıyor değil tabii ki, ayakkabılar yine tamire gidiyor ama geçmişte bu tamir zorunluluğu daha fazlaydı.
Bu, çaresizliğin bir sonucuydu ve tabii ki herkes bu durumda değildi. Cebinde parası olanın, geliri iyi olanın böyle bir derdi yoktu.
Eksik olmasın bizim Merkez Bankamız insanı böyle geçmişe götürüyor işte. Merkez Bankası’na bakıyoruz da, ayağının altında hep bir çivi, bir türlü rahat yürüyemiyor!
Bir takım kararlar alınıyor, ama o çivi var ya o çivi, hep batıyor. Rahat edilemiyor bir türlü. Ayakkabı eski de, tamirci de pek iyi değil! Yeni ayakkabı alacak kadar para da var üstelik. Ama yok, ısrarla o eski ayakkabı giyilmeye, çivi bata bata yürünmeye çalışılıyor.
O yüzden de gün geçmiyor ki tamirciye gidilmesin!
Gün geçmiyor ki Merkez Bankası yeni bir karar alarak piyasayı düzenlemeye çalışmasın!
Bu kadar sık karar alınmış olması da önceki kararların yetersizliğinin bir göstergesi değil mi?
Bu son adım hiç işe yaramaz!
Merkez Bankası son olarak tuttu üç aydan uzun vadeli mevduatın zorunlu karşılık oranını sıfırladı.
■ Bankalar üç aydan uzun vadeli hesaplar için zorunlu karşılık yükünden kurtulacak...
■ Elde ettikleri bu avantajı mevduat faizi olarak hesap sahiplerine yansıtacak...
■ Vatandaş ve şirketler üç aydan uzun vadeli mevduata hücum edecek...
■ Böylece kur korumalı mevduattan çıkan paranın dövize ya da TL mevduat dışındaki başka alanlara yönelmesi önlenmiş olacak...
Nasrettin Hoca’nın çalı hikayesine benziyor ama hikayede peşin parayı görüp gülen alacaklı vardı, bu hikaye güldürmüyor bile.
Türk halkı için vade çok kısa, yıllardan beri böyle. BDDK verilerine bakıyoruz; yurt içi yerleşiklerin TL mevduatının yüzde 20.4’ü bir aya kadar, yüzde 35.5’i de bir-üç ay arası vadeli. Üç-altı ay arası vadeli olanların payı yüzde 17.1, altı ay-bir yıl arası vadeli olanların payı yüzde 3.3, bir yıldan uzun vadeli olanların payı ise yüzde 2.9 düzeyinde. TL mevduatın yüzde 20.8’i ise vadesiz hesaplarda duruyor.
Kaldı ki, bir-üç ay arası vadeli görünen hesapların neredeyse tümü de 32 gün vadeli.
Üstelik seçim var
Bankalar üç aydan uzun vadeli mevduatta zorunlu karşılık yükünden kurtulunca faizi artıracak ve vatandaş da en az üç ayla altı ay arasındaki vadelere akın edecek! Zorunlu karşılıkla ilgili bu karar alındığına göre beklenti bu yönde olmalı.
Her şey bir yana, önümüzde seçim var ve kimse seçim dönemini de içine alacak şekilde bir vade tercih etmeye yanaşmaz. Yanaşan tabii ki olur da, onların da oranı çok düşük olur.
Dolayısıyla bu çalı yün tutmaz! Vatandaş yine bildiğini okur!
Üstelik her gün yeni yeni icatlar çıkarmanın vatandaşı daha da tedirgin ettiği gerçeği herhalde hiç görülmüyor, bu dikkate alınmıyor.
“Faizi ben artıramam, siz artırın!”
Yeni ayakkabı alacak para olduğunu söyledim ya; o faiz artışıdır, yani elde bu sorunu aşacak bir araç var. Ama kullanılamıyor. O yüzden de bankalara
“Ben faizi artıramıyorum, size fırsat sunuyorum, siz artırın” deniliyor.
Bu aslında kulağı tersten göstermekten başka bir şey değil. Ama vücut hamlamış, kulağı tersten göstermeye çalışırken omuz tutuluyor!
DÖVİZSİZ KALMANIN İTİRAFI...
Merkez Bankası döviz konusunda da yeni bir karar aldı. Bankaların yurt dışından sağlayacakları altı aydan uzun vadeli döviz için de zorunlu karşılık oranı sıfır olacak.
Her kim olursan ol, her nereden bulursan bul, kaça bulursan bul; yeter ki döviz getir!
Bankalara söylenen bu. Niye diye sormaya gerek yok.
Çünkü döviz yok, döviz!