Büyüme, ülkeler için önemli bir göstergedir, fakat asıl önemli olan gelişerek büyümektir
Burak Önder
19. yüzyılda İngiltere’de yaşanan sanayi devriminin, bilim ve teknikte gelişmeye, şehirleşmenin hızlanmasına, dünyada sömürgeciliğin yayılmasına ve Batı’nın refahının artmasına neden olduğunu biliyoruz. Peki, Batı’yı batı yapan şey gerçekten sanayi devrimi midir? Sanılanın aksine batıyı batı yapan sanayi devrimi değil, matbaayı icadı ve kullanılmasıdır.
Kısaca özetlemek gerekirse; matbaa sayesinde Batı’da üretilen kitap miktarı artmış, kitap fiyatları ucuzlamış, halkın çok geniş kesimlerinin kitaba ulaşması mümkün hale gelmiş, toplumda okuma-yazma oranı artmış, bilgiye ulaşmak kolaylaşmış, bilimsel ve kültürel ilerlemenin yayılması hızlanmış ve eğitim imkânları genişlemiştir. Yani değerli okuyucular, bilinenin aksine kültür sanayiden daha önemlidir. Hadi biraz daha yumuşatalım, kültür en az sanayi kadar önemlidir.
Kendi küçük penceremden gördüğümü sandığım ve konuyu getirmek istediğim yer; büyüme, ülkeler için önemli bir göstergedir, fakat asıl önemli olan gelişerek büyümektir. Çin, Sudi Arabistan, Hindistan, Vietnam gibi ülkeler ekonomik açıdan büyüyen ülkeler olmasına rağmen; henüz İngiltere, ABD, Almanya, İsveç, Norveç, Japonya gibi büyürken gelişebilen ülkelerden değildir. Anlayacağımız üzere gelişme sadece ekonomik verilerle sağlanabilecek bir olgu değildir. Merhum Suna Kıraç tam da bu konuyla ilgili şöyle söyler. “Bir ülkenin gelişimi sadece ekonomiye dayalı olarak değil, kültür, sanat ve eğitime yönelik hamlelerle birlikte yerine getirilebilecek bir olgudur. Sınai gelişim, kültürel ve sosyal gelişimle birlikte yakalanabilir.’’
Evet, bir taraftan ülke olarak ekonomik açıdan büyümeye çalışırken, diğer taraftan aynı şeklide kültürel ve sosyal açıdan kendimizi geliştirmek zorundayız. Görsel sanattan sinemaya, edebiyattan felsefeye birçok noktada gelişmeliyiz. Bana öyle geliyor ki işte bu ekosistemi oluşturduğumuzda nitelikli firmalarımızın sayısı artacak, inovasyon, tasarım, Ar-Ge gibi konular gerçek anlamda masada olacak ve katma değerli üretim ve ihracat da bu şekilde artacaktır.
İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık
Şimdi gelelim Birleşik Krallık’a. Yaklaşık 67 milyon nüfusu ve 2022 senesi için 3,2 trilyon dolar olarak tahmin edilen GSYİH’sı ile Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olmak üzere dört kurucu ülkeden oluşmakta. Ülkenin resmi ismi Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı. Büyük Britanya terimi ise sadece İngiltere, İskoçya ve Galler’i kapsamakta.
Başkent Londra ayrıca finansın ve ticaretin de merkezi. Diğer önemli şehirlerini Birmingham, Leeds, Glasgow ve Sheffield olarak sayabiliriz.
Siyasi ve ekonomik gelişmeler
Son yıllarda Birleşik Krallığın ismini çoğunlukla Brexit ve hükümet değişiklikleri ile duyduk. Pandemi döneminde ismi sansasyonel olaylarla anılan Boris Johnson Temmuz 2019’da aldığı görevi Eylül 2022’de selefi Liz Truss’ a teslim etti. Liz Truss ise yaklaşık 50 günlük görev süresi ile krallık tarihinin en kısa süre bu görevde kalan başbakanı olarak tarihe geçti. Truss’ dan başbakanlık görevini 25 Ekim 2022 tarihinde 1980 doğumlu Rishi Sunak devir aldı ve Birleşik Krallığın ilk Hint kökenli başbakanı oldu.
Birleşik Krallık 47 yıldır üyesi bulunduğu Avrupa Birliği’nden 31 Ocak 2020 tarihinde ayrıldı. Bu aradan üç yıl geçmesine rağmen bazı belirsizlikler devam ediyordu. Son olarak AB ve Birleşik Krallık arasında sorun haline gelen Kuzey İrlanda Protokolünde de sona yaklaşıldı ve geçen haftalarda bir araya gelen Başbakan Sunak ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Windsor Çerçeve Anlaşması üzerinde anlaşmaya vardı.
Birleşik Krallık ekonomisine kısa bakış
Birleşik Krallık 2022 yılında 3,2 trilyon dolar olacağı tahmin edilen GSYİH’sı ile dünyanın 6. büyük ekonomisi. 2022 yılında 47.318 dolarlık kişi başına düşen milli gelir ile dünyada 22. sırada yer almakta.
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Birleşik Krallık, insani gelişmişlik endeksine göre dünyada 191 ülke arasında 18 inci, ekonomik serbestlik endeksine göre ise dünyada 177 ülke arasında 24 üncü, küresel rekabetçilik açısından dünyadaki 141 ülke arasında 9 uncu ve iş yapma kolaylığı açısından dünyada 190 ülke arasında 8. Sırada bulunuyor.
Birleşik Krallık bir zamanlar zengin petrol, doğal gaz ve kömür kaynakları ile AB içinde en fazla enerji kaynağına sahip ülke konumundaydı. Ancak üretim, 1990’lardan itibaren giderek azalarak yerel talebi karşılayamayacak duruma gelmiş ve günümüzde net enerji ithalatçısı olmuş. Bu yönüyle yükselen küresel enerji fiyatlarının ekonomi için risk oluşturduğunu söyleyebiliriz.
GSMH’nın sektörel dağılımına baktığımızda hizmetler sektörünün %80, sanayi sektörünün %19,2 ve tarımın %0,7’lik pay aldığını görüyoruz. 19. yy’de sanayi devriminin gerçekleştiği ülkede sanayinin payının her geçen gün azalmasının sizi şaşırtabilir. Fakat 19. yy’de sanayi devrimini gerçekleştiren Birleşik Krallık sanayinin ekonomideki payını azaltarak hizmet sektörüne yoğunlaşmış.
Ayrıca, 2019-2021 döneminde toplam doğrudan yabancı yatırım miktarı 137 milyar dolar olan İngiltere, 2021 yılında yaklaşık 3 trilyon dolarlık toplam yabancı sermaye stoku ile dünyada 2. sırada.
BK pazarın özellikleri
Öncelikle İngiltere pazarının kozmopolit bir yapısı olduğunu bilmemiz gerekir. Hintlilerden Hong Konglu öğrencilere, İrlandalılardan Pakistanlılara geniş bir yelpazeyi içinde bulunduran bir pazar yapısı var. Teyide muhtaç bir malumata göre, Londra nüfusunun yaklaşık %40’ı İngiltere doğumlu olmayan göçmenlerden oluşuyor. Örnek verecek olursak bu seyahatimde Londra’da kaldığım otelin caddesinde Çin, Lübnan, Nijerya, İtalyan, İran, Pakistan, Türk, Hindistan gibi ondan fazla ülkenin mutfağından ürünler sunan restoranlar bulunmaktaydı. Bu yönüyle o göçmen grubuna yönelik geleneksek ürünler satan perakendeciler, marketler, kuaförler de aynı cadde üzerindeydi. Bu kozmopolit yapıyı sokaklarında gezerken sizler de göreceksiniz.
Birleşik Krallık gelişmiş bir tüketim pazarı. Hem organize perakendenin yani modern kanalın çok kuvvetli olduğu hem de geleneksel pazarın kuvvetli olduğu bir yapı ile karşı karşıyasınız. Bununla birlikte hem fiyat odaklı mağazaları hem de kaliteli ürünleri ve markaları satan mağazaları sıklıkla görebileceğiniz bir ülke. Ayrıca Birleşik Krallık, kişi başına düşen e-ticaret harcaması bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Pandemi sonrasında e-ticaretin oranı perakende satışlarının %30’unu geçtiğini de belirtmek isterim. Bu pazara yaklaşırken bütün bu süreçleri göz önünde bulundurmak gerek.
Ülkede iş kültüründe planlama ve zamanlama çok önemli bir konu. Randevular uzun zaman öncesinde belirlenmekte, randevu alınmadan yapılan ziyaretler hoş karşılanmamakta. Toplantıya gecikecekseniz ya da yanınızda başka biri de toplantıya katılacaksa muhakkak bilgi vermenizi öneririm.
Eğer kurumsal bir firmayı ziyaret edecekseniz abartılı hediye götürmemenizi tavsiye ederim. Hediyenizi muhtemelen size iade edeceklerdir. Fakat müşteriniz geleneksel pazarda faaliyet gösteriyorsa bu bir sorun olmayabilir. Yapacağınız toplantıda muhatabınızla politika, din ya da spor gibi konulara girmemeye özen gösterin. Toplantıya hazırlıklı gitmek ve bunu hissettirmek ilk intibaınız için önemli olacaktır.
Son olarak, bu ziyaretimde Birleşik Krallık ’ta karbon salınımı konusunda ciddi bir kamuoyu oluştuğunu gördüm. Firmalarımızın da yeşil mutabakat konusunu gündemlerine almaları ve bu yönde çalışmalarına başlamaları firmalarımızın bu bölgeye ihracatı için kritik öneme sahip olduğunu belirtmek isterim.
Brexit sonrasında 13 ülke ile ticareti geliştirmek istiyor
2021 yılına ait verileri incelediğimizde Birleşik Krallığın 468 milyar dolar ihracatı, 690 milyar dolar ithalatı olduğunu görüyoruz. Dünya ihracatında %2,2’lik pay ile 14. sırada, dünya ithalatında ise %3,2’lik pay ile 7. sırada yer almakta. Genel olarak dış ticaret açığı veren Birleşik Krallık 2021 yılında dış ticaret açığını önceki yıla göre %6,7 azaltarak 22 milyar dolara geriletmiş.
Birleşik Krallık, “Ready to Trade” sloganı ile Brexit sonrasında 13 ülke (Türkiye, Meksika, Brezilya, Hindistan, Çin, ABD, Kanada, Avustralya, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore ve Japonya) ile ticareti geliştirmeyi hedeflemekte.
İhraç kalemlerini incelediğimizde ana ürünler olarak makineler, mekanik cihazlar ve aletler, mücevherci eşyası, motorlu kara taşıtları, mineral yakıtlar ve yağlar, elektrikli makine ve cihazlar, eczacılık ürünleri, optik, fotoğraf, ölçü ve tıbbı aletler ve hava taşıtlarını görüyoruz. Birleşik Krallık ihracatında ilk sırada %13’lük pay ile Amerika Birleşik Devletleri yer alıyor. ABD’nin arkasından Almanya, İsviçre, Hollanda, İrlanda, Fransa, Çin ve Belçika gelmekte.
İthal ettiği başlıca ürün kalemlerini incelediğimizde de, mücevherci eşyası, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, mineral yakıtlar ve yağlar, motorlu kara taşıtları, elektrikli makine ve cihazlar, eczacılık ürünleri ve plastik ve mamullerini görürüz.
Birleşik Krallığın ithalatındaysa ilk sırada %13’lük pay ile Çin Halk Cumhuriyeti yer almakta. 2021 verilerine göre Birleşik Krallık sadece Çin’den 91 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiş. Sırasıyla Almanya, ABD, Hollanda, Norveç, Birleşik Krallık’ın ithalatında diğer önemli ortaklar olmuşlar.
İhracatımız 15 milyar dolar, ithalatımız 6,2 milyar dolar
Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından, Türkiye ve Birleşik Krallık arasında 29 Aralık 2020 tarihinde yeni bir serbest ticaret anlaşması imzalandığını hatırlayacaksınızdır. 1 Ocak 2021 tarihinde işlerlik kazanan Birleşik Krallık-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması, Gümrük Birliği ile getirilen kazanımları korumuş, sanayi ürünlerinde gümrük vergilerini sıfırlamış durumda.
Önemli bir ticari ortağımız olan Birleşik Krallık, ülkemizin dış ticaret fazlası verdiği ülkelerden biri. 2022 verilerine göre Birleşik Krallığa ihracatımız 15 milyar doları aşarken ithalatımız 6,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş durumda. Birleşik Krallık 2022 yılında Almanya, ABD, Irak’tan sonra en fazla ihracat yaptığımız dördüncü ülke ve 2022 yılında dış ticaret hacmimiz rekor kırarak 21,2 milyar dolar seviyelerine geldi.
Birleşik Krallığa başlıca ihracat kalemlerimiz; Motorlu kara taşıtları, elektrikli makineler ve cihazlar, örme giyim eşyası ve aksesuarları, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, mücevherci eşyası, demir veya çelikten eşya, örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarları, plastikler ve mamulleri ve alüminyum ve alüminyumdan eşyalar olarak sayılabilir.
Neler Yapabiliriz?
1- Bilgi üretmeliyiz. Ülkenin demografik ve pazarın kozmopolit yapısını da içine alan, pazardaki trendleri, alışkanlıkları, potansiyeli, mevcut rakipleri ile alakalı pazar araştırma raporlarının hazırlanması ve firmalarla paylaşılması önemli. Bu noktada ihracatçı birliklerimize önemli sorumluluk düşüyor.
2- Birleşik Krallık’ın Uzak Doğu’ya ve özellikle Çin’e olan bağımlılıktan şikâyetçi olduğunu biliyoruz. Ülke geneline yayılmış çok sayıda organize perakende firmaları var. Bu firmaların ülkemizde lezyon ofis açmaları teşvik edilip, desteklenebilir.
3- Büyükelçilik, Ticaret Müşavirliğimiz ve TİM koordinasyonunda bu büyük zincirler ülkemizde VIP Satınalma heyeti ile ağırlanabilir. Bu heyetler hala konvansiyonel metotlarla yapılmaya çalışılıyor, bu noktada yenilikçi bir bakış açısı kazanılarak heyetlerin yapılması ve her defasında üstüne konularak geliştirilmesi önemli bir husus.
4- Son zamanlarda yapılmaya çalışılan genel ticaret heyetleri yerine, daha profesyonel sektörel ticaret heyetleri organize edilmeli.
5- Yapacağımız her ihracat aktivitesinde, o ülkede faaliyet gösteren e-ticareti firmalarını da içine alan bir model geliştirilmeli. Ülkemizdeki ihracatçı firmalarımızın e-comerce friendly (e-ticaret dostu) sistemine geçmeleri teşvik edilmeli.
6- Bu sıralar Türk ürünleri için pazardaki en büyük sorun, uzak doğudan gelen konteynerler için navlun fiyatlarının düşmesi. Lojistiğin hem üretim maliyetlerimiz için hem de ihracat maliyetlerimiz için çok önemli olduğunu biliyoruz. Gümrük, iç nakliye, liman masraflarından başlayarak lojistik maliyetlerimizi azaltacak çalışmalar yürütmeliyiz.
Kültür, ekonomi ve Birleşik Krallık
Geçen hafta Londra, Birmingham, Liverpool ve Manchester şehirlerini içine alan bir iş seyahati gerçekleştirdim. Bu nedenle bu haftaki yazımı da Birleşik Krallık üzerine yapmaya karar verdim. Her ne kadar Londra’nın havası içimi bir yönüyle karartsa da, Londra benim bulunmaktan keyif aldığım şehirlerden biri. Atina ve Londra benim için müze şehirlerdir, her sokağında tarih yatar ve her caddesi tarih kokar. Bundan daha önemlisi bunun farkında olmaları ve buna sahip çıkmalarıdır. Adam akıllı bir gezi planlasanız, dünyanın her yerinden eserlerin getirildiği Londra’daki müzeleri bir ayda zor gezersiniz. Neden bu kadar büyük, bu kadar çok müze yapmışlar? Neden Türkiye dâhil birçok ülkeden eserler getirmişler?
Birleşik Krallık Dört kurucu ülke
Yaklaşık 244.000 m2’lik yüzölçümüne sahip olan Birleşik Krallığın 130.400 m2’lik kısmı yani %53’ü İngiltere’ye, 78.800 m2’si (%32) İskoçya’ya, 20.800 m2’si Galler’e ve 14.100 m2’si Kuzey İrlanda’ya ait. Nüfusun 56,5 milyonu (%84) İngiltere’de, 5,47 milyonu İskoçya’da, 3,1 milyonu Galler’de ve 1,9 milyonu Kuzey İrlanda’da yaşamakta.
4 Saat uçuş mesafeli
Türk Hava Yolları’nın İngiltere’de Londra, Birmingham ve Manchester’a; İskoçya’da Edinburgh’a direk uçuşları bulunmakta ve uçuşlar yaklaşık dört saat sürmekte. Uçuş süresi kısa olmasına karşın İngiltere ile ülkemiz arasında zaman farkı ise üç saat. Türk vatandaşları için vize istenmekte ve Schengen’e dahil olmadıkları için ayrı başvuru yapmanız gerekiyor. Ülkede güvenlik açısında bir sıkıntı hissetmesem de, her yerde olduğu gibi özellikle Londra’da kalabalık yerlerde gezerken dikkatli olmanızı öneririm.
Bildiğiniz üzere Birleşik Krallık’ta ve sömürge ülkelerinde trafik soldan akar ve sürücü koltuğu sağ taraftadır. Sizin için çok elzem değilse araç kiralamamanızı tavsiye ederim. Ben alışmakta çok zorlandım ve küçük kazalar geçirdim. Bunun yanında İngiltere’de diğer ülkelerden farklı olarak, araç kiralamanız durumunda kiralama şirketi sizden iki farklı kredi kartı istiyor. Aksi takdirde araç kiralamıyorlar.