Bütçe açığına neler sebep oluyor?
Ahmet ARSLAN - CPA, MBA
Bütçe; belirli bir dönemde yapılması öngörülen harcamalar ile elde edilmesi öngörülen gelirleri gösteren bir belge/cetveldir. Kurumlarda bütçe hazırlanmasının temel amaçları harcamaları kontrol altına almak ve performans ölçümü için kıstas (benchmark) oluşturmaktır.
Bir bütçede harcamaların gelirleri aşması yani gelirlerin giderleri karşılamaması halinde bütçe açığı, gelirlerin harcamalardan fazla olması halinde ise bütçe fazlası söz konusudur. Dolayısıyla, ülkemizin de kronik sorunu durumunda bulunan bütçe açığı ya harcamaların öngörülenden fazla artması ya da gelirlerin istenen düzeyde toplanamaması veyahut her iki faktörün bileşiminden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, ülkemizde vergi sisteminin dolaylı vergilere dayalı olmasından dolayı vergi gelirleri ekonomik konjonktürle paralel şekilde istikrarlı olarak seyredebilmektedir. Özel sektör kurumlarının bütçelerinden farklı olarak devlet bütçesinin hazırlanmasında önce harcamalar belirlenir, daha sonra söz konusu harcamaları karşılayacak gelir ve finansman kaynakları tespit edilir. Bu nedenlerden dolayı, devlet bütçesinde bütçe açığına sebebiyet veren ana faktör devletin harcama düzeyidir.
Devletin hangi alanlarda ne kadar tutarda harcama yapacağı bütçe kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, devlet bir kalemde harcama artışına giderken toplam bütçe büyüklüğü içinde kalmak için başka bir kalemde orantılı şekilde azaltma yapması gerekmektedir. Bu bağlamda, bütçe aslında kamu kaynaklarının belli politik, ekonomik ve sosyal tercihlere göre belli alanlara tahsisinden başka bir şey değildir.
Aşağıdaki tabloda devlet bütçesinin gerek toplam bazda gerekse harcama kalemleri itibariyle son 5-6 yılda izlediği seyir gösterilmektedir.
Tabloda görüldüğü üzere, 2018 yılında devlet bütçesinin büyüklüğü yaklaşık olarak 831 milyar TL iken bu rakam 2023 yılında yaklaşık olarak 6 katlık artışla 5,6 trilyon TL’ye ulaşmıştır.
Ülkemizde bütçe açığında ana faktör devletin harcama kalemleri olduğuna göre bütçenin hangi harcama kalemlerinden oluştuğu ve söz konusu kalemlerin bütçe içindeki nispi ağırlığının (payı) analizi bütçe açığına sebebiyet veren harcamaların tespitine imkân sağlayacaktır.
Aşağıdaki tabloda son 5-6 yılda merkezi yönetim harcama kalemlerinin bütçe içindeki payı ve söz konusu paylardaki nispi değişme gösterilmektedir.
Tabloda görüldüğü üzere, bütçe açığının bütçe harcamalarına oranı 2018 yılında %8,8 iken bu oran yaklaşık olarak 2,5 puanlık artışla 2023 yılında 11,3 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Devlet harcamaları içinde en fazla pay açık arayla cari transferler kalemine ilişkin bulunmaktadır. Söz konusu harcama kaleminin bütçe içerisindeki payı 2018 yılından 2023 yılına 2 puan (%7,4 oranında) artmış ve % 41,8’e ulaşmıştır. Her ne kadar söz konusu artış oranı düşük gibi görünmekte ise de 2023 yılı bütçe büyüklüğünün 5.589.084.532 TL olduğu dikkate alındığında söz konusu 2 puanlık artış yaklaşık olarak 110 Milyar TL’ye denk gelmektedir.
Cari transferler devletin karşılığında herhangi bir mal ve hizmet almadan yaptığı karşılıksız ödemeleri ifade eder. Sosyal yardımlar, SGK’nın ve diğer bazı kamu kurumlarının finansman açıklarını kapatmak amacıyla devlet bütçesinden aktarılan hazine yardımları söz konusu harcama kaleminin tipik örnekleridir.
Söz konusu harcama kaleminin bileşimi aşağıdaki tabloda gösterildiği şekildedir.
Tabloda görüldüğü üzere, transfer harcamaları içinde büyük payı sosyal güvenlik sistemine görev zararı ve finansman açığı kapsamında yapılan aktarmalar almaktadır.
Tabloda mali hesapların şeffaflığı açısından rahatsız edici (disturbing) harcama kalemi olarak “(f) Hane Halkına Yapılan Diğer Transferler” bölümünde “Diğer” başlıklı harcama kalemi altında gösterilen yaklaşık olarak 147 milyar TL düzeyindeki sosyal yardım harcaması dikkat çekmektedir.
Transfer harcamalarının yanı sıra faiz harcamaları da bütçe açığının artmasında önemli bir faktör konumunda bulunmaktadır. Söz konusu harcamalardaki artış özellikle COVID 19 pandemisi ve sonrasında devletin yöneldiği yüksek düzeydeki borçlanmalar ile özellikle son 1-2 yıldaki faiz oranlarındaki artıştan kaynaklanmaktadır.
Sonuç
Yukarıda yaptığımız analizler özellikle sosyal güvenlik ve sosyal yardım harcamalarının bütçe açığının oluşması ve artmasında en belirleyici unsur olduğunu, popülist politikalardan vazgeçilerek söz konusu harcamalar kontrol altına alınmadığı müddetçe kamu harcamaları ve bütçe dengesinde disiplin sağlanmasının ve kaynakların daha verimli alanlara tahsis edilmesinin neredeyse olanaksız olduğunu göstermektedir.