Bursa,neden beklenen atılımı yapamıyor?
Geçtiğimiz yıla ilişkin istatistiki veriler açıklandı. Rakamlar Bursa’nın 2021 yılı performansının beklentilerin altında kaldığını gösteriyor. En çok üzerinde durduğumuz ihracatta ülke ihracatı yüzde 33 artarken, Bursa yüzde 16’da kaldı. Kişi başı milli gelirde de durum iç açıcı değil. TÜİK’in yeni açıklanan 2020 yılı verilerine göre Bursa’nın kişi başı gayrisafi yurtiçi hasılası 9 bin 376 dolar. Orta gelir tuzağı kabul edilen 10 bin doların da altına inmişiz. Bu kategoride ilk üç sıra İstanbul (13 bin 914), Kocaeli (13 bin 742) ve Ankara’ya (12 bin 130) ait. Bursa 10’ncu sırada! İstanbul ve Kocaeli’nden sonra ihracatta üçüncü sıradaki Bursa’nın kişi başı gelirde 10’ncu sırada yer alması manidar. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi kent yoğun göç alıyor ve nüfus artışına paralel gelir artışı sağlanamıyor. İkincisi ise üretimdeki yoğunluğun katma değer yerine emek yoğun, bir anlamda harcı alem üretime kaymış olması. Asgari ücret ve altında çalışan nüfusun artması ki bu da Bursa’nın tam bir işçi kenti hüviyetine büründüğünü gösterir. Peki, yıllardır gerek Bursa TSO, gerekse iş dünyası temsilcileri katma değerli üretim diye vurgu yaparken bunun gerçekleşmemesini neye bağlamalıyız?
Geçtiğimiz günlerde bir iş adamı ile sohbet ederken konu hükümetin yeni ekonomi politikasına geldi. Geç kalındığını ama her başlangıcın da önemli olduğunu konuştuk. Şunu söyledi; “Ben bir sanayici olarak son 10 yılda ciddi anlamda gayrimenkul sahibi oldum. Ama burada suçun kendimde olduğunu düşünmüyorum. Hükümetler inşaat ve toprak üzerine fırsatlar sundu. Ben de değerlendirdim. Sanayiye daha fazla destek verilseydi orada büyürdüm.”
Haksız mı? Yorum sizin. Bursa’nın geldiği durumun nedenlerinden biri de bu örnekte gizli aslında. Son 1 yılı dikkate almazsak 5-6 yıldır Bursa’da dişe dokunur, bizi basamak atlatacak bir yatırıma şahit olmadık. 150’nin üzerinde Ar- Ge merkezimiz var ama bunun gerektirdiği katma değer çıktısının da gerçekleşmediğini söylüyor rakamlar. Kendimizi kandırmayalım. Geleneksel üretim ve yatırım halen revaçta. Bizim bu yöntemlerle hedefl enen yerlere gelmemiz zor. O nedenle fırsat kaçmadan Bursa’nın başta TEKNOSAB olmak üzere yeni yatırım bölgelerinde mümkün olduğunca teknoloji yoğunluklu, katma değeri yüksek üretime dönük yatırımları planlamalı, bunlara destek olmalıyız. Yoksa kentin her bölgesine kuracağımız sanayi tesislerinde aynı şeyleri farklı yöntemlerle üreterek ne Bursa’ya ne de ülke ekonomisine beklenen katkıyı sağlayamayız.