Bugünün enflasyonu, geleceğin faizi
Biliriz ki enflasyon, dünün öyküsüdür, faiz ise geleceğin… İyi de “enflasyon beklentisi” ne oluyor? Şu oluyor: eğer yönetime güven varsa ve halk enflasyonun ineceğine kani olmuşsa, o zaman günün enflasyonuna rağmen, beklentiyi satın alır ve önerilen faize razı olur, liraya itibar etmeye başlar.
Eğer değilse? Zurnanın detone olduğu yer tam da burası işte… Eğer senin TÜİK’in, yıllarca halkına modifiye rakamlar sunmuş, var olanı az göstermiş kısaca doğruyu söylememişse, vatandaş da dünün enflasyonunu gelecekte de var olacakmış gibi algılar, senin “enflasyon beklentisi” de yalan olur.
ORTODOKS VADİSİNDE HETERODOKS YANKILARI
Görünen odur ki yeni ekonomi yönetimine beklenen umutlar her geçen gün aşınmaktadır. Burada 2 faktör söz konusudur; 1-Şimşek ve Erkan ikilisine rağmen OVP’nin gürlediği kadar yağmadığı, 2-Üst yönetimin yine seçim sloganı tadında “AB’den çıkarız” kabilinden heterodoks popülizmine dönmesi…
Açıkçası “rasyonele dönmekten başka yol kalmamıştır” derken, bir de baktık ki yığınca yol varmış: Bir yandan sıkı para politikası (fren), diğer yanda vazgeçilmezimiz büyüme (gaz) söylemleri… Bu süreçte bugünün enflasyonu şekillenedursun geleceğin faizi de ister istemez “pozitif” noktaya koşacak.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Enflasyon nerelere kadar çıkabilir?
OVP’nin iddiasına göre 2026’da %8,5 olacak. Ancak 40 gün önceki yılsonu tahminini dahi %58’den %65’e çıkarmak zorunda kalan yönetim, nerede kaldı ki 3 yıl sonrasının hedefini tutturabilsin. Görünen o ki yıl sonu %80 ile 90 arasında (bir hesaba göre %92) olursa öpüp başına koy bence… Tabii bu arada makule döndüğü izlenimini veren TÜİK’in “Ajda Pekkan’ın yaşını 36 hesapladık” eleştirisindeki itibarsızlığına rücu etmemesi gerekiyor.
Faiz nerelere kadar çıkabilir?
KKM’den çıkmak için TÜİK +5 yerine ENAG +5 puan isteyen mudiler, eğer geldikleri dolara geri dönmeyecekse, negatif reel faiz bitmeli, pozitif reel getiri dönemi başlamalı… Her ne kadar bizler Merkez Bankası’nın artık “niyet kartı” olmaktan başka ağırlığı kalmayan politika faizini tartışaduralım, KKM’den gerçekten çıkılacaksa mevduat faizlerinin %88-93 bandına oturması gerekiyor.
not
GÖZLERİN DURUR MU ONLAR DA GİDİYORLAR…
Faiz fetişizminden kurtuluyor ve negatif reel faizle bu işlerin yürümeyeceğini en ağır bedelleri ödeyerek öğreniyoruz ya… Aklıma Cemal Süreyya’nın AŞK şiiri geldi; “Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. / Git. / Gözlerin durur mu? / Onlar da gidiyorlar. / Gitsinler. / Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin…”
Dolar aşığı mevduat sahibinin liraya dönmesi için bu aşkla baş edebilmesi gerekecek. Bunun da yolu negatif reel faize yol vermek olacaktır. Buraya kadar mantıklı fakat çözemediğimiz şudur ki faizi biliyor olsak dahi, reelini kavrayabilmek için güvenilir enflasyon verisine ihtiyaç duyulması…
TÜİK bize tahmin veriyor, temenniden beter. Şimşek bize “enflasyon beklentisi” anlatıyor ama kendi geleceğinden yabancılar da Şimşek de emin değil… Hafize Gaye Erkan’ın tek başına negatif reel faizi pozitife çevirmesi, bu hafta toplanacak olan PPK için teoride mümkün olsa da pratikte imkânsız…
O halde? Belli ki negatif reel faiz zor gidecek, pozitif reel faiz zor gelecek. Bu gel-git sürecinde mevduat sahibinin dolar aşkı, zor veda edeceğe benzer… Sahi, ne diyordu Cemal Süreyya; “Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin…” Bilmez miyim? KKM’nin boyuna bak ve aşk kaç beden giyer, gör.