Bugün kimlerin yerinde olmak istemezdiniz?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yılın son faiz kararını bugün açıklayacak. Ama herkes biliyor ki PPK yalnızca açıklamayı yapacak.

✔ Halen yüzde 15 olan politika faizinin bir puan daha indirilerek yüzde 14'e çekilmesi kuvvetle muhtemel. Daha fazla indirim olabilir diyen de var, faizin sabit bırakılabileceğini söyleyen de...

Sizi bilemem tabii ki ama ben kendi adıma bugün kimlerin yerinde olmak istemeyeceğimi söyleyeyim: “Şahap Kavcıoğlu, Taha Çakmak, Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Emrah Şener ve Yusuf Tuna.”

Şahap Kavcıoğlu ismine aşinayız da diğer isimleri çıkaramayabiliriz. Onlar da Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeleri.

Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu üyeleri bugün sabah toplanacak ve politika faizi konusunda saat 14.00’te açıklama yapmak üzere bir karara varacak.

Teoride tabii ki... Yani yukarıdaki cümlenin “karara varacak” kısmı teoride...

Pratikte pek öyle olmayacak, kaç zamandır olmuyor zaten...

Faiz kararı artık öyle Merkez Bankası’nın başkanlık katındaki toplantı salonunda alınır olmaktan çoktan çıktı.

Dolayısıyla dün ilgili birimlerin Para Politikası Kurulu üyelerine yaptıkları sunumlar da pek bir anlam taşımıyor. Herkes biliyor ki, yani sunumu yapan da, sunum yapılan da, bugünkü toplantıdaki faiz kararı Ankara-Ulus’ta verilmiyor.

Dostlar alışverişte görsün!

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplanacak da saat 14.00’te faiz kararını açıklayacak. Tamam, Kurul bir açıklama yapacak elbette ama bu açıklama kendi kararı olmayacak ki...

Ne yani Para Politikası Kurulu’nda “Bakın aralık ayında rekor bir enflasyon gelecek gibi görünüyor, aynı şekilde yıllık oran da rekor kıracak gibi, şu durumda faiz indirimi mi olurmuş, gelin şu faizi ne kadar artıracağımızı konuşalım” diyecek bir üye var mı?

Ya da bir üye böyle dese, diyebilse bile bu görüşün bırakın kabul edilmesini, tartışılması bile mümkün görünüyor mu?

Yeni ekonomi politikası bu kadar çabuk terk edilemez!

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizin daha da düşeceği yönündeki ifadelerinden, ardından Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun “Faiz indiriminde sınırlı bir alan kaldı” şeklindeki açıklamalarından ve aynı ifadeye Para Politikası Kurulu açıklamalarında da yer verildiğinden hareketle bugünkü toplantıda politika faizinin bir miktar daha aşağı çekilmesinin çok kuvvetle muhtemel olduğunu söylemek gerekir.

Genel kanı, faizin bir puan daha düşürülerek yüzde 15'ten yüzde 14'e indirileceği yönündedir.

Kimi analizlerde doların 15 liraya dayanması ve şimdiye kadar yapılan dört doğrudan müdahalenin sonuçsuz kalması gerçeği karşısında faiz indirimine ara verilebileceği görüşü dile getiriliyor.

Bugün faizin sabit bırakılması ya da hiç olacak gibi değil ya artırılması, yeni ekonomi politikası olarak lanse edilen politikadan çok ama çok çabuk vazgeçildiği anlamına gelir. Hani bu politikanın daha ne anlama geldiğini bile tam kavrayamamışken bu kadar çabuk bir U dönüşü olmaz.

Doğrusu faiz sabit bırakılır ya da olmaz ya, hani artırılırsa en çok şunu merak ederiz:

“Bu nasıl açıklanacak, nasıl izah edilecek?”

Sahi böyle bir durumda dövizin baş döndüren bu tırmanışının ekonomide yol açtığı tahribat nasıl izah edilir ki?

Ama böyle bir izah gerekmeyecek; çünkü göründüğü kadarıyla faizin sabit bırakılması, hele hele artırılması hiç mi hiç söz konusu olmayacak.

Ama bugün için! Bu politika gün gelecek faiz artırımına “evrilecek”, faiz artırımı kaçınılmaz hale gelecek.

Sonra dönüp geride kalan aylara bakacak, perişan hale gelen ekonomiyi izleyecek ve “Biz bu hatayı niye yaptık, ne uğruna yaptık” diye düşüneceğiz.

GİB'den otomobil fiyatı değil, satış adedi alınacak

TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer ile yaptığım görüşme ve TÜFE hesaplamasıyla ilgili yenilikleri dün köşemde aktarmıştım. Çok önemli olmasa da benden kaynaklanan bir hata olduğunu fark ettim, onu düzeltmek isterim.

Dünkü köşe yazımda otomobil fiyatlarının Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletilen faturalarla izleneceğini belirttim. Oysa Gelir İdaresi Başkanlığı verilerinden “fiyatlar” değil, “satış sayıları” izlenecek. Bu düzeltmeyi yapmak istiyorum.

TÜİK otomobil fiyatlarını klasik yollarla derlemeye devam edecek; ama bayilerin otomobil satıp satmadıklarını Gelir İdaresi Başkanlığı verilerinden takip edecek.

Otomobilde gerçek satış sayılarına ulaşamamak, hatta zaman zaman hiç satış yapılmadığının beyan edilmesi, yeni fiyatlara göre olan alışverişin o ayın endeksinde kapsanmamasına yol açıyordu. Bu da TÜFE hesaplamasında bir eksiklik anlamına geliyordu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar