Bu zamanda faizi kurcalamak ateşle oynamaya eşdeğer

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

İktidarın verdiği güçle, ekonomi yönetimi; finans sistemine, bankalara, piyasalara meydan okuyor. Mali disiplin sağlamadan, enflasyonun hızı kesilmeden faiz oranları düşürülmeye çalışılıyor. Böyle bir ortamda da liradan kaçış hızlanıyor, dolarizasyon tırmanırken kırılganlığımız artıyor.

ÇİFT HANELİ DOLARIN NE KADAR ARTTIĞININ DA ÖNEMİ KALMADI

Dolar; çift haneli rakamlara demir attı ve yönünü belirledi. Belli ki 10’lu düzlemde tırmanışını, 11, 12 13… sürdürecek. Üstelik şimdi, seçim ekonomisi fiyatlanıyor. Yabancı zaten seçimi fiyatlamaya borsadan başladı bile.

Kurun çıtasının uzunluğunun da önemi kalmadı. Bundan 27 yıl önce 1994’te dolar 8,000 lira civarındaydı. İzleyen süreçte her hafta 1000’er lira artarak 4 ay sonra 41,000 liraya tırmanmıştı. Özetle bundan sonra doların seyrinde; çift haneli vitese geçmiş bulunuyoruz.

DOLAR TIRMANIRKEN NELER YAŞAYACAĞIZ?

1-HALK: Yoksulluğu kemiklerinde hissedecek.
2-İŞ DÜNYASI: Maliyet baskısı yüzünden zorlanacak.
3-İHRACATÇI: İstikrarsız kur yüzünden anlaşma yapamayacak.
4-YATIRIMCI: Spekülatörlere yem olacak, önünü göremeyecek.
5-KAMU MALİYESİ: İç ve dış açık ile aynı anda yüzleşecek.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Bu durumda ekonomi yönetimi ne yapmalı?

Enflasyon, bütün belaların anasıdır. Enflasyonla topyekûn mücadele programı hazırlanmalı. Gerçekçi tespit, kapsayıcı çözüm ve güvenilir uygulayıcı elinde, enflasyon külfetini bir kesimin diğerinin sırtına aktarmasını önleyecek yöntemler gerekiyor. Fakat sorun şu ki seçim ekonomisinde bu uygulanmaz.

İş dünyası nelere dikkat edecek?

Her merkez bankası toplantısı, her ihale, endişe kaynağı haline gelmişse iş dünyasının görüş mesafesi kısalacağından artık hesaplarını daha dikkatli yapmalılar. Belli ki bundan sonra yönetilmeyen ekonominin üreteceği anlık sorunlarla baş etmek durumundalar.

TL’DEKİ DEĞERSİZLİK VE KIRILGAN BÜYÜME

Hatırlayalım; 1993 yılında ekonomi hızlı büyümüştü. Büyüme oranı %8,1’i bulmuştu. Ancak bu büyüme ekonomideki dengesizliğin devam ettiği bir dönemde gerçekleştiği için sürdürülebilir değildi.

En ufak bir siyasi ve ekonomik olayda, döviz talebi artıveriyordu. Başbakan Çiller ve “beynimin yarısı” dediği Hazine Müsteşarı Osman Ünsal, faiz oranlarını baskı altında tutmayı amaçlıyorlardı. Bugün 2021’deyiz ve aynı hikâyenin bir başka tekrarını izliyoruz.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liyakat mi sadakat mi? 21 Ekim 2024