Bu vergi çok tartışılır
Değerli konut vergisi yürürlüğe girdi, hangi ölçütlere göre yapıldığı belli olmayan değerlemelere dayalı tebligatlar süratle konut sahiplerine gönderiliyor. Görünen o ki bu vergi çok tartışılacaktır.
Vergi uygulamalarının yatay ve dikey adalete uygun olmaları beklenir. Yatay adalet için benzer durumdaki kişiler eşit muameleye tabi tutulmalı; dikey adalet için ise farklı koşullar altındaki kişilere farklılıkları ölçüsünde muamele yapılmalıdır. Bu vergide gelir koşulları dikkate alınmadan sadece taşınmazın değeri üzerinden harekete edildiği için eşitlik ilkesi yaralanmaktadır. “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır“ diyen Anayasanın aradığı bağ kurulamamaktadır. Evinin değeri 5 milyon liraya kadar olan kişi hiçbir vergi ödemezken, 5 milyondan itibaren çok yüksek bir vergi ortaya çıkmaktadır. İki değer arasındaki fark getirilen vergi yükü arasındaki uçurumu açıklamaktan uzaktır; orantısızdır. Her biri 5 milyon liranın altında çok sayıda mesken sahibi olan varlıklı ve yüksek kira gelirine sahip mükellef kapsam dışı bırakılırken, değeri 5 milyonu aşan tek bir konutun küçük hissedarı olan orta gelirli vatandaş kapsama alınabilmektedir. Atadan kalmış değerli bir evi olan ancak düzgün geliri olmayan bir kişi mali gücünün çok üzerinde bir yükümlülük altına sokulabilmektedir. Değerli ve yüksek getirili bir dükkan istisna tutulurken, aynı binadaki daha az değerli bir mesken vergilendirilmektedir. Örnekler çoğaltılabilir. Kısacası bu bir servet vergisidir ve tek tek mülk bazında değil toplu servet bazında değerlendirilmelidir. Uygulamanın tüm konutlar değerlendirilmeden bazı bölgelerde hızla ve öncelikli olarak başlatılması da ayrı bir sorundur.
Tebliğ edilen değerler bazı konutlar için piyasa değerlerinin çok üzerindedir. Bu rakamların “yarısına alıcı varsa hemen satarım” diyen çok sayıda konut sahibi var. Kira ve konut değeri arasındaki bağ ise kopmuş durumda. Bazı meskenlerde yıllık kira geliri o meskenin yıllık vergisini bile karşılamaya yetmiyor. Kaldı ki, değerli konut vergisiyle birlikte bu konutlara olan talep çökerken, piyasa değerleri de düşmeye başladı. Yeni denge arayışındaki ev sahipleri bu ortamda daha yüksek kira talep edebilirler.
Değerli mesken vergisi gelir üzerinden değil, servet üzerinden alınmaktadır. Bir varlık vergisi olarak dünyadaki uygulamalara da uymamaktadır. Teknik olarak sorunludur. Tanımlar ve ölçütleri belirsiz, anayasaya uygunluğu konusunda şüpheler olan aceleye getirilmiş bir uygulamadır. Aynı konut için hem emlak hem değerli mesken vergisi ödeneceği için çifte vergilendirmeyi getiren bir uygulamadır. Bu haliyle uygulanırsa değerli konut sektörünü olumsuz etkileyeceği gibi pek çok kişiye konutunu sattıracak; parayı dövize ya da başka adreslere yönelttirebilecektir.