Bu kur politikası sürdürülemez
Dolar/TL kurunun 9’un üzerine çıkmasına mı üzülelim, sanayi üretiminin beklentinin üzerinde gelmesine memnun mu olalım? Ne istihdamın pandemi öncesindeki seviyeye gelmesine, ne de sanayi tarafının güçlü olmasına sevinebiliyorum. Döviz kurlarını durdurmak zorundayız. Bu sürdürülemez. Yapılacaklar bellidir. Riskler düşürülmelidir. Dış piyasalar daha da karışabilir. Türk Lirası (TL) gibi para birimleri üzerinde baskı oluşabilir. Enerji fiyatlarındaki artış herkesin faturasını şişirecek. Biz bir de döviz kurlarından darbe yiyeceğiz.
Pandemi sonrasında dünyada talep patladı. Keyfi yerinde olan ihracatçının işi, yakın gelecekte de tatlı olacak. İki ay önce yazdığım yazıda, ‘‘İhracat, büyümeyi önümüzdeki çeyreklerde de destekleyecek. İhracatçının kur düşük kalsın demesi anlamsızdır. Kârdan zarar etsinler. Biraz üzülsünler’’. Haziran-Eylül dönemi, Türk Lirası için iyi geçti. Enflasyonla mücadele konusunda uygun bir zamandı. Türkiye’de çalışan kesimin yarısı, asgari ücret ve ortanca ücretle çalışıyor. Bu insanlar hayat pahalılığı karşısında eziliyorlar. Faizi indirelim, reel sektörü destekleyelim, ekonomi politikasında bir tercihtir. Ancak sanayi sektörünün desteklenmeye ihtiyacı var mıdır? Geniş kitleyi düşünmek gerekiyor.
TCMB Başkanı Kavcıoğlu, TBMM’deki sunumunda, ‘‘Enflasyondaki yükseliş geçicidir. Dolar dünyada güçleniyor. Kurdaki yükselişin faiz indirimiyle alakası yok’’ demiş. Geçici enflasyon argümanı global düzeyde tartışılıyor. Gelişmiş ekonomilerde en zor işlerden birisi, gerçekte neyin enflasyona yol açtığıdır. Öte yandan bizim için bunu tahmin etmek zor değildir. Dolar/TL paritesi son beş yılda yüzde 225 arttı. Türkiye’de son beş yılın enflasyon ortalaması yüzde 15’dir. Üretici fiyatları için, ‘‘Her ülkede yüksek’’ deniyor. Bizdeki üretici fiyatlarına yaklaşan ekonomi yok. Dolara talep olduğu doğrudur. Ancak son dönemde en çok TL değer kaybetti. Enflasyonun belini kırmadan yapılan faiz indiriminin kur üzerindeki etkisi ortadadır.