Bu haftanın önemli gündemi TÜFE verisi
Küresel piyasalarda ABD’de gelen oldukça zayıf tarım dışı istihdam verisinin FED’in parasal sıkılaştırmaya geçişini geciktireceği ve tapering’e yönelik somut adımların en azından Eylül ayı toplantısında gelmeyebileceği beklentilerini ön plana getirmesi, riskli varlıklara olumlu yansımıştı. Ancak geçen hafta delta varyantının ekonomik toparlanmayı olumsuz etkilemesinin büyüme tahminlerinin gözden geçirmesine yol açtığını ve negatif haber akışı eşliğinde risk iştahının baskı altında kaldığını takip ettik. Piyasalarda, delta varyantının yanı sıra parasal sıkılaştırma endişeleriyle birlikte dolara (DXY) olan ilgide artış gördük. Merkez Bankaları tarafında Avrupa Merkez Bankası (ECB) açıklamaları ön plandaydı. Avrupa Merkez Bankası (ECB), pandemi varlık alım programı (PEPP) toplam boyutunu 1,85 trilyon euro olarak teyit ederken, alım hızının ılımlı bir şekilde yavaşlatılacağını duyurdu. Açıklamaların kısmen şahince yorumlandığını gözlemledik.. Avrupa Merkez Bankası, enflasyonun geçiş süreci için hedefi ılımlı bir şekilde aşabileceğini, varlık alım programı (APP) kapsamındaki aylık 20 milyar euroluk alımlar ilk faiz artışından hemen öncesine kadar süreceğini vurgulamaya devam etti. Yılbaşından bu yana bakıldığında küresel risk barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksi yüzde 19, Dow Jones sınai endeksi yüzde 13, teknoloji endeksi Nasdaq yüzde 17, Russell 2000 endeksi ise yüzde 13 civarı yükselirken, aynı dönemde gelişmekte olan ülke hisse endeksi ise dolar bazında yüzde 1,3 civarı artı ile gelişmiş piyasalardan ayrışmış durumda.
Kısacası; yüksek değerlemeler, yeni varyantlar, büyüme endişeleri eşliğinde hisse senetlerinde zorlu bir döneme giriyor olabiliriz. Önümüzdeki dönemde özellikle 22 Eylül FED toplantısındaki mesajlar küresel piyasalardaki en önemli gündem konuları arasında yer alabilir. Bu hafta ise ABD’de Ağustos ayı enflasyon verileri başta olmak üzere, perakende satışlar, Michigan tüketici güven endeksi, Euro Bölgesinde revize TÜFE verisi, İngiltere TÜFE verisi, Çin’de ise sanayi üretimi ve perakende satışlar takip edilecek. Bu hafta FOMC üyelerinden gelecek açıklama olmayacak. FOMC üyeleri 22 Eylül toplantısı öncesinde karartma döneminde olacak. Geçen hafta açıklanan güçlü ÜFE verisi ardından piyasa beklentilerinin üzerinde gelebilecek TÜFE verisi dolar endeksine destek olabilecek konu başlıkları arasında yer alsa da FED’in enflasyondaki geçici duruşunu koruduğu ortamda 22 Eylül FED toplantısı öncesinde etkisi sınırlı kalabilir.
FED’in Kasım ayına kadar varlık alımlarında ayarlama süreci üzerinde anlaşmaya varabileceğini düşünüyoruz. Burada da istihdam verilerindeki gidişat en önemli konulardan biri olacaktır. Hatırlanacağı üzere negatif bir sürprizin yer almadığı Jackson Hole toplantısında FED Başkanı Jerome Powell, beklentiler doğrultusunda FED'in bu yıl 120 milyar dolarlık aylık varlık alımlarını azaltmaya başlayabileceğini söylerken, FED'in neden hala enflasyondaki artışın geçici olduğunu düşünmesinin temel nedenlerini şu şekilde sıralamıştı:
1-) Fiyat artışları geniş tabanlı değil çoğunlukla pandemi ve yeniden açılmalardan en çok etkilenen sektörlerden kaynaklanıyor.
2-) Bu sektörlerde fiyat artışları ılımlaşma belirtileri gösteriyor.
3-) Ücretlerde, ücret-fiyat sarmalına neden olacak kadar artış yok.
4-) Uzun vadeli enflasyon göstergeleri yüzde 2'lik resmi hedefle büyük ölçüde uyumlu.
5-) Son çeyrek yüzyılda küresel dezenflasyonist güçlerin geçerliliğini sürdürüyor.
Ağustos ayında açıklanan tarım dışı istihdam verisi FED’in daha az agresif davranacağına dair beklentilere neden olmuştu. Eylül ayı toplantısında FED’in tapering’e yönelik herhangi bir adım atmayacağı beklentileri öne çıkmıştı. Ağustos ayındaki zayıf ABD verileri, büyüme korkusunun devam ettiğine dair endişeleri yeniledi ancak bu zayıflamanın devamlılık içerip içermediğini veya toparlanma döneminde kısa vadeli bir duraksama olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Eylül verilerinden gelecek sinyaller önemli olabilir. Örneğin Haziran ayında, pandemiyle ilgili işsizlik yardımlarının süresi eyaletlerin yarısında sona erdi. 6 Eylül’de ise teşvikler son bulacak. Beklentiler yardımların süresi sona erdiğinde, kademeli olarak işgücünün iş piyasasına yeniden gireceği yönünde şekilleniyor. Burada da ücretlerdeki artışın da desteğiyle yılın son çeyreğinde istihdam artışında hızlanma sinyalleri görmemiz muhtemel gözüküyor. Temmuz ayı JOLTS istihdam raporu verilerine baktığımızda, açılan iş ilanlarının tüm zamanların rekorunu kırdığını görüyoruz. Bu görünüm ise ücretlerdeki artışa da destek oluyor ki Ağustos ayında 1983’den bu yana ki en güçlü artış görülmüş.
Diğer taraftan FED üyelerinden tapering sürecine yönelik açıklamalar da gelmeye devam ediyor. Geçen hafta New York FED Başkanı John Williams’ın “Ekonominin beklediğim şekilde iyileşmeye devam etmesi durumunda varlık alım azaltımına bu yıl başlamamız uygun” ifadeleri ön plandaydı. Williams, enflasyon cephesinde hedefe ulaşıldığını, buna rağmen işgücü piyasasında alınması gereken yol olduğunu vurguladı.