BRICS parası mı demiştiniz?
Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan ve üzerinde bir yığın saçma senaryo üretilen BRICS zirvesi öncesinde hem bu grubun hem de gelişmekte olan ülkelerin genelinde kurlarda sert hareketler yaşandığını görüyoru. Fed ve faiz artışlarına odaklana çoğunluk hatalı olarak piyasalardaki tüm fiyatlamaları Fed’den biliyor. Oysa Çin başta olmak üzere global fiyatlamaları etkileme gücüne sahip pek çok ekonomi var. Çin ile başlayalım; Çin’in sorunlu bir ekonomi olduğunu, büyüme modelinin artık çalışmadığını önceki yazılarımda sık sık paylaştım. Hafta içinde gelen endüstriyel üretim , perakende satışlar ve işsizlik oranı gibi verilerin tamamı beklentilerden kötü açıklandı. Çin’in genç işsizlik oranını açıklamaktan vaz geçmesi kendi başına önemli bir gösterge. Öte yandan emlak sektörünün belli başlı şirketleri dolar yükümlülüklerini karşılayamama riski ile karşı karşıya. Konut fiyatlarının düştüğü bir ortamda hane halkı alım yapmak için acele etmiyor. Yuan ise ekonomik dinamiklere paralel değer kaybederken kurun geçmiş stabilitesine kanarak dolar borçlanan yani aslında dolar short pozisyon açan kurumlar paritenin 7.30 seviyesini zorlaması ile zor durumdalar. Nitekim PBOC faiz indirimine giderek, ki piyasa açısından indirim değil zamanlaması sürpriz oldu, ekonomiye destek veriyor ancak aynı zamanda da piyasa beklentisinden çok daha kuvvetli fixing seviyeleri açıklayarak yuanda değer kaybını sınırlandırmaya çalışıyor. Hızlı bir değer kaybı çevre ülkelerin de devalüasyon baskısı altında kalmasına neden olacaktır. Nitekim Japon yeni daha önceki müdahale seviyelerine geldi. Normal koşullar altında yukarı hareket etmeye meyilli tahvil getirileri yen açısından pozitif bir dinamik. Ancak BOJ getiri kontrolüne devam ediyor ve son büyüme rakamı manşet seviyenin oluşturduğu imajın aksine ekonominin zorlandığını açıkça ortaya koydu. Asya’nın iki büyük ekonomisinde yavaşlama ve kurlarda değer kaybı gördüğümüz günlerde Rus Rublesinde de sert bir gerileme yaşandı ve kur 102 seviyesine kadar yükseldi. Ardından Rus Merkez Bankasının acil toplanarak faiz artışına gittiğini gördük. Faiz artışı ve sermaye kontrollerinin tartışılması ile beraber Ruble şu dakikalarda dolara karşı 95 seviyesine kadar toparlamıi durumda. Savaş koşulları altında Rus ekonomisi iyi bir performans gösteriyor. Cari denge kontrol altında ve enflasyon, en azından resmi olarak, düşük seviyelerde. Ancak savaşın uzaması, petrol fiyatları düşük seyrederken önemli bir alıcı, Çin’in yavaşlaması, ruble açısından sorunların devam edeceğine işaret ediyor. Merkez Bankasının son açıkladığı veride ülkeden para çıkışının hızlandığını görmüştük. Hindistan rupisi ise uzun süre dolara karşı 83 seviyesi etrafında dolaştıktan sonra ben yazımı hazırlarken 83.15 seviyesinden geçiyordu. Opsiyon piyasası 90 seviyesinin mümkün olduğunu gösteriyor. Yıllardır aralıksız duyduğumuz dolar bolluğunun aksine yılladır kurlar ve değerli metaller üzerinde dolar baskısı mevcut. Kısa vadede Fed beklentilerinin aşırıya kaçtığını ve şu anda 4.28% seviyesinde olan 10 yıllık getirinin 4’ün altına gerileyeceğini düşünüyorum. Ancak düne kadar resesyon bekleyen çoğunluğun şimdi Atlanta Fed modelinin işaret ettiği 5.8%’lik büyümeden paniğe kapılmaması mümkün değil. Nitekim reel faiz 2% seviyesine yaklaşıyor . Dolarda bir an önce sakinleşme söz konusu olmazsa değerlemelerin daha da hırpalanması kaçınılmaz olacaktır.