BRICS bizim için alternatif olur mu?

Servet YILDIRIM
Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

BRICS’e ilişkin çok fazla senaryo yazılıyor; yorum yapılıyor. Yeni bir güç ve güçlü bir alternatif olarak sunuluyor. Küresel ekonomik ve jeopolitik değişimin sembolü olarak gösteriliyor. Bu yorumların ve beklentilerin abartılı olduğunu düşünüyorum. Genişleyen BRICS’in dev bir cüssesi var ama küresel ekonomisi üzerindeki etkisi hala o dev cisminin çok gerisinde. Görünür gelecekte de bu durumun değişmesini beklemiyorum. Her ne kadar dünya ekonomisindeki ağırlıkları G7’den bile fazla olsa da birleşik güçleri ve yarattıkları sinerji o kadar büyük değil.

 

BRICS’in kökeni Goldman Sachs ekonomisti Jim O’Neill’in “Building Better Global Eonomic BRICs” adlı raporuna gider. O’Neill’in gruplandırmasında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin vardı ve bu ülkelerin 2050 itibariyle küresel GSYH’nın yüzde 40’ını gerçekleştireceklerini öngörüyordu. BRIC resmen 2009’da kuruldu ve 2010’da Güney Afrika’nın katılımı ile BRICS adını aldı. BRICS bloku bu yıl başında önemli bir hamle yaptı ve genişlemeye başladı. İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi yeni üyeleri arasına kattı. Bu genişleme ile bloğun dünya ekonomisindeki ve demografisindeki ağırlığı arttı ve onu dünyanın en gelişmiş yedi ekonomisinin oluşturduğu G7’den bile cüsseli bir hale getirdi.

Türkiye bu grupta yer almalı? Kesinlikle almalı. Önceki gün CNBC’ye konuşan analist George Dyson’ın dediği gibi Türkiye “Çok kutuplu bir dünyada bağımsız bir aktör olarak kendini konumlandırmak ve hatta kendi başına bir güç kutbu haline gelmek” istiyor olabilir. Türkiye’nin çıkarı BRICS ile ilişki kurmaktan yanadır. Bu grup hem ticaret hem yatırım anlamında bize ciddi fırsatlar sunuyor.

Ama vizyonumuzu BRICS’i yıllardır sorunlu olduğumuz Batı’nın yerine geçecek bir blok olarak belirlemek hata olur.  Anlatayım:

BRICS’e ilişkin çok fazla senaryo yazılıyor; yorum yapılıyor. Yeni bir güç ve güçlü bir alternatif olarak sunuluyor. Küresel ekonomik ve jeopolitik değişimin sembolü olarak gösteriliyor. Ben bu yorumların ve beklentilerin abartılı olduğunu düşünüyorum. Genişleyen BRICS’in dev bir cüssesi var ama küresel ekonomisi üzerindeki etkisi hala o dev cisminin çok gerisinde. Görünür gelecekte de bu durumun değişmesini beklemiyorum.

G7 ile karşılaştırılıyor. Çarpıcı rakamlar ortaya konuluyor. Mesela BRICS+ dünya nüfusunun yüzde 46’sını barındırıyor. Oysa G7’de bu oran yüzde 10 bile değil. BRICS+ küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 36’sını gerçekleştiriyor. G7’de bu oran yüzde 30’un altında. Bunlar parlak rakamlar ama G7’ye göre önemli farklılıkları var. Her şeyden önce G7 ne kadar homojen bir grupsa BRICS o kadar heterojen bir blok.  G7 kendi arasında ne kadar birbirine bağlı ise BRICS üyeleri o kadar birbirleriyle alakasız ve entegrasyondan uzak. Ve BRICS genişledikçe bu durum daha belirgin hale geliyor. Kendi içinde ticaret anlamında hala entegre olamamış, jeopolitik uyumsuzlukları olan bir grup var karşımızda. Her ne kadar dünya ekonomisindeki ağırlıkları G7’den bile fazla olsa da birleşik güçleri ve yarattıkları sinerji o kadar büyük değil.

Geçenlerde okuduğum bir yorumda “BRICS'in genişlemesi bloğu ekonomik olarak güçlü kılarken, jeopolitik olarak zayıflatmaktadır” deniliyordu. Farklı siyasi, ekonomik ve kültürel sistemlerin, demokrasilerden otoriter monarşilere, otoriter rejimlerden bir İslam teokrasisine kadar olan eklektik karışımın ortak bir zemin bulmasının zorluğu anlatılıyordu. Öte yandan BRICS’in alternatif olmaya, hatta yerini doldurmaya çalıştığı “batı bloku” ise köklü bir kurallara dayalı düzen üzerine kurulu olup, bazı sorunları olsa da çok daha homojen bir görüntü sunuyor.

BRICS+ jeopolitik sorunlarla kaplanmış bir görüntü sunuyor. Karşısındaki blok ise jeopolitik olarak daha istikrarlı bir görünüme sahip. BRICS’in bu haliyle küresel ticari sistemi ve daha da önemlisi uluslararası parasal sistemini etkileme gücü çok fazla değil. Parasal sistemi kontrol etme ya da en azında etkileme konusu çok önemli çünkü BRICS oluşumunun oluşma nedenlerinden biri de yeni bir küresel rezerv para yaratma arzusuydu. BRICS ülkeleri bu rezerv para fikrini gerçekleştirmek için bir banka bile kurdular.

An itibariyle ağırlıklı olarak Çin’in sürüklediği ve lokomotifi Çin ekonomisi olan bir blok durumundaki BRICS+ bu haliyle batıya alternatif olamaz.

Türkiye’nin çıkarı dev bir ekonomik ve siyasi blok olan Avrupa ile istikrarlı ilişkiler sürdürmesinde yatıyor. Türkiye’nin sırtını batıya dönüp yüzünü doğuya çevirmemesi önemlidir. Atatürk’ün dediği gibi, “Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin terakkisi için bu yegâne medeniyete iştirak etmesi lazımdır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sükutu, garba karşı elde ettiği muzafferiyetlerden çok mağrur olarak, kendisini Avrupa milletlerine bağlayan rabıtaları kestiği gün başlamıştır. Bu bir hata idi bunu tekrar etmeyeceğiz…Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket, devamlı bir istikameti muhafaza etti. Biz daima şarktan garba doğru yürüdük.”

Atatürk’ün işaret ettiği “garba yürüyüş” devam etmelidir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar