Borusan Contemporary’in yeni sezon konuğu Doug Aitken
- Sanatın var olabileceği tüm biçimlerin sınırlarını zorluyor
Borusan Contemporary, yeni kültür sanat sezonunun açılışında sanatseverleri, çağdaş sanatın önde gelen aktörlerinden Doug Aitken ile iz bırakacak bir yolculuğa davet ediyor. 1990’lı yıllardan bu yana sanatın var olabileceği tüm biçimlerin sınırlarını zorlayan Amerikalı multidisipliner sanatçı, günümüz varoluşuyla özdeşleşmiş hiper-bağlantılılığın karmaşıklıkları ve çelişkilerinin küreselleşmiş neoliberal toplumlardaki özgürlüğün anlamının ve tüm bunların bireyin izolasyonu üzerindeki etkilerinin izlendiği bir anlatı sunuyor.
Bu haberin ve köşemizdeki diğerler yazıların ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...
- Vekam’dan yeni sergi “İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız”
Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM), Osmanlı'dan Cumhuriyet'e çocuk himayesini anlatan İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız başlıklı sergiyi ziyaretçilerle buluşturdu. Koruyucu Aile, Evlat Edindirme Derneği (KOREV) iş birliği ve Çankaya Belediyesi'nin katkılarıyla gerçekleştirilen sergi, Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi'nde ziyarete açıldı. Küratörlüğünü VEKAM ekibinden Alev Ayaokur, Arzu Beril Kırcı ve Mehtap Türkyılmaz’ın üstlendiği sergi, 15 Temmuz’a kadar devam edecek.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yenilikçi devlet adamları ve aydınların çabalarıyla bir temele oturtulan çocuk koruma uygulamalarına odaklanan İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız sergisi arşiv belgeleri, ses kayıtları gazete kupürleri, obje, fotoğraf ve videolardan oluşan 400’e yakın içeriği izleyicilerle buluşturuyor. Kâzım Karabekir Paşa’nın cephede çocuklar için verdiği kararlı mücadeleyi, Dr. Fuad Umay’ın adanmışlığıyla zorlu ekonomik koşullar altında kurulan Himaye-i Etfal Cemiyetini, çocuk haklarını gözeten, sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirmeyi memleket davası kabul eden Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nu, verdiği donanımlı hizmetler ile yurt dışında örnek kabul edilen Atatürk Çocuk Yuvasını inceliyor.
- 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı Yalvaç Ural
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde 2-10 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, kitapseverleri bir kez daha bir araya getirecek. Fuar kapsamında, yurt içi ve yurt dışından yayınevleri, yazarlar ve okurlar buluşacak. Yüzlerce kültür etkinliği ve imza günü de fuar programında yer alacak.
Tüyap Kültür Fuarları Danışma Kurulu kararıyla çocuk ve gençlik edebiyatının önde gelen isimlerinden Yalvaç Ural, 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı” olarak belirlendi. Yalvaç Ural'ın masalsı dünyası ve çocuk ve gençlik edebiyatına yaptığı katkılar bu sene fuarın ana eksenini oluşturacak. Fuar, Yalvaç Ural’ın katılımıyla düzenlenecek kültür etkinliklerine de ev sahipliği yapacak. Tüyap tarafından, yazarın yaşamına ve eserlerine odaklanan Faruk Şüyün’ün hazırladığı bir kitap da bulunuyor.
- Ünlü Macarların hatıraları sergiye dönüştü
Liszt Enstitüsü – Macar Kültür Merkezi İstanbul, 2024 Macar-Türk Kültür Yılı kapsamında duayen gazeteci Tamás Kárpáti'nin koleksiyonunda yer alan ünlü Macarların hatıraları ve onlardan ilham alan eserlerden oluşan “Hungarikonlar” sergisine Tekirdağ’dan sonra İstanbul’a taşıdı.
31 Ağustos tarihine kadar ziyarete açık olacak sergi gazeteci, editör, yayıncı, yazar, sanat koleksiyoneri Tamás Kárpáti’nin kişisel koleksiyonundaki eserlere yer veriyor. Koleksiyon, kendi alanlarında ün yapmış Macarların yaklaşık olarak 200 adet şahsi eşyasının sanatçıların “müdahalesi”yle sanat eserine dönüştürülmüş halini içeriyor.
- Bozcaada Caz Festivali Eylül’de sekizinci kez müzikseverlerle buluşacak
Bozcaada Caz Festivali, 6-7-8 Eylül 2024 tarihleri arasında sekizinci kez yola çıkıyor. Bu yıl biyoçeşitliliğin, sürdürülebilirliğin ve dayanıklılığın da doğal bir modeli olan “Miselyum” temasını odağına alan festival, katılımcılarını bu yaklaşım çerçevesinde, birlikte büyümenin, dönüşmenin ve yaratmanın gücünü keşfe davet ediyor.
Bozcaada Caz Festivali’nin kurucularından Çağıl Özdemir, festivale dair şunları söylüyor:
“Gücünü kurduğu bağlardan alan Bozcaada Caz Festivali’nin bu seneki Miselyum temasıyla bu bağları nasıl güçlendirebileceğimizi ve birbirimizden öğrenmeye devam ederken paydaşlarımızın arasında organik ve dinamik bir etkileşim ağını nasıl kurabileceğimizi keşfetmek için çok heyecanlıyız.”
- Topkapı Sarayı, Gece Müzeciliği’ne açıldı
İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmed tarafından 1460-1478 yılları arasında yaptırılan ve sonradan gelen padişahlar döneminde eklenen ilave yapılarla günümüzdeki hâlini alan Topkapı Sarayı, gece müzeciliğine açıldı. Topkapı Sarayı’nın bilet ve bilet ürünlerinin tasarımı, geliştirilmesi ve satış kanallarının yönetilmesi hizmetlerini sunan SICPA Türkiye’nin, Efes ve Hierapolis’teki örnek uygulamaları ve önerileriyle Milli Saraylar Başkanlığı tarafından Topkapı Sarayı’nda hayata geçirilen Gece Müzeciliği’nin başka tarihi mekânlarda da sürdürülmesi planlanıyor.
Topkapı Sarayı’nın, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yapıtlarının başında geldiğini ifade eden SICPA Türkiye CEO’su Sami Çebi, “Gece müzeciliği uygulamasının ziyaretçi sayılarına ve turizm gelirlerine olumlu bir artısı olacaktır. Yerli ve yabancı turistlerin, sıcak ve yoğun geçen gündüz saatlerine alternatif olarak, akşamları da müze ve ören yerlerini gezebilmesini sağlayan Gece Müzeciliği, başta Topkapı Sarayı olmak üzere, hem ülkemizin tarihi ve kültürel mirasının daha çok tanınmasına hem de turizm gelirlerinin artmasına katkı sağlayacak” dedi.
- İstanbul Tahtakale’de bir Türk mutfağı lokantası Alâ Santral
Uzun yıllar bütün basın çalışanları gibi o zamanın medya merkezi olan Cağaloğlu’ndaydım. Cağaloğlu şimdikinin aksine bir yaşam merkeziydi. Bu nedenle öğle ve akşamlar için yemek yiyecek lezzetli mekânlar bulmakta pek zorluk çekmezdik. Neredeyse bütün sokaklarını karış karış bilirim bölgenin. Ne çok anı biriktirmişimdir… Medyanın Bâb-ı Âli’yi terk etmesinden sonra ne yazık ki ayda birkaç defa gidebiliyorum Sirkeci, Eminönü taraflarına… Sayıları çok az kalsa da isimleri bende saklı yemek yiyebileceğim küçük mekânlar hâlâ mevcut. Ancak, grupları ağırlayabilecek kapasitede olup da Türk yemekleri yapan lokantalar için bunu söyleyemeyiz.
Tarihi yarımadanın en işlek semtlerinden olan Tahtakale’yi de çok iyi bilirim. O yıllarda sık sık uğrar, elektronik dünyasındaki yenilikleri bugün kalmamış olan oradaki tezgâhlardan takip ederdim. Sonrasında çok az uğradığım bir yer oldu. Ancak, bugünlerde Tahtakale’ye gitmek için bir neden daha ortaya çıktı: yeni açılan Alâ Santral. İş insanlarının konuklarına geleneksel lezzetlerimizi tattırabilecekleri, özel toplantılarını yapabilecekleri, turist gruplarının ağırlanabileceği bir restoran Alâ Santral.