Borsada silkeledikçe kriptoya göçüyorlar
Z kuşağından söz ediyoruz. Hani borsaya renk getiren, işlem hacimlerini coşturup sermayenin tabana yayılmasına yardım eden… Finansal okuryazarlığın ilkokul fiş düzeyinde olmalarına rağmen, halka açılmalarda piyasaya can veren gençler, yavaş yavaş ötesini berisini toplayıp göçe hazırlanıyor.
Nereye mi? Aslında geldikleri yere diyebiliriz. Zaten halka açılma furyasında “nerede benim yüzde 10’um” diye getiri kovalayan bu kesim, okul cep harçlığı yanı sıra kriptodan borsaya gelmişti. Şimdi geldikleri yere dönüyorlar. Sebep? Borsa gerçekleriyle yüzleşmeleri, çıkış kadar inişi de fark etmeleri…
KÜÇÜKLERİN FİNANSAL MACERASININ SONU MU?
İstanbul Borsası’nın %80’inin sahibi, 15 bin 400 yatırımcı… Geriye kalan %20 ise 7,5 milyon kişinin… Yabancı ise ortalıkta pek görünmüyor. Biz bizeyiz yani… Büyüklerin kuralı koyduğu borsada 10 milyon lira ve üstü portföy sahibi olan 15 bin 371 kişi var ve toplamda 3,2 trilyon liraya hükmediyorlar.
Peki ya küçükler? Onların hükmü, 10 bin liranın altında… Sayıları da 4 milyon 270 bin kişi… Yazar arkadaşım Şebnem Turhan; İstanbul Borsası’nın %80’ine, yatırımcının binde 2’sinin hükmettiğini yazmıştı. Şimdi bu finansal macera, kripto vadisinde devam edeceğe benzer. Hadi hayırlısı diyelim.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Geri gelirler mi?
Aslında zor. Zira borsanın kendisi zaten 8 binin üzerinde tutunmaya çalışıyor. Faiz artışının yanı sıra farklı enstrümanların da giderek cazip hale gelmesi, gençler için borsayı “primadonna” olmaktan çıkardı. Zaten “yüzde 10” artışların büyüsüyle gelmişlerdi. Hiç kimse onlara “bu işin düşüşü de var” dememişti. Ya da onlar, hissede fiyat gerilemesi gerçeğiyle pek barışamadılar. Ekonominin yeniden ivmelenip, borsanın likidite gücünün yanı sıra yabancıların da gelmesinin ardından, bazıları geri dönebilir.
Kriptoda onları bekleyen nedir?
Tahminim şudur ki yağmurdan kaçıp doluya tutulacaklar. Çünkü kripto sahası hala çok gri ve maceradolu… Regülasyonların oturmadığı, risklerin havada uçuştuğu, kazanç algısının sürekli kirletildiği bu alanı, küresel kumarhane gibi değerlendiriyorum. Her ne kadar kripto tutkunları buna kızacak olsa da borsadan kaçıp kriptoya tutulmak, daha iyi kazancın garantisi değildir.
not
SEÇİMDEN SONRA YA U DÖNÜŞÜ YA DA KARA KIŞ
İki rahmetten biri… Ya bu enflasyonu yeneceğiz ya da U dönüşüyle popülizme gömüleceğiz. Merkez Bankası’nın itibarsızlaştırılma süreci de U Dönüşü kadrosunun “hazır (!)” olduğunu söylüyor bize. Guvernörü görevden aldırmak, heterodoks kadroları geri çağırmak ve olası bir referandum sandığı için bütçeyi kevgire çevirmeye devam etmek…
Aslında bu bir kader değil… Seçimin ardından kapsamlı, etkin ve kapsayıcı tedbirler alarak, halkın feryadına da kulak tıkayıp enflasyonla mücadele sürecini başlatabiliriz. Mevcut ekonomi yönetimine daha fazla siyasi güç aktarıp, kamunun sırtındaki asalakların tezviratına kulak tıkayarak…
Görünen o ki seçime kadar hükümet, doları enflasyon kıyılarında yüzdürmeyi sürdürecek. Zira kur artışına asla tahammülü yok ekonominin. Zaten yeni bir döviz atağı olursa kuru tutacak mecalimiz de yok. Bu açıdan bakıldığında seçim sonrası U dönüşü yerine, ekonomik kışa hazırlık yapmak daha iyi.
Yurt dışından para bulmaya mecburuz. Bulduğumuzu yandaşa candaşa, kamu israfına gömmek yerine üretimi ve ihracatı ar tırmaya harcamak zorundayız. Ekonomik kış mı? Ücretli, emekli, sabit gelirli; enflasyonun çok altında kalacak ayarlamalara hazır olsun. İmtiyazlılar mı? Onlar şu anda zaten U dönüşü için sahne kurmuş, CB’yi etkilemeye çalışıyorlar.