Borsa vergisini takdimimdir
Yeni vergi mi salmak istiyorsun? Üstelik bunu alıştıra alıştıra mı söyleyeceksin? O halde i yi dinle zira “usul, esasa mukaddemdir.” Yani ne söylediğinden ziyade nasıl söylediğin daha önemlidir ve usulüyle gidersen, esas gölgelenmiş, kendine zihinlerde yer açmış olur. Gölgeyi kovalatıp aslını yitirtebilirsin.
Başlayalım; öncelikle “yalanlama” ile söze gir. Misal de ki “yeni vergi iddiaları yalandır, bunu söyleyenlere asla kulak asmayın.” Hatta yalanlamayı, dezenformasyon ofisi üzerinden yapman daha iyidir. “Kim, nereden çıkarıyor bu yeni vergi sözlerini?” gibi hayretini dillendir. İyi de yalan olan ne?
“Onbinlerde diyelim bir, iki...”
Bu aşamada çıkıp de ki; “borsaya yeni vergi yok ama işlemler üzerinden binlerde iki diyorlar.” Örnek mi? Cevdet Yılmaz’ı dinliyoruz; “Bu çok net. Kazançlar üzerinden bir vergi söz konusu değil, gündemimizde yok. Bu konuda yapılan spekülasyonlara hiçbir şekilde itibar edilmemesi gerekir.”
“Yapılan işlemler üzerinden bir bedel alma, o da çok cüzi yani işte ‘On binlerde diyelim bir, iki gibi bir şey olur mu, olmaz mı’ bunun tartışmaları yapılıyor. Kriptolarla ilgili de biraz daha yüksek oranda yine ama cüzi miktarlarda bunu yapma konusunda bir tartışma var. Bunun da amacı gelir değil.”
İKİ SORU İKİ CEVAP / Yeni vergiye dair…
Peki, borsa işlem vergisi gelecek mi?
Elbette… Kulaklar nasılsa doldu, “onbinlerde iki” yerine daha sonra “binlerde iki” ve nihayetinde “yüzlerde iki” ile yürüyebiliriz. Fakat öncelikle bir yerden başlamak gerek… Onbinde 2 işlem vergisine kim itiraz edebilir ki… Hem borsa gelirlerine vergi yok, en azından şimdilik. Korkacak bir şey yok yani.
Devamında borsa vergisi kalıcı olur mu?
Kamu, bir kez “vergi” koyduğunda, illa ki oranıyla oynayacaktır. Kasada para mı kalmadı? Mevcut vergiler artık doludizgin kamu harcamasına yetmiyor mu? Yeni vergi sal, önce minik oranlarla başla, ardından oranı yükselt, daha sonra bir torba yasa içine yerleştir, Meclis’ten de geçir ve uygula gitsin.
NOT / Sen bana bakma ben senin baktığın yönde olurum...
Şu Özdemir Asaf’a bayılıyorum, iki mısra ile sayfalarca meramı anlatabiliyor. Bu başlıktaki sözleri de öyle… Diyor ki mükellef; “ey Maliye, sen vergi konduracağın yer aramaktan vazgeç. Sen nereye baksan ben o yönce olurum. Zira senin bakışın nereye değse belli ki vergilendireceksin, bundan eminim…”
Kasada para yok. Körfez’e gittik, döviz dilendik, “önce bize maketten sattığın Kanal İstanbul ürünlerini teslim et” dediler refüze ettiler. Elimiz boş dönmesin bari dedik, 50,7 milyar $’lık yatırım vaadiyle döndük ve içeride bunu “milyarlarca dolarla döndük” diye yandaş medyada manşete çıkardık. Deprem yaşadık, din kardeşiyiz bari borç ver dedik; onlar da 8,5 milyar $’lık sukuk (İslami bono) verdiler fakat İngilizler; “2018’deki swap hesaplaşması” yüzünden “sen kullandıracaksan ver” ambargosu koydurttular. Amerika’ya gittik; “radarımızdasınız ama sonra gelin” cevabı aldık.
Oysa bize kaynak gerek. Lira basmaktan iflahımız kesildi. O halde her zamanki gibi vatandaşın cebine başvuralım dedik. Borsa yatırımcıyla doldu, vergi salalım diyoruz şimdi. Kısaca Maliye ile göz teması kurmaya kalkan herkes, paraları hazırlasın zira hepimiz, maliyenin baktığı yöndeyiz mecburiyetten.
“Kim çıkarıyor bu yeni vergi lafl arını” diye söze başlayıp, “vergi oranı yüzde kaç olsun?” pazarlığına kadar geliverdik. Bir sonraki adım için torba yasalarını iyi izleyin derim, zira içinde siz olacaksınız.