Borsa İstanbul neden dünyadan negatif ayrışıyor?
Dünya borsaları güvercin Fed, genişletici Çin ikilisini sevdi. ABD hisselerinde yeni zirve ve sene başından beri yüzde 20 getiri ile haftaya başlıyoruz. Çin hisseleri eylül ayında yüzde 20’ye yakın yükselişle genişletici pakete güçlü pozitif tepki verdi. MSCİ Tüm Ülkeler endeksi sene başından beri yüzde 15 getiri ve yeni bir zirve ile bu ikiliyi izliyor.
Yükseliş sadece hisseler ile sınırlı değil. Demir cevheri 100 doların, bakır 10 bin doların üzerinde. Altın yeni zirve yapmaya devam ediyor. Gümüş son 12 yılın en yüksek seviyesinde.
Borsa İstanbul küresel piyasalardaki iyimser havaya katılmıyor. MSCI Türkiye son üç ayda yüzde 11 kayıpla en çok kaybettiren gelişmekte olan ülke endeksi. Yılın ilk beş ayındaki güçlü performans sayesinde sene başından beri getirimiz halen yüzde 20 ile dünyadan daha iyi. Ama son aylarda dünyadan negatif ayrışıyoruz.
Açıklanan makro verilerde ekonomide yavaşlama dışında dünyadan negatif ayrışmamızı gerektiren bir neden yok. Orta Vadeli Program temel hedeflerle uygun bir şekilde ilerliyor. Ekonomi ihracat lehine dengeleniyor. Cari açık daralıyor. Enflasyon geriliyor. Türk lirası değer kazanıyor. Dövizin tasarruflar içindeki payı azalıyor. Rezervler rekor kırıyor.
Ekonomi yönetimi Avrupa ve ABD’de düzenledikleri toplantılarda Türkiye ekonomisindeki pozitif gelişmeleri en iyi şekilde anlatıyor. Maliye ve Hazine Bakanı Şimşek önceki hafta İngiltere ve Almanya’da, geçen hafta ABD’de uluslararası yatırımcılarla başarılı toplantılar yaptı.
Madem iyi işler yapıyoruz, neden dünyadan negatif ayrışıyoruz? Bu sorunun analitik bir cevabı yok. Ama sahadan gelen geri besleme iki olası açıklamaya işaret ediyor. İlk açıklama yapısal bir ayrışmayı gerekçe gösteriyor. İkinci açıklama ekonomide sert iniş endişesini öne çıkarıyor.
Dünyadaki yükseliş yapay zeka ile beslenen üretkenlik artışı kaynaklı. Geleneksel üretim alanlarında uzman olan Türkiye yapısal anlamda dünyadan negatif ayrışıyor. Dünyayı yakalamamız için teknolojik bir sıçrama yapmamız lazım. Ankara bu nedenle HIT-30 programını başlattı. Türkiye'yi teknolojik anlamda küresel bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışıyor.
Ekonomik program iç talepte sert bir inişe yol açtı. Ana dış ticaret ortağımız Avrupa’nın durgunluğa doğru yol aldığı bir ortamda iç talep de kısılınca ekonomi zorlanıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde durgunluğa girebilecek bir ekonomi ile karşı karşıyayız.
Ekonomideki yavaşlamaya rağmen enflasyon hedeflendiği kadar hızlı bir şekilde gerilemiyor. Merkez Bankası enflasyonda kalıcı bir iyileşme olmadıkça ve beklentiler hedeflenen patikaya gerilemedikçe sıkı para politikasını sürdürmeye kararlı.
Bu nedenle geçtiğimiz altı ayda faiz indirim döngüsünün başlangıcı tahminimizi ekim ayından aralık ayına çektik. Enflasyonda arzu edilen gevşeme olmazsa faiz indirimleri 2025 ilk üç ayına sarkabilir. Bu senaryoda 2024 son çeyreğinde ekonomideki yavaşlama daha da sertleşebilir.
Bu açıklamayı destekleyen gelişme hisse senedinde yabancı yatırımcı satışına karşın, tahvil tarafına güçlü girişin devam etmesi. Yabancı yatırımcı Türkiye varlıklarının tamamını değil, yavaşlamadan negatif etkilenen hisse senetlerini satıyor.
İlk açıklamaya inanıyorsanız, kısa vadede Türkiye’den fazla bir şey beklemeyin. ABD ve Asya’daki teknoloji şirketlerine yatırım yapmaya devam edin. HIT-30 programı başarıya ulaştıkça Türkiye’de kademeli pozisyon alırsınız.
İkinci açıklamaya daha yakınsanız. Enflasyon verilerini yakından izlemeye devam edin. Faiz indirim döngüsünün başlaması için iki-üç iyi gözleme ihtiyaç var. Eylül, ekim enflasyonunun iyi gelmesi piyasalarda yükselişi tetikleyecek bir katalizör olabilir.