Borsa İstanbul küresel yükselişe katılamıyor
Dünya borsaları yükselişine devam ediyor. MSCI Tüm Ülkeler endeksi Aralık 2021 seviyesini aşarak yeni bir zirve yaptı. Ancak tüm gemileri yüzdüren bir yükseliş söz konusu değil. Teknoloji hisseleri öncülüğünde yeni zirveler yapan ABD ve Japonya hisseleri küresel yükselişte başrolü oynuyor. Teknoloji ağırlığı zayıf olan Avrupa yükselişte geride kalıyor.
Beklentilerin altında kalan ABD ISM ve tüketici güveni verilerini piyasalar sevdi. Zayıf veriyi Fed’in haziran ayında faiz indireceğinin işareti olarak gören S&P ve Nasdaq yeni zirveler ile yoluna devam ediyor. Yapay zeka dalgasını arkasına alan yarı iletkenler yükselişte öncü konumda.
Teknoloji hisselerinde genel bir alım söz konusu değil. Nvidia, AMD gibi çip üreticileri yeni zirveler yaparken Google, Apple gibi devler negatif ayrışıyor. Teknoloji ağırlığı sınırlı olan Borsa İstanbul geçen hafta küresel yükselişe katılamadı. Dünya piyasalarındaki yükseliş yerleşik bireysel yatırımcı için boğa tuzağı olarak kullanıldı. Banka hisselerindeki satışlar ile endeks kritik 290 dolar desteğinin hemen üzerinde kapattı. Ereğli ve Tüpraş gibi büyük şirketlerdeki alışlar endeks daha sert gerileyebilirdi.
Borsa İstanbul’un dünyadan negatif ayrışmasına neden olabilecek iki temel neden görüyoruz. (i) Son dönemde hızlanan rezerv erimesi, (ii) Ekonominin kur, enflasyon, ücret, faiz sarmalından çıkmakta zorlanması.
Ama son dönemde piyasalardaki satışın temelden çok pozisyonlanma ile alakalı olduğunu düşünüyoruz. Ekonomik politikalarda rasyonel zemine dönüşe, CDS oranlarında ve Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerinde sert düşüşe rağmen yabancı yatırımcı Borsa İstanbul’a girmekte nazlı davranıyor.
Yabancı yatırımcı gelecek ümidiyle banka, holding gibi BİST 30 hisselerinde kredili pozisyon alan büyük yatırımcı pozisyonunu taşımakta zorlanıyor. Bu nedenle iyi haberleri boğa tuzağı olarak kullanıyor.
Yerel seçimler öncesi piyasa dinamiklerinde önemli bir farklılık olur mu? Sanmıyoruz. Yabancı yatırımcı seçimler sonrasında mevcut politikaların ne kadar kalıcı olacağını görmek için beklemede kalır. Merkez Bankası sıkı parasal duruşun gecikmeli etkilerini görmek için mevcut faiz seviyesini korur. Yönetilen kur politikası ile rezerv kaybı devam eder.
Ankara seçimler öncesi şapkadan tavşan çıkarıp bu dinamikleri değiştirebilir mi? Zor gözüküyor. İyimser senaryo, seçimler sonrası Merkez Bankası ilave faiz artışına giderken, maliye ve gelirler politikasının yardıma gelmesi. Bu senaryoda ülke kredi notunun artışı, küresel sermaye girişi, güçlü lira ile borsa ve tahvil piyasalarında güçlü bir yükseliş görürüz.