Borç yiğidin kamçısıysa, Türkiye pek yiğit!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ İç ve dış borç... Öde öde bitmiyor, biteceğe de hiç mi hiç benzemiyor.

✔ Neredeyse her yıl anapara ve faiz ödemesinden daha fazla borç alınıyor, bu yüzden de stok bir türlü aşağı çekilemiyor.

“Borç yiğidin kamçısıdır” çok kullandığımız bir atasözü. Ama nedense bu bana atasözünden çok borç verenler tarafından türetilmiş bir söz gibi gelir.

Borç alan daha çok çalışacak, daha gayretli olacak ve borcunu ödeyecek!

Borç veren de hem parasını kurtaracak, hem de faizini kazanacak!

Eldeki fazla para bir şekilde kiraya verilmeli, kullandırılmalı. Bunun yolu da birilerinin bu parayı borç olarak almasından geçiyor, değil mi...

İşte o yüzden bu söz biraz borç almayı teşvik eden bir anlam taşıyor, ben öyle yorumluyorum. “Borç al, bak daha çok çalışacak, daha gayretli olacaksın” der gibi!

Türkiye de bu anlamda kendini pek yiğit görüyor anlaşılan. Borç aldıkça almışız ve almaya da devam ediyoruz.

Son verilere göre, toplam dış borç stokumuz 435 milyar dolar, iç borç stokumuz ise 1.1 trilyon liraya yakın.

Bir marketler zincirinin ucuzluğunu ön plana çıkarmak için kullandığı “Harca harca bitmez” şeklindeki reklam sloganı geliyor akla. Aslında para harcadıkça pekala bitiyor; ama bizim borç “Öde öde bitmez” boyutunda...

Durum yıllardır değişmiyor; iç borç da, dış borç da öde öde bitmiyor.

Bitmesi de mümkün değil ki... Neredeyse her yıl ödediğimizden daha çok borç alıyoruz ve böylece borç stoku her geçen yıl artış gösteriyor.

On altı yılda neler ödedik neler!

Geçen hafta her bir saniye ne miktarda iç ve dış borç faizi ödediğimizi hesaplarken 2005-2020 dönemi verilerini kullanmıştık. Aynı veri setinden yola çıkarak bu kez de toplamda ne miktarda iç ve dış borç anapara ve faizi ödendiğini çıkardık.

On altı yıllık bir dönemden söz ediyoruz. Bu on altı yılda iç borç için 1.7 trilyon lirası anapara, 743 milyar lirası da faiz için olmak üzere 2.4 trilyon lira ödeme yapılmış.

Bu dönemdeki dış borç ödemesinin toplamı ise 184 milyar doları bulmuş. Bu tutarın 117 milyarı anapara, 68 milyarı faizden oluşuyor.

İÇ BORÇTA 2020 ÖDEMESİ FARK ATTI

İç borç ödemesinde geçen yıl çok çarpıcı bir tablo ortaya çıktı. 2020'deki borç ödemesi rekor düzeye fırladı. Öyle ki, geçen yılın yalnızca anapara ödemesi önceki yılların toplam ödemesinden bile fazla.

2020’de 218 milyarı anapara, 96 milyarı da faiz olmak üzere 314 milyar lira iç borç ödendi. Cari fiyatlarla toplam borç ödemesi daha önce hiçbir yıl 200 milyar sınırını aşmamıştı. 2020’de ise yalnızca anapara ödemesi 218 milyar oldu.

İç borç çevirme oranı da, yani toplam borçlanmanın anapara ve faizden oluşan ödemeye oranı da geçen yıl rekor kırdı. Değişim ihaleleri dışında geçen yılın tümünde 200 milyarı anapara, 90 milyarı da faiz olmak üzere 290 milyar lira iç borç ödemesi gerçekleştirildi. Buna karşılık borçlanma tam 421 milyar lira oldu. Bunun sonucunda borçlanmanın ödemeye oranını gösteren iç borç çevirme oranı yüzde 145 düzeyinde oluştu.

İç borç çevirme oranı yıl içinde bazı aylarda çok yüksek düzeylere yükseldi. Söz konusu oran nisanda yüzde 295, mayısta yüzde 380, temmuzda yüzde 310, ağustosta ise yüzde 206 düzeyinde gerçekleşti.

Son dört ayda ise borç ödemesi borçlanmanın çok üstünde oluştu ve iç borç çevirme oranı da hızla aşağı geldi. Söz konusu oran son dört ay yüzde 31 ile yüzde 59 arasında değişti. Ancak önceki ayların yüksek oranları yüzünden 2020’nin ortalama oranı yüzde 145 ile rekor düzeyde gerçekleşmiş oldu.

DIŞ BORÇ FAİZİNE HER YIL 4.5 MİLYAR DOLAR GİDİYOR

Dış borç ödemeleriyle ilgili olarak öncelikle vurgulanması gereken aktardığımız tutarların merkezi yönetimin ödemeleri olduğu gerçeği. Yani bu tutarlar içinde özel sektörün, bu kapsamda tabii ki bankaların ve yerel yönetimlerin ödemesi bulunmuyor.

Merkezi sistem otomatiğe bağlanmış gibi hemen her yıl 4.0-4.5 milyar dolar arasında dış borç faizi ödüyor. Anapara ödemesi de adeta 6-7 milyar dolara bağlanmış gibi.

Son yıllarda dış borç anapara ödemesini görece aşağı çekmekle birlikte faiz ödemesi yükünü bir türlü hafifletemiyoruz. Anapara ödemesindeki azalmanın nedeni, borçlanmanın merkezi yönetimden reel sektöre kaymasıyla da ilintili. Az borçlanınca ödeme de tabii ki azalıyor. Ama peki faiz ödemesi niye azalmıyor?

Çünkü Türkiye giderek daha yüksek faizle borç alıyor. Etkilerini sonraki yıllarda göreceğiz; geçen yılki dış borçlanmada faiz ne kadar yükselmişti, düşünün!

2012’ye gelinceye kadar 2009 yılındaki istisna dışında faiz ödemesinin anapara ödemesine oranı yüzde 60’ı geçmemişti. Sonrasında denge hızla bozuldu. Son iki yıldır faiz ödemesinin anapara ödemesine oranı yine yüzde 70’in üstüne çıktı. 2020’deki yüksek faizli borçlanma yüzünden önümüzdeki yıllarda bu oranın daha da yukarı gideceğine tanık olacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar