BM: Gözlerimiz bağlı, bir mayın tarlasına yürüyoruz
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi tarafından yayınlanan rapor, Paris Anlaşması’na taraf ülkelerin iklim eylem planlarında ne kadar ilerlediklerini inceliyor. Raporda, 2020’nin sonunda BM’ye sunulan 48 ulusal emisyon azaltım planının değerlendirmesi yapılıyor.
Rapor, Kasım’da Glasgow’da yapılacak olan COP26 BM İklim Zirvesi’nden önce, Ulusal Katkı Beyanı (NDC) olarak bilinen iklim eylem planlarının ilerlemesini ölçmek için Paris Anlaşması Tarafları tarafından talep edilmişti
27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği’nin bir blok olarak sayıldığı, toplamda 75 taraf ülkeyi kapsayan iklim eylem planları, küresel sera gazı emisyonlarının ortalama yüzde 30’una karşılık geliyor.
Raporda yapılan değerlendirmeye göre, çoğu ülke giderek artan iklim hedeflerine sahipken, bu hedeflerin birleşik etkisi, 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla emisyonlarda yalnızca yüzde 1’lik bir azaltım olacağını gösteriyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli ise, 1.5 derecelik sıcaklık hedefini karşılamak için emisyon azaltım oranının yaklaşık yüzde 45 daha düşük ve 2 derecelik ısınmadan kaçınmak için ise yüzde 25 olması gerektiği konusunda uyarıyor.
ABD ve Çin'den daha güçlü planlar bekleniyor
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz ise, büyük ekonomilerin sunduğu yeni hedefler arasında, sadece İngiltere, AB, Arjantin, Şili, Norveç, Kenya ve Ukrayna’nın daha iddialı iklim hedefleri sunduğunu belirtiyor.
Japonya, Güney Kore, Rusya, Yeni Zelanda, İsviçre ve Avustralya tarafından sunulan planlar, 2015 hedeflerini iyileştirmekte yetersiz kalıyor. Brezilya’nın iklim planında ise emisyonları 2030’a kadar azaltma veya artan ormansızlaşma oranlarını durdurma gibi hedefler yer almıyor. Uzmanlar, ABD’nin ev sahipliğini yapacağı 22 Nisan iklim zirvesinden önce, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan ABD ve Çin’den daha güçlü planlar bekliyor.
Tüm ülkelere çağrı
“Ulusal katkı beyanı vermemiş dahi olsa, tüm tarafları - bu konu üzerinde düşünmeye ve iklim politikalarını daha iddialı hale getirmeye çağırıyorum” diyen BM İklim Değişikliği İcra Sekreteri Patricia Espinosa, “Bu rapor, mevcut iklim hedeflerinin bizim Paris Anlaşması hedeflerimizi karşılayacak bir yoldan çok uzak olduğumuzu gösteriyor. Şu anda bir mayın tarlasına doğru gözlerimiz bağlı yürüyor gibiyiz. İhtiyacımız olan şey şu anda sahip olduğumuzdan çok daha radikal ve dönüştürücü olmalı. Fosil yakıt kullanımını olabildiğince hızlı bir şekilde sonlandırmak için somut planlara ihtiyacımız var” yorumlarını yapıyor.
Gezegenimiz için KIRMIZI ALARM
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ise 2021’nin küresel iklim acil durumuyla yüzleşmek için kritik bir yıl olduğunu vurguluyor. Guterres’in çağrısı şu yönde: “Bilim açık, küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamak için, küresel emisyonu 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine göre yüzde 45 oranında azaltmalıyız. UNFCCC raporu, gezegenimiz için kırmızı alarm niteliğinde. Hükümetlerin, iklim değişikliğini 1,5 dereceyle sınırlamak ve Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için ihtiyaç duyulan iddialı politikalara hiçbir şekilde yakın olmadığını gösteriyor. En büyük emisyonlara sebep olan ülkeler, Glasgow’da Kasım ayında gerçekleşecek BM İklim Konferansı’ndan çok önce Ulusal Katkı Beyanlarında 2030 için çok daha iddialı emisyon azaltım hedefleri koymalılar. Şimdi zamanı. 2050 yılına kadar net sıfır emisyonu taahhüt eden küresel koalisyon hükümetler, işletmeler, yatırımcılar, şehirler, bölgeler ve sivil toplum genelinde büyüyor. COVID-19 iyileşme planları, daha çevreci ve daha temiz bir şekilde yeniden inşa etme fırsatı sunuyor. Karar vericilerin söyledikleri ile yaptıkları bir olmalı. Uzun vadeli taahhütler, insanların ve gezegenin çaresizce ihtiyaç duyduğu on yıllık dönüşümü başlatmak için acil eylemlerle eşleştirilmeli.”