Bizim için şampiyon
Yepyeni bir yıla hazırlanıyoruz bugün. Heyecan, mutluluk, tutku, sabır, korku, öfke, üzüntü, güven, şaşkınlık, merak…
Bütün bu duyguları yaşayacağımız yeni bir yılın eşiğindeyiz.
Böyle zamanlarda insanlar genelde yepyeni hedeflerin peşine düşer. Takvimin yeniden başlamasıyla heyecanlanıp daha önce başaramadığı zaferlere ulaşmak ister. Yeni başlangıçlar, heyecanlar, dönüşümler peşindedir.
“Yeni yılda kilo vereceğim, spora başlayacağım, her gün işe bir saat erken gideceğim, gece bir saat erken uyuyacağım, sigara içmeyi bırakacağım, daha çok para kazanacağım, terfi alacağım” gibi sözler söyler.
Aslında bu sözler sadece bir dilekten, umuttan ibarettir. Ve maalesef çoğu zaman bu dilekler ocak ayının ortasına doğru unutulmaya yüz tutar.
Diyetler “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek bozulur. Her gün spor sevdasıyla alınan spor ayakkabılar rafa kaldırılır. Erken işe gitme isteğinin yerini bahaneler alır. “Bu yıl terfi almasam da olur” sözleri duyulmaya başlanır.
İnsan için değişim zordur.
Beyin öyle tasarlanmıştır ki yeniliklere geçişi kolay kolay kabul edemez. Çünkü beynin birincil hedefi, enerjiyi depolayarak hayatta kalmayı sağlamaktır. Bizi ölümden korumak için makine gibi çalışır. Türlü bahaneler üreterek insanı konfor alanının içinde tutmaya çalışır.
Bu yüzden yeni yıl için alınan kararlar çoğunlukla kısa surede yerini eski alışkanlıklara bırakır, başarısızlıkla sonuçlanır. Konfor alanının dışına çıkabilmek, değişimi gerçekleştirmek için bunun farkında olmak gerekir.
Ve kalbin devreye girmesini sağlamak lazımdır. Kalp cesurdur. İnsanın ancak gelişimle, dönüşümle mutlu olabileceğini bilir. Kalp ve beyin bir araya gelirse insan dağları yerinden oynatabilir.
Jokeyin başarı hikayesi
Tüm bunları düşünürken beynini ve kalbini bir araya getirerek bir yaşam kurmuş jokey Halis Karataş’ın 7000’inci kez birincilik kazandığını anlatan haberle karşılaştım.
Birçok sakatlık ve zorlukla mücadele ettikten sonra hala daha kazanmaya devam etmesini şaşırarak okudum.
Hayal olarak bırakmayıp dileklerini zaferlere dönüştürmüş, sürekli konfor alanının dışında yaşamış ve sayısız şampiyonluklar elde etmiş. Dünyada onun elde ettiği şampiyonluklara ve kupalara erişmiş çok az jokey var.
Halis Karataş’ın gerçek hikayesini anlatan “Bizim İçin Şampiyon” filmini izlerken de azmine ve yaptığı işe olan tutkusuna hayran kalmıştım.
Filmde kanser nedeniyle kaybettiği eşine hayranlığını her fırsatta dile getiren Karataş, yarışları eşi için koştuğunu ve her kazandığında parmağında takılı yüzüğünü öperek onu hatırladığını söylüyor.
Kendini aşan bir vizyonu var Halis Karataş’ın… Eşine duyduğu sevgiyle yarışıyor, kazandığı yarışları ona armağan ediyor.
Amacı ise kendini gerçekleştirmek. Türkiye’nin siyasal kararsızlık, enflasyon ve umutsuzlukla bunaldığı 90’lı yıllarda Sivas’ın köyünden başarılı bir jokey olmak için İstanbul’a gelmiş. Bold Pilot isimli efsanevi safkan at ile tanışıp yarışmaya başladıktan sonra zirveye emin adımlarla ilerlemiş.
Filmden hatırladığım, defterime not aldığım replik ise şöyleydi:
“Hayat bir yarış, asla sonuna kadar pes etme, her zaman mücadeleye devam et. Sonunda kaybetmek olsa bile.”
Dönüşüm nasıl gerçekleşir?
Mentorluk ve koçluk yaptığım kişiler yeni yıla geçerken bana hep şu soruyu sorarlar.
Değişimi nasıl gerçekleştirebilirim? Yeni yıl hedeflerime nasıl ulaşabilirim?
Önce ben de onlara örnek aldıkları, başarılı insanları modellemelerini tavsiye ederim. Sonra da değişim ve dönüşüm için şu püf noktalarından bahsederim:
Kendinizi aşan büyük bir vizyon belirleyin. Eşi için yarışan Halis Karataş gibi…
Topluma değer katmak, insanlara ilham vermek, aile için çalışmak gibi hedefler sadece bireysel düşünüp kendi için çalışmaya göre daha fazla motive eder.
Hedeflerinizi belirlerken amacınız net olsun. Neyi neden yaptığınızı biliyorsanız gelecekteki olası zorluklar karşısında direnmeniz kolay olacaktır.
Vizyonunuz ve amacınıza karar verdikten sonra stratejilerinizi belirleyip harekete geçin.
Hedefe giden yolda güçlü olan yanlarınıza tutkuyla, yaptıklarınıza sevgiyle odaklanın.
Tüm bunları yapsanız bile hayatın doğal bir akışı vardır.
İyileşmek, değişmek, dönüşmek her zaman çok hızlı olmaz. Hayatın gecikmelerini kabullenmeliyiz.
Bu süreçte mücadeleden vazgeçmemek, tıpkı “Bizim İçin Şampiyon” filminde söylendiği gibi kaybederek kazanmanın değerini bilmeliyiz.
Yolunda giden küçük şeylere, gelişim gösteren noktalara şükretmeliyiz.
Aynada her sabah gözlerinin içine baktığımız ilgi ve sevgi bekleyen o insana zaman ayırmalıyız.
Günümüzün talepkâr ve yorucu düzeni içinde kendinizi dinlemek, kendinizi sevmek ve kendinize zaman ayırmak yapabileceğiniz en büyük içsel devrimdir.
Kendi içinde şampiyon olmak her şeyden daha önemlidir.
Beyninizin ve kalbinizin birlikte hareket ettiği muhteşem bir sene geçirmeniz dileğiyle…