Bizim faizi umursayanı ara ki bulasın, varsa yoksa FED!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Faiz konusunda iki olasılık var:

✔ Politika faizi ya sabit tutulacak ya da düşürülecek. İki tercih de şaşırtmaz.

✔ Bir indirim olursa faizi yüzde 12'de görebiliriz.

Günlerce merkez bankaları haftasına, yani faiz haftasına girildiği yazılıp çizildi... Hangi gün hangi merkez bankası faiz belirleyecek, daha doğrusu artıracak, bunun üstünde duruldu.

Tüm ülkelerin gözünü kulağını FED’e çevirmiş olmasında şaşılacak bir yön tabii ki yok. FED aldığı her kararla tüm dünyada taşları yerinden oynatacak bir merkez bankası. Üstelik FED'in ne yönde karar alacağı tartışma konusu bile değil. FED faizi artıracak, bu kesin; tartışılan artışın 75 baz puan mı, yoksa 100 baz puan mı olacağı. Zaten siz bu satırları okurken artışın ne olduğunu biliyorsunuz.

Günler boyunca kimileri adeta papatya falları açtı; yok artış şu kadar olur, yok bu kadar olur, diye... Artış şunu geçerse felaket olur diyenler de çıktı, “Şu artış piyasalar tarafından zaten satın alındı" diyenler de...

Dünyanın patronu olmak böyle bir şey!

Ülkeniz en büyük, paranız tüm dünyada geçerli olan bir para, o paranın değerini etkileyecek faiz kararını alan banka da haliyle herkesin dikkat kesildiği banka...

TCMB nerede!

Bu hafta faiz haftası; bizde de öyle, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün toplanıp eylül ayı faiz kararını verecek.

Acaba!

Artık herkes biliyor ki faiz kararını Merkez Bankası vermiyor, o yetki kağıt üstünde dursa bile fiilen alınalı çok oldu, tam bir yıl... Belki daha fazla da, en azından son bir yıl kesin.

Birkaç gün önce de vurguladım; Merkez Bankası faiz kararını kendisi veriyor olsaydı geçen yıl indirim başlamadan önce ısrarla dile getirdiği “Politika faizi enflasyonun altında olmayacaktır” görüşüne tümüyle ters bir politika izlemezdi.

O görüşü dile getiren Merkez Bankası siyasetin baskısına boyun eğdi ve işte geldiğimiz durum...

Yok yok, faiz indirimleri Türkiye ekonomisini ne hale getirdi, bugün onun üstünde duracak değilim. “İşte geldiğimiz durum" derken kastettiğim başka. Tüm dünyadaki faiz kararlarını irdelemeye, yorumlamaya çalışırken Merkez Bankası’nın politika faizinin neredeyse hiç gündeme gelmiyor olmasına dikkat çekmek istiyorum.

FED faizine dönük tahminlerin onda biri bizim faizimiz için yapıldı mı? Tabii ki hayır!

Kimse bugün ne olacağını konuşmuyor bile.

Hatırlayın, Maliye Bakanı Nebati aylar önce ne dedi:

“Biz Merkez Bankası faizini önemsizleştirdik...”

Doğru!

Merkez Bankası faizinin neredeyse hiçbir önemi kalmadı artık.

Bugün ne olabilir?

Merkez Bankası’nın geçen ay yüzde 14’ten yüzde 13’e indirilen politika faizi için bugün nasıl bir karar alınabilir? Aslında o karar çoktan verilmiştir de biz bugün saat 14.00’te öğreneceğiz.

Faizin artırılması gibi bir olasılık tabii ki yok.

Faiz aynı düzeyde tutulur mu, mümkün.

Ama bir indirim gelme olasılığı da hiç yok değil. Yine daha önce birkaç kez yazdığım gibi seçimden önce en az iki kez faiz indirimine gidilecek. Benim tahminim bu yönde. Bu indirimler de aralık ve ocak aylarında yapılıp bu ayların yıllık enflasyon oranında yaşanacak düşüşe gerekçe yaratılmış olacak.

Ama aralık ve ocak aylarına daha çok var. Türkiye eğer dövizin yeniden tırmanışa geçmesini önleyebilecek şekilde bazı anlaşmalara yakınsa aralıktan önce de faiz indirimine gidilecektir. Dolayısıyla bir de bakmışsınız bugün de bir indirim gelmiş.

Politika faizsiz politika olmaz!

İki gündür yazıyorum; seçim sonrası Türkiye'yi çok farklı bir ekonomik tercih bekliyor. Zorunlu tercih demek daha doğru.

Bakmayın son bir yıldaki faiz indirimlerine ve bu kararların Türkiye’yi nereye getirdiğine... Bu bir tercihti, bilinçli olarak yapılan bir tercih. Enflasyonla mücadeleyi ikinci plana atma pahasına büyüme tercih edilerek faiz indirimine gidildi. İşte bu politika seçimden sonra değişecek.

Döviz değirmenini öyle yıllar yılı dökme suyla döndürmek mümkün olmayacağına, enflasyonun her yıl üç basamağı zorlaması göze alınamayacağına göre...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar