Bizi nasıl bir enflasyon bekliyor?
Ardı arkası kesilmeyen depremlerin finansal ve ekonomik yansımalarını tartışıyoruz. Maliyet tahminleri havada uçuşuyor. Sonuç olarak, övündüğümüz mali disiplinden feragat edeceğiz. Bu yıl bütçe açığı artacak. Kritik nokta, açığın nasıl finanse edileceğidir.
Önceden hazırlandığı için, bütçenin cari yılda açık verip vermeyeceği bilinir. Tabii hesapları deprem bozdu. Bütçe açığı bölgenin inşası sürecinde tahminin çok üzerine çıkacak. Genel kanı; para basılarak karşılanırsa enflasyon yaratacağı, borçlanılarak finanse edilirse bir enflasyon darbesinin gelmeyeceğidir. Depremden sonra yazdığım yazıda, ‘‘Bankalar üzerindeki baskı artacak’’ vurgusunu yaptım. Bankacılık sektörü, düzenlemelere göre Hazine’nin çıkardığı tahvilleri zaten almak zorunda kalıyor. Hazine bu şekilde, yüksek enflasyon ortamında çok düşük faizle uzun vadeli borçlanabiliyor.
Bütçe açığının bir süre artacağını düşünelim. Açık sonraki dönemlerde yeni vergilerle veya harcamaların düşürülmesiyle kapatılacaksa, bu belirli zaman diliminde para basarak finanse etmek rasyonel olabilir. Dış faktörlerle, baz etkisiyle, dolar kurunu kontrol ederek, enflasyondaki artış hızı düşüyordu. Deprem bölgesinin tarım bölgesi olması, gıda fiyatları üzerinden bir enflasyon getirecek. Bu nedenle bütçe açığının finansmanının nasıl yönetileceği önemli olacak.