Bize bir öykü lazım, hem de bu sene lazım
2020, büyüme yılı… Sonu 0’lı yıllarda hep büyüdük zaten. Hükümet %5 diyor. Yabancı bile “%3’ü aşabilir” tahmininde… Biz ikna olduk, yabancı ikna oldu, piyasa da büyümeye karşı boş değil. Bir yatırımcı ikna olmadı, gitti…
Neden peki? “Çünkü” diyor konuştuğum yatırımcılar; “bize bir öykü lâzım, hem de bu sene lazım” ısrarında… Öyküsüz olmaz mı? Olur da kalitesiz büyürsün. Tüketerek %5’i de aşarsın sonra düz yolda şaşarsın.
Bu öykü ne ola ki? Büyümeye dair bir öykü… İçinde gerçekleri barındıran, bilebileceğimiz, yapabileceğimiz bir öykü… Masal olmaz mı? Olur, ama “uyusun da büyüsün, tıpış tıpış yürüsün” masalının inananı olmazsa mutlu sonla değil, trajediyle biter.
Ekonominin trajedisi, krizidir. Trajediler 2 türlüdür; 1-Şekspirvari, 2- Çehovvari… Şekspir trajedisinde sahne, en sonunda ölülerle doludur. Çehov’da ise herkes mutsuzdur, hayal kırıklığına uğramış ve melankoliktir fakat hayattadırlar.
Ben büyümeye dair masal dinlemek istemiyor öykü arıyorum ya… Piyasa şimdi Çehovvari söylemlere gömülmüş sanki. İnsanlar mutsuz, piyasa melankolik fakat herkes hayatta…
Öyküye gelince; yapısal reform geyiği yapacak değilim. Öykü net; 1-hukuk, 2-diplomasi… Gerisi? Gerek yok. Bunları sağla, ekonomi erer muradına biz çıkarız kerevetine…
ÜRETSİN DE BÜYÜSÜN TIPIŞ TIPIŞ YÜRÜSÜN
Tüketerek büyümek nereye kadar? Faiz bu düşer de çıkar da. Döviz bu düşer de çıkar da… CDS, Borsa? Hepsi birer gösterge nihayetinde… Büyümeyi müjdeliyor da olabilirler.
Ancak bize gereken kalıcı, sürdürülebilir, nitelikli büyümedir. Bir kere vur çık büyümesi değil, istikrar sağlayacak, sürdürülebilir büyüme görmek istiyor insanlar. Bir uyarı; 7,5 milyon işsiz, iş ve aş bekliyor, masal değil…