Biz enflasyonla boğuşurken, küresel baskılar daha da artıyor

Servet YILDIRIM
Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Siz bu yazıyı okuduğunuz sırada şubat ayı enflasyon rakamları açıklanmış olacak. Çok muhtemeldir ki; Türkiye'nin yüzde 50-55 arasında yıllık enflasyonu olan bir ülke olduğu duyurulacak.

Türkiye’nin dünyada enflasyonun en yüksek olduğu birkaç ülkeden biri olması kötü bir duygu ancak bundan daha da kötüsü görünümün de kötü olması. Enflasyon görünümünü bozan iç faktörler olduğu gibi dış faktörler de aleyhimize seyrediyor.

Petrol fiyatları 2013 yılından bu yana gördüğü en yüksek seviyelerde. Bu yazı yazıldığı sırada Brent petrolün varili 111 doları aşmıştı. Oysa Merkez Bankası bile en son açıkladığı enflasyon raporunda tahmin yaparken 2022 ortalamasının 80 dolar olacağını öngörmüştü. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası fiyatların yönü kuzeye döndü. Şu anda 110 dolar civarına gelen fiyatların tekrar aşağıya doğru gelmekten çok, daha da artarak 120 dolara gidebileceği analizleri yapılıyor. Eğer OPEC'ten bir hamle gelmezse fiyatların yumuşaması zor görünüyor. Tırmanışı frenlemek için ABD ve OPEC'in piyasaya daha fazla petrol sürmesi gerekiyor.

Artan sadece petrol fiyatları değil. Neredeyse istisnasız tüm emtia fiyatları son 30 yılın en yüksek seviyelerinin dolaylarında seyrediyor. Metaller ve tahıllar gibi enflasyon üzerinde etkisi yüksek olan emtialar daha önce yapılan tahminlerin ve varsayımların çok ötesinde artıyorlar. Chicago borsasında buğday fiyatları bu hafta 2008'den beri en yüksek seviyesine çıkmıştı. Sadece Şubat ayındaki artış yüzde 30'u aşmış. Kahvenin, pamuğun, alüminyumun son bir yıldaki artış oranları yüzde 50'nin çok üzerinde…

Petrol gibi fiyatları doludizgin artan emtiaların girdi olduğu ara mallar, mesela gübre gibi kritik tarımsal girdi maliyetleri de küresel çapta artıyor.

Tehlike sadece enflasyon değil aynı zamanda büyümenin de sekteye uğramasıdır. 2021'de neredeyse tüm ekonomiler çok yüksek büyüme oranları sağladılar. Ancak gelişmeler ve öncü göstergeler bu yılın 2021 kadar parlak geçmeyeceğine işaret ediyor. Eğer enerji ve emtia fiyatları yumuşamazsa küresel büyüme hız kesecektir.

Burada en kötümser tablo ise enflasyon yükselirken bazı ekonomilerin durgunluk içine girmesi olur. Diğer bir deyişle dünyada birçok ülke stagflasyona hiç bu kadar yakın olmamıştı.

Türkiye ise bu dalgaya olabilecek en kötü şartlarda yakalandı. Dünyada maliyet baskılarının ve arz sorunlarının böylesine arttığı ve iki önemli tedarikçisinin savaştığı bir döneme biz yüksek enflasyon, düşük rezervler, yüksek risk primi ve artan dış borçlanma maliyetleri ile yakalandık. Cari dengede fazlaya geçmek için bazı fedakârlıklar yapıldı ama o tarafta da işler umduğumuz gibi yürümedi. 2021'deki çift haneli büyümeye rağmen bize benzer ülkeler arasında halen işsizlik oranı yüksek olanlardan biriyiz.

Zor bir dönem bizi bekliyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Acaba ne demek istedi? 21 Ekim 2024