Biyoçeşitlilik için sonunda masaya para kondu!
Montreal’de gerçekleşen BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Toplantısı (COP15), biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için tarihi bir anlaşmaya imza attı.
Anlaşma, 2030 yılına kadar doğanın kritik eşikten dönmesini ve 1,5 derece hedefinin hayatta kalmasını sağlayacak güçlü bir rota çiziyor. Bu rota doğrultusunda; 2030 yılına kadar kara ve denizlerin yüzde 30'u korunacak ve yine 2030 yılına kadar her yıl 30 milyar doları finansman sağlanacak. Anlaşmada şu konular ön plana çıkarıyor:
*Doğa Pozitif ve Net Sıfır ekonomiler: COP15, doğanın düşüşünü nasıl durduracağımız ve tersine çevireceğimiz konusunda net bir hedef, finansman ve yol haritasına işaret ediyor. Net sıfır ve doğa pozitif ekonomilere ulaşma arzusu artık uluslararası hukukta kabul gördü; eylemsizlik için hiçbir mazeret yok. Bunun sonucunda hükümetlerin planlama ve yasama yapması bekleniyor.
*İklim / Gıda / Ekonomik güvenlik: Doğa kaybı iklim sorununun üçte birini oluşturuyor, ancak doğa çözümün üçte birine de katkıda bulunabilecek konumda. Doğayı korumak ve restore etmek için harekete geçmeden Paris anlaşmasına ulaşamayız; bu anlaşma iklim, ekonomi ve gıda güvenliğimiz için hayati önem taşıyor.
*Hükümetler ve şirketler hesap verebilir olmalı: Doğa için yeni küresel anlaşma, büyük ölçüde göz ardı edilen önceki Aichi hedeflerinden tamamen farklı. COP15, güçlü hükümet planlarını ve iş dünyasının hesap verebilirliğini merkeze koyuyor; ekonomilerin her sektörü işin içinde ve hiç kimse muaf değil.
*Masada büyük finansman var: Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yılda 30 milyar doları tutarında uluslararası kamu finansmanı, gelişmekte olan ülkeleri destekleyecek ve doğayı korumak ve restore etmek için harekete geçilmesini sağlayacak.
Özel sektöre verilen mesaj açık
*Unilever İcra Kurulu Başkanı Alan Jope: “COP15 sona ererken, özel sektöre verilen mesaj açıktır: 2030 yılına kadar doğa kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için dünyanın her yerinden ve tüm sektörlerden işletmelerin şimdi büyük ölçekli adımlar atması gerekecek. Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçeve Anlaşması, tüm büyük işletmelerin ve finans kuruluşlarının doğa üzerindeki risk ve etkilerini değerlendirmeleri ve açıklamaları için gerekli siyasi kesinliği sağlayacak. Bunun sonucunda daha güçlü bir hesap verebilirlik ve yatırımcılar, hükümetler, tüketiciler ve işletmelerin kendileri tarafından daha iyi bilgilendirilmiş kararlar alınacak.”
*Schroders Sürdürülebilir Yatırım Küresel Başkanı Andy Howard: “Doğa riski, yatırım riski ve getirileri için ayrılmaz bir faktör ve finansal akışları doğaya olumlu hedefler doğrultusunda yönlendirmek için açık bir fırsat var. Yapılacak daha çok iş var, ancak doğa için COP15 küresel anlaşması finans camiasının görmezden gelemeyeceği bir sinyal.”
*Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Özel Elçisi Rachel Kyte: “Ekonomimiz doğanın içinde işlemek zorunda. Doğa, toplumların bilançosunda yer alan bir kalem değil. Uluslararası Finans Kuruluşları onlarca yıldır doğal sermayeyi ve doğanın kalkınma üzerindeki kısıtlamalarını analiz ediyor. UFK’ların artık biyoçeşitlilik kaybı, iklim, kirlilik ve atık krizleriyle mücadelenin temel bir bileşeni olarak refah ve zenginliği yönetme şeklimizin dönüşümüne öncülük etmesi gerekiyor.