Bitcoin ve ulus devlet
Tarih boyunca yaşanan en büyük güç dönüşümlerden birine tanık oluyoruz. Herhalde bundan önce bu ayarda bir dönüşümün getirdiği son kavga kilise ile ulus devlet arasında yaşanmıştı. Ruhanilerin dünyevi işlere egemenliği uzun kavgalardan sonra ulus devletlerin egemenlik sınırlarının çizildiği 1648 Vestfalya Antlaşması ile sona erdi. O gün bugündür ulus devlet en önemli egemenlik birimi.
2004 yılında Mark Zuckerberg isminde bir çocuk Facebook’u kurdu. Bugün Facebook ve satın aldığı Instagram ve WhatsApp’ın toplam üye sayısı 3,3 milyar. Bu kullanıcılar her gün Facebook’un uygun gördüğü algoritmalara göre karşılarına çıkarılan bilgileri takip ediyor. Düşünce dünyaları Facebook tarafından şekillendiriliyor.
Ulus devletler topraklarını, topraklarındaki kişileri ve doğal kaynakları kontrol ediyordu. Buna analog egemenlik diyebiliriz. Dijital egemenlikse verinin kontrolü üzerine. Son 20 yılda üretilen verinin çoğu çok uluslu şirketlerin kontrolüne girdi. Ben bunlara “dijital kodamanlar” diyorum. Amerikalı Facebook, Google, Amazon ve Apple ve bunların Çinli muadilleri ulus devletlere paralel bir egemenlik alanı oluşturdu.
Dijital egemenliğin iki kaynağı var: Birincisi, bu şirketlerin alanlarında tekel olması. Yani Facebook’tan başka gidebileceğiniz sosyal ağ, Google’dan başka arama motoru yok. Bu nedenle kendi kurallarını koyabiliyorlar. İkincisi, eskiden oy veya satın alma kararıyla egemenliğe katkıda bulunduğuna inandığımız demokratik vatandaş, sosyal medya manipülasyonu altında özgür iradesini kaybetti. Vatandaştan kullanıcıya, kullanıcıdan takipçiye geçtik. Dijital kodamanların egemenliğinin güçlendiği dünyada, ulus devletlerin içinde otoriter rejimlerin de güçlenmesine şaşmamak lazım.
Türkiye de dijital egemenliğinin peşinde. Son haftalarda sosyal medya platformlarına Türkiye’de temsilcilik açma zorunluluğu getirilmesini, açmak istemedikleri zaman da tüm yönetim kurulu üyeleri yurtdışında mukim anonim şirketlerle idare etme yoluna gidilmesini bu egemenlik oyununun bir perdesi olarak görmek lazım. Orta boylu bir gelişen ekonomi olarak Türkiye’nin dijital kodamanlara karşı gücü sınırlı. Bu egemenlik kavgasında ne yapacağız?
Bitcoin, Facebook’tan dört sene sonra 2008’de icat oldu. Son zamanlarda çıkan tabirle bu kripto varlık, dünya çapında yüzbinlerce bilgisayar üzerinden çalışan bir algoritma. Yapısı gereği miktarı sınırlı. Bir sahibi yok. Altın gibi kullananlar değerine inandığı için değerli. Bitcoin’in altında yatan blok zinciri teknolojisi ile Bitcoin’e benzer birçok inovasyon yapıldı. Facebook vb. ekonomik gücü bir merkezde toplayıp tekelleşirken, kripto varlıklar tanımı gereği gücü ademi merkezîleştiriyor.
Siz Türkiye gibi orta boy bir gelişen ekonomi olsanız, geleceğin egemenlik kavgasında ABD merkezli dijital kodamanları mı yoksa merkezi olmayan kripto varlıkları mı tercih edersiniz? Bir gün elinizde SWIFT ile dolar ödemek dışında alternatif ödeme araçları olsun istemez misiniz? Ödeme kuruluşlarından kripto varlık alınmasını yasaklamayı veya kripto varlıklarda dolandırıcılık olmasın diye getirilecek düzenlemeleri bu gözle değerlendirmekte fayda var.