Bireysel kredi kartı limitlerinin bireylerin gelir düzeyleri ile uyumu

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Dr. Sinan Şahin

TRASTA – Bankacılık Partneri

T.C. Merkez Bankası tarafından yayımlanan 31 Mayıs 2024 tarihli Finansal İstikrar Raporu’nda bireysel kredi kartı limitleri ve kart kullanım eğilimlerini konu alan bir değerlendirmeye yer verilmiştir. 

Raporda özetle; kredi kartlarının kullanım kolaylıkları ve 2022 yılından 2023 yılının üçüncü çeyreğine kadar yüksek enflasyon ortamında kredi kartı faizlerinin görece düşük kalması sonucunda bireysel kredi kartı bakiye büyümesinin tarihi yüksek seviyeye ulaştığı, 2022 yılını takip eden dönemde kredi kartı limitlerinde enflasyonun üzerinde gerçekleşen artışlar yaşandığı, TÜFE’nin 2,6 katına çıktığı 2022 Ocak-2024 Ocak döneminde kredi kartı limitlerinin yaklaşık 6,1 katına, kredi kartı bakiyesinin ise 3,9 katına ulaştığı, enflasyonun yüksek seyrettiği bu dönemde ihtiyaç saikinin ötesinde limit artırım eğiliminin üst limit gruplarında daha güçlü olmak üzere bütün gruplara yansıdığı ifade edilmiştir. 

Rapor; kredi kartı harcamalarının sonradan taksitlendirilmesi veya borcun tamamının ödenmeyerek faize bırakılmasının, özellikle borçlanma maliyetlerinin yükseldiği dönemlerde bireylerin temerrüt riskini artırabileceğine, bireylere tanımlanan yüksek limitlerin, bireylerde gelirleri ile uyumlu olmayan harcama davranışına ve tüketim talebine yol açabileceğine, yüksek limitli kartların zorunlu olmayan saiklerle kullanımının, hem tüketim ve ara malı ithalatı kanalından cari dengeyi hem de öne çekilen talepler kanalından enflasyonu olumsuz etkileyebileceğine, yüksek limit grubunda daha kritik olmakla birlikte, kredi kartı limitlerinin ve ödeme koşullarının bireylerin gelirleriyle ve enflasyon ile uyumlu bir şekilde belirlenmesinin, finansal istikrara ek olarak cari denge ve fiyat istikrarı açısından da önem arz ettiğine dikkat çekilmektedir. 

Kuşkusuz bireysel kredi kartı limitleri ve borç bakiyelerinde yaşanan ve T.C. Merkez Bankası’nın raporunda da dikkat çekilen artışların enflasyonun çarpıcı şeklide üzerinde seyrediyor gözükmesinde, raporda TÜİK tarafından hesaplanan resmi enflasyon oranının kullanılmasının etkisi bulunmaktadır. Ekonomide fiilen yaşanan fiyat artışı oranı dikkate alındığında limit ve borçluluk artış oranları ile enflasyon oranı arasındaki fark bir miktar küçülebilecektir. Buna karşılık son yıllarda ülkemizde bireysel kredi kartı borçluluğunda ciddi bir artışın yaşandığı, trendin bu şekilde ve yüksek faiz oranları ile el ele devam etmesi halinde gelecekte borçların ödenememesinden kaynaklanacak üzücü sonuçların ortaya çıkabileceği bir vakıadır. 

Başta bu ve T.C. Merkez Bankası’nın raporunda ifade edilen diğer endişeler endişe göz önünde bulundurularak yazımızda, ülkemizde bireysel kredi kartlarının limitlerinin belirlenmesine ilişkin düzenlemelere, uygulamadaki aksaklıklara ve çözüm önerilerine değinilecektir. 

Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkındaki Yönetmeliğin kredi kartı limiti ve asgari tutarı düzenleyen 22/1. maddesine göre; bankaların, kredi kartı almak isteyen kişilerin yasaklık veya engel durumunu, ekonomik ve sosyal konumunu, aylık veya yıllık ortalama gelirini, diğer kuruluşlarca bu kişilere tahsis edilen kredi kartı limitlerini, kredi skorlama sistemi sonuçlarını, müşterini tanı ilkeleri ve Kredi Kayıt Bürosu’ndan temin edilecek bilgileri dikkate alarak yapacakları değerlendirmeye istinaden kart limiti tespit etmeleri gerekmektedir. 

Yönetmelik uyarınca kredi kartı talep eden ya da sahibi olan kişilerin aylık veya yıllık ortalama gelir düzeylerinin, kart hamili tarafından beyan edilen ve ilgili kuruluşlarca teyit edilen gelirler üzerinden tespit edilmesi gerekmektedir. Bankaların, müşterileri hakkında müşterinin kredi ödeme performansı, varlık ve yükümlülükleri, sosyal statüsü, eğitim düzeyi, yaşı ve benzeri ödeme gücünün değerlendirilmesinde etkili olabilecek hususlara ilişkin alacakları beyan ve temin edecekleri belgeler çerçevesinde yapacağı değerlendirmeler yönetmeliğe göre teyit niteliği taşımaktadır. Teminatın nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile kıymetli maden olması durumunda, karşılık olan tutarı geçmemesi ve rehin sözleşmesi yapılması şartıyla, gelir beyanı ve gelir teyidi zorunluluğu olmaksızın kredi kartı limiti tespit edilebilmektedir.

Yönetmeliğin 22/2. maddesine göre; Bankalar, kart hamilleri talep etmedikçe kredi kartı kart limitlerini artıramamakta, ancak yukarıda belirtilen değerlendirmenin yapılması şartıyla, kart hamillerinden Kanunda belirlenen yer ve kanallardan alınacak genel nitelikteki talimat üzerine periyodik limit artırımı yapabilmektedir. Limit artış işlemi öncesinde, ilgili kişinin gelir düzeyinin yukarıda belirtildiği şekilde kontrolü zorunludur. 

Yönetmeliğin 22/3. maddesine göre de, ilk defa kredi kartı sahibi olacak bir gerçek kişinin tüm kart çıkaran kuruluşlardan temin ettiği kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartı limiti, ilk yıl için, ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci ve sonraki yıllar için ise dört katını aşamamaktadır. 

Kart tahsisi sonrasında yapılan kontrollerde, bankalardan temin edilen toplam kredi kartı limitinin kart hamilinin gelirinin dört katını aştığının tespiti durumunda, bu kartlar hakkında limit artış işlemi yapılamamaktadır.

Yukarıda kısaca özetlenen yönetmelik hükümlerinden anlaşılacağı üzere gerek yasa koyucu gerekse düzenleyici otorite bireylere verilecek kredi kartlarının toplam limitlerini bu kişilerin gerçek gelirlerine bağlayarak, kişilere gelir düzeyleri ve ödeme güçleri üzerinde kredi kartı limiti tahsis edilmesinin önüne geçmeyi hedeflemiştir.

Ülkemizde genel olarak uygulamada yaşanan sorunun kredi kartı limit artırımlarında kart sahiplerinin gelir beyanlarının esas alınıp, bu beyanların resmi gelir belgeleri ile teyidinin sağlanmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Beyanın gerçek gelirden yüksek olması ve bu beyana göre limit tespit edilmesi halinde bireyler, ödeme kapasitelerinin çok üzerinde kredi limitlerine sahip olabilmektedir. Kredi kartı ilk limit tahsisinin ve bankalara verilen otomatik limit artış yetkilerine ya da bankalardan gelen limit artırım tekliflerine istinaden gerçekleştirilecek limit artırımlarının resmi belge ile teyit edilen güncel ve gerçek gelir düzeylerine dayandırılması, bu sürecin düzenleyici otorite tarafından denetlenmesi, düzenleme hükümlerine uymayan kuruluşların caydırıcı şekilde yaptırıma tabi tutulması önümüzdeki dönemde kredi kartı borçları sebebi ile yaşanabilecek üzücü gelişmelerin önlenmesine yardımcı olacaktır. 

Kredi kartı limitlerinin bireylerin gelir düzeyleri ile uyumunun sağlanması, gelir düzeyi ile uyumsuz tüketim ve harcama eğilimlerini kısıtlayacağından tüketim malı ithalatı talebindeki azalma yolu ile cari dengeye, genel talebin öne çekilmesinin önlenmesi yoluyla da fiyat istikrarına katkıda bulunacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar