Bir zincirin gücü her zaman en zayıf halkasının gücü kadar değildir
Bugün Türkiye ve kendimizi genellikle kıyasladığımız Polonya ve Güney Kore’nin ihracat fiyatlarının geçtiğimiz yıllarda nasıl değiştiğine bakalım. Güney Kore ve Polonya ihracatta sanayinin payı açısından Türkiye ile daha benzer ülkeler.
Karşılaştırma yapacağımız dönemin başlangıç noktası 2001. O dönemde bu üç ülkenin ihracat kilogram fiyatı şöyle: Güney Kore 1,42 dolar, Polonya 0,92 dolar, Türkiye 0,76 dolar. 2001-2023 sürecinde en çarpıcı değişim Polonya’da yaşandı. 2001’de Polonya ve Türkiye’nin ihracat fiyatları birbirine yakın düzeydeydi. Geçen 22 yıllık dönemde Polonya ihracat fiyatlarını yüzde 243 artırdı. 2023 sonu itibarı ile kg ihracat fiyatı 3,16 dolara yükseldi ve Türkiye’nin tam olarak iki katına çıktı. Güney Kore’nin fiyatları 22 yılda, 1,42’den 3,35 dolara ulaştı. 2021-2022 döneminde 3,70’e kadar yükselmişti. 22 yıllık dönemde artış yüzde 137. Türkiye’nin kilogram fiyatları 0,76 dolardan yüzde 108 artışla 1,58 dolara ulaştı. Bu dönemde en yüksek fiyat seviyesi 1,64 dolar ile 2014’te görüldü.
Grafikte de gördüğünüz gibi Polonya ve Güney Kore’de ihracat fiyatları son dönemde önceki yılların üzerinde seyrediyor. Türkiye ise 2014’te ulaştığı zirveyi aşamamış durumda. Bir dipnot olarak şunu da belirteyim: Türkiye’nin ihracat fiyatları dünya ihracat fiyatları ile büyük bir uyum içinde hareket ediyor; yani ortalamaya yakınsıyor.
Polonya ve Güney Kore’nin ihracat yapıları ile Türkiye’ninki arasında bariz bir teknoloji farkı var. Polonya’nın sanayi ürünleri ihracatında yüksek teknoloji payı 2007’den 2022’ye dek yüzde 3’ten yüzde 10’a ulaştı.
Güney Kore’nin sanayi ihracatında ise 2022’deki gerilemeye rağmen yüksek teknoloji payı yüzde 17. Türkiye’de bu oran yavaş bir artışla yüzde 3,6’ya çıktı. Bu verilerden ve mevcut bilgilerimizden çıkarmamız gereken ne? Türkiye 2000’li yıllarda ihracatta başarılı bir dönem geçirdi. İhracatını ciddi oranda artıran, Dünya ihracatından aldığı payı yükselten bir ülke olduk.
Bu ihracat artışı, kısmen fiyat artışından; büyük oranda ise miktar artışından kaynaklandı. 2001’den bugüne fiyatlarımız dolar bazında iki katına, ihraç ettiğimiz mal miktarı ise 4 katına çıktı. İhracatta yüksek teknolojinin payını, muadilimiz ya da rakip olarak kabul ettiğimiz ülkelerin düzeyine çıkaramadık.
İhracatçı firmalarımızın ana rekabet stratejisi genel olarak “düşük işgücü maliyeti ve yüksek kur ile ihracatı artırmak” oldu.
İşte bu yüzden ihracatta kur meselesini bir takıntıya çeviren ilgili STK’ların artık söylemini değiştirmesi gerekiyor. “Artık” demek de doğru değil zira bu yolda zaten çok geciktik. Bir zincirin gücü her zaman en zayıf halkasının gücü kadar değildir. Düşük ve orta düşük teknolojili üretim yapan, marka ve tasarımı öncelemeyen, emek yoğun çalışan sektörleri korumak için harcanan zaman ve fonları, bu kesimlerden el çekmeden, diğer alanlara kaydırmalıyız. Savunma ve havacılık sektöründe başlayan teknoloji atağını, diğer sektörlere de aşılamalıyız.
YURTİÇİ
11 Kasım 10:00: Eylül ayı sanayi üretimi
11 Kasım 10:00: Eylül ayı işgücü verileri
12 Kasım 10:00: Eylül ayı dış ticaret endeksleri
12 Kasım 10:00: Eylül ayı ödemeler dengesi
12 Kasım 10:00: Eylül ayı ticaret hacim endeksi
13 Kasım 10:00: Ekim ayı konut satışları
13 Kasım 10:00: Eylül ayı inşaat maliyet endeksi
YURTDIŞI
12 Kasım 10:00: Almanya tüketici enflasyonu
12 Kasım 13:00: Almanya ZEW endeksi
13 Kasım 16:30: ABD tüketici enflasyonu
14 Kasım 16:30: ABD üretici enflasyonu
15 Kasım 16:30: ABD perakende satışlar